Get it yourself traducir turco
864 traducción paralela
- Oh, get it yourself, Ambrose!
- Git kendin al, Ambrose!
Have to get it yourself, mister.
Kendiniz alabilirsiniz, bayım.
Get it yourself. I'm not dirtying my hands.
Git kendin al, ellerimi kirletecek değilim.
- Get it yourself.
- Git kendin al.
Because you're too scared to go out and get it yourself.
Çünkü mücadele etmekten ödün kopuyor.
Even if you were butt naked in front of me, it wouldn't make a difference. Don't get yourself confused.
Anadan doğma çıplak bile olsan, sana karşı bir şey hissetmezdim.
But since you've experienced it yourself, how did you get rid of her?
Bu konuda deneyimlisiniz, ondan nasıl kurtuldunuz?
Now get in there and give him that quinine and take a little yourself while you're at it.
Şimdi içeri gir ve ona kinini ver, hazır elin değmişken biraz da kendin al.
But if you didn't do it, why don't you save yourself? Get away.
Yapmadıysanız neden kaçıp kurtulmuyorsunuz.
Is it a crime to get fresh air for yourself when you've been stuck in a ci...?
İnsanın temiz hava almak istemesi ne zamandan beri suç...
Get yourself something you want, even if it's for a little while.
İstediğin şeyi yap, az bir süreliğine olsa bile.
You can't get a good look at yourself in it. Ah, but you can see what you want to see.
O aynanın içinde iyi görünemezsin ama ne görmek istersen onu görürsün.
You know you told me not to get the car, that you were gonna use it yourself.
Arabayı almamamı, kendiniz kullanacağınızı söylediğinizi biliyorsunuz.
It won't help Kinkaid now to get yourself killed.
Kendini öldürtmen Kinkaid'i geriye getirmeyecek.
And then one night, you get to thinking how you could crook the house yourself. And do it smart. Because you've got that wheel right under your hands.
Ve bir gün dolandırmak senin aklına gelir ve zekice yaparsın, çünkü rulet tahtası ellerinin altındadır.
You've got yourself in a jam it's not going to be easy to get out of... unless you're on the level with me.
Bana gerçeği söylemediğin sürece içinden çıkmanın kolay olmayacağı çok sıkışık bir durumun içindesin.
It's late. You'd better get some sleep yourself.
Geç oldu, biraz uyu sen de.
You say to yourself, "How hot can it get?"
Kendine, "Daha ne kadar sıcak olabilir ki?" diye soruyorsan.
Now let me see you get yourself out of it.
Hadi bundan da çık da göreyim.
Michael, why did you let yourself get dragged into it?
Michael, nasıl oldu da bu işe bulaştın?
You'll have to get it over with and find out for yourself.
Üzerinde biraz düşünüp,... cevabı kendin bulmalısın.
If you try to get some sleep and compose yourself... - perhaps we can discuss it tomorrow. - You'll discuss it now!
Eğer biraz uyuyup dinlenirseniz belki yarın konuşabiliriz.
EDITH, GET AHOLD OF YOURSELF. WHAT IS IT? HE CAME BACK.
Edith, kendine gel, ne oldu?
Well, it was darn nice of you to get yourself all this stuff for my sake - and Susan's.
Benim ve Susan'ın yararı için burayı böyle dayayıp döşemen fazlasıyla hoş olmuş.
If I gave you the money... if you saved yourself with it now, you'd get rid of me.
Eğer sana parayı verirsem..... eğer kıçını kurtarırsan o parayla, beni başından savacaksın.
You'd have killed me yourself if you'd had that map. But you'll not get it.
Eğer harita sende olsaydı, beni sen öldürürdün,... ama beni öldüremeyeceksin.
Why don't you get yourself in here! Do you want it in the newspapers?
Nedir yani, gazetelere ilan mı verseydim?
Get yourself out of it.
Bundan kendini sen kurtar.
You've got it all figured to get yourself a meal ticket for life, haven't you?
Kendini ona acındırarak onu temelli elde etmeyi planladın öyle değil mi?
You can't set yourself against the world and get away with it.
Tüm dünyayı karşına alıp bu şekilde yaşayamazsın.
It was like you to get yourself shot down in a burning barn.
Kendinizi yanan bir ahırda vurmak gibiydi.
It won't do you any good to get yourself all wound up...
Hastalanırsan senin için iyi olmaz.
