English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ G ] / Get it on

Get it on traducir turco

13,283 traducción paralela
Whatever it is, let's get it on the fuckin'table right now.
Her ne olduysa, olanları o lanet masada bırakıyoruz.
But wanna watch House Hunters and get it on?
"House Hunters" izleyip biraz oynaşmak ister misin
You got to get it on your own.
Senin olanı kendin kazanmalısın.
Now get it on.
Başlayın hadi artık!
If we could get our hands on more of this stuff, it could be life changing!
Bu maddeden daha çok bulabilirsek hayatımızı değiştirebilir!
And we're gonna get our hands on it.
Biz de onu ele geçireceğiz.
The Foot were gonna get their hands on it.
- Ayak Takımı onu alacaktı.
Yo, yo, it's Hunter, dawg, about to get crazy on the stage...
Karşınızda Hunter, sahnede harikalar yaratmaya...
You think you can keep on murdering people and get away with it?
İnsanları öldürerek bununla kalacağını mı sanıyorsun?
I'm gonna have to work on it before we get going.
Gitmeden önce bunu halletmek zorundayım.
But it's not gonna fool that skiff once they get on board and see all this.
Ancak gemiye binip de bunu gördüklerinde onları kandıramazsınız.
Whatever leash you had him on, you better get him back on it.
- Onun boynuna nasıl bir tasma takıyorsan tekrar taksan iyi edersin.
What does that mean? Everyone keeps saying, "We're on the mountain," but I-I don't get it, you know what I mean?
Herkes dağdayız deyip duruyor ama hiç anlamıyorum.
- Come on, it's time to get out...
- Hadi, gitme vakti geldi... - Louis?
That you're too dense to get it if someone pulls on your nipples.
Birisi senin memelerini çekiştirse bile ne olduğunu anlamazmışsın.
So this guy, Mike Brennan, this creep, this deadbeat that owes me a lot of money, the way I see it, he is so fucked up, he ain't never gonna be able to get it back on his own.
Ee, bu adam, Mike Brennan, yaltakçı ve beleşçi adam, bana büyük meblağ borcu var. Anladığım kadarıyla, herif boka batmış. Asla kendi kendine bu borcu ödeyecek pozisyonda değil.
But, on the other hand, you didn't try to cheat him so he'll get over it, I hope.
Ama diğer yandan, henüz onunla konuşmadın yani bunu aşabilir, umarım.
I have to put it in a bag and get on a train to Hamburg tonight.
Bir çantaya koyup bu gece Hamburg'a giden trene binmem gerekiyor.
But know that I can't get to work on behalf of your son until you sign it.
Fakat şunu söylemeliyim, siz imzalayana kadar oğlunuz için hiçbir şey yapamam.
If you're going to torture me, just call them back and get on with it.
Bana işkence edeceksen geri çağır da bitsin bu iş.
And seeing as you cannot make us leave, we best get on with it.
Bizi zorla gönderemediğin de düşünülürse, başlasak iyi olur.
Maestro, it is true that a lot of singers my age are on the decline, but I seem to just get better and better.
Şef, gerçek şu ki benim yaşımda birçok şarkıcının sesi inişe geçiyor, ama ben gittikçe daha iyiye gidiyor görünüyorum.
It says you don't trust 12 idiots on a jury to get it right, and neither do I.
Şu demek ; jüri koltuğundaki gerizekalı 12 kişiye ve yargılarına güvenmiyorum.
So, seriously, what's gonna happen now before we get on this job, it's time for us to all get to know each other a little bit better.
Yani, cidden, şimdi şu olacak, işe başlamadan önce birbirimizi biraz tanıyacağız.
Clear the altar and get him on it.
Sunağı temizleyip üzerine yatırın. - Tamam.
Get on with it.
Devam edin.
Well, let's hope we get a hit on it.
Umalım ki kayıtlarda bulunsun.
It's'cause I was short, and it was the only way I could get on the court, so...
Boyum kısaydı ve sahada kalmamın tek yolu bu pozisyonda oynamaktı.
Um, you know, we're gonna be searching for the answers for you, and once we get the facts, we're gonna put it right here on Sway's Universe, all right?
Sizin için cevapları arayacağız ve gerçekleri bulduğumuzda Sway's Universe'te yayınlayacağız.
Come on. You need to do it in front of something recognizable like that sign, so just get in the middle of the circle there.
Hadi. su isaret gibi taninabilir bir seyin önünde yapmalisin.
But you're gonna wanna hang on,'cause it's about to get bold.
Fakat biraz beklemek isterseniz, ki bu cesaret gerektirir.
Drop everything you're doing, get on it right now!
Elinizdeki bütün işi bırakıp hemen bununla ilgilenenin.
Eliza, get on with it.
Eliza, devam et.
I'll get on it right away.
Hemen ilgileniyorum.
We'll get right on it, Lieutenant.
- İlgileneceğiz Teğmen.
Come on, let's get it, boys.
Hadi beyler!
You either roll with it or you get rolled on.
Ya katlanırsın ya da yuvarlanırsın.
Man : Come on, get on with it.
Hadi işe koyul.
- Get Ramirez on it.
- Ramirez'i getir.
The financing is contingent on leaving that out of the contract, and unfortunately, this deal just doesn't happen, it doesn't get financed unless you leave that out of the contract.
Mali işler beklenmedik bir şekilde bunu sözleşmeden çıkarmak zorundaymış ve maalesef, bu şart gerçekleşemezmiş. Bunu sözleşmeden çıkarmadıkça finanse edilemezmiş.
... get the helicopters up and away and that they get the lights on even the police cars turned off, so it's been very dark...
... helikopterleri uzaklaştırdılar, hatta polis arabaları bile ışıkları kapattı. Böylece bayağı bir karanlık oldu.
I sold the apartment building on South Vermont last month, and even though I got it in the divorce, it occurred to me that maybe you should get the profit.
Güney Vermont'taki apartmanı sattım boşanma davasında orayı kazanmama rağmen belki parasını sen almalısın diye düşündüm.
Come on, get it moving. Come on, come on.
Hadi, hadi!
Just impatient to get on with it.
Sadece bitsin diye sabırsızlandım.
But the stories told by the men who were actually there, under enemy fire, in the thick of it, are a different thing to the stories told by fellows on the staff who get rewards for doing nothing.
Onlar karargahta, hiçbir şey yapmadan ödüllendirilenlerin anlattıklarından farklıdır.
Well, you already have a felony conviction, and people are gonna be reluctant to give you a chance, but with a little management experience on your résumé it'll make that next job easier to get.
Zaten hükümlüsün. İnsanlar sana şans tanımakta istekli olmayacaklar. Ama özgeçmişinde yöneticilik tecrübesi olursa gelecek işine daha rahat girersin.
Esme, just..... get on with it.
Esme... -... işine bak sen.
If you're gonna kill me, then get on with it already.
Beni öldüreceksen şimdiden yap.
It's time for you to get over it, move on.
- Bunu aşma zamanı geldi, önüne bak artık.
I just want to get on with it.
Artık başlamak istiyorum.
Get on that bus and go wherever it's going and have your boring, miserable life because I can guarantee it'll be a whole lot better than being in debt to Johnny.
Şu otobüse bin ve nereye gıdiyorsa oraya git... ve o sefîl sıkıcı hayatına devam et. Çünkü seni temin ederim o hayat... J0hnny'ye borçlanmaktan çok daha iyi olacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]