It'll teach you not to get rough until you're sure of yourself.
Kendinden emin olabilmen için bu tip şeylere ihtiyacın var.
If it starts to snow then you get yourself home fast as you can.
Eğer kar yağmaya başlarsa, olabildiğince çabuk eve dön.
It's crazy how you can get yourself in a mess sometimes and not even be able to think about it with any sense, and yet not be able to think about anything else.
Bazen başınızı belaya sokup da olay hakkında mantıklı bir şekilde düşünemeyip, aynı zamanda başka hiçbir şeyi de düşünememek ne kadar da çılgınca bir şey.
When it coos, you must approach yourself... get stopped like a statue...
Kur yaparken, bir iki adım atarak yaklaşırsın. Ne bir şey görür, ne de duyar. O durunca, bir ağaç gibi kımıldamadan durursun.
No. If you're going to get yourself shot, do it where you're known.
Vurulacaksan bildiğin bir yerde vurul.
At your age, do you think it's wise to get yourself upset like that?
Senin yaşında, kendini böyle huzursuz etmenin akıllıca olduğunu mu sanıyorsun?
Unless you get hold of yourself, you'll be a mute, musically speaking. Give it a try.
Kendinizi toparlamazsanız... psikolojik açıdan sesinize kavuşamazsınız.
You can joke about it now, but you get yourself lost out here and I gotta keep men out ridin'their backsides off all night.
Bu konuda espri yapabilirsin, ama sen ortadan kayboldun diye adamları bütün gece at sırtında gezdirmek zorunda değilim.
You know, standing orders are to get yourself and your plane back if it's operational.
Uçağı ve kendini geri getirmen emredildi.
Get out of it yourself!
Kendin hallet.
You get yourself settled and take off your wet shoes, and I'll be back as soon as it's ready.
- Tamam. Yerleşin, ıslak ayakkabılarınızı çıkarın, yemek olunca dönerim.
YOU CAN ALWAYS GET YOURSELF ANOTHER BEER. IMPORTED, ISN'T IT?
Ama başka bir birayı ne zaman olsa alabilirsiniz.
At first glance... it seemed impossible to get lost in them... along the straight paths... between the immutable statues, granite slabs... where you were, even now... losing yourself forever... in the still night... alone with me.
İlk bakışta... içinde kaybolmak imkansız gibi gelirdi... dümdüz yolları boyunca... sabit heykeller arasında, granit döşeme... üzerinde bulunduğun, şimdi bile... kendini kaybederek, sonsuza dek... durgun gecede... benimle birlikte.
It's a wonder you can get your pants on by yourself, Junior :
Pantolonunu nasıl giyebiliyorsun, hayret, Junior.
It's possible for one man to get out through the wire, even get away, but there are in fact a considerable number of people besides yourself in this camp who are trying to escape.
Bir kişinin tellerden geçmesi hatta kaçması mümkün olabilir, oysa işin doğrusu bu kampta sizden başka kaçmaya çalışan oldukça fazla sayıda insan var.
Let me tell you something, it ain't gonna be but a half an hour before that sheriff comes over here. So you get yourself dressed up real pretty, and you come on downstairs and get your breakfast.
Bak ne diyeceğim Şerifin buraya gelmesi en fazla yarım saat sürer İyice süslen püslen, cici elbiseni giy sonra aşağı inip kahvaltını yap.
- Have you hurt yourself, sir? - Get on with it, Bacon, please.
- Yaralandınız mı?
I'll tell you what, you buy yourself an airplane and get somebody to borrow it, and then I'll come and arrest them.
Bak ne diyecegim. Kendine bir uçak al biri onu ödünç alsin, gelip onu tutuklayayim.
I'll get you the key, and you can Iock yourself up and make it a little easier.
Böylece için daha rahat eder.
get it done 134
get it down 26
get it together 140
get it up 68
get it out of your system 27
get it now 24
get it off me 116
get it over with 136
get it right 50
get it while it's hot 20
get it down 26
get it together 140
get it up 68
get it out of your system 27
get it now 24
get it off me 116
get it over with 136
get it right 50
get it while it's hot 20
get it going 16
get it 1593
get it off 251
get it open 41
get it out 253
get it off of me 28
get it all out 26
get it away from me 28
get it through your head 17
get it on 36
get it 1593
get it off 251
get it open 41
get it out 253
get it off of me 28
get it all out 26
get it away from me 28
get it through your head 17
get it on 36