English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ G ] / Get me

Get me traducir turco

100,672 traducción paralela
You go to the archives and get me the tax returns and annual budgets for the last 10 years.
Arşivlere gidip bana vergi beyannamelerini ve geçen 10 yılın yıllık bütçelerini getir.
It was thoughtful of you to try to get me closure.
Beni yakınlaştırmaya çalışman düşünceliydi.
You'll never get me to talk.
Beni asla konuşturamazsınız.
Winn, get me a wrench.
Winn, bana bir ingiliz anahtarı getir.
Okay? If you get me some blood from your dad's stash.
Babanın zulasından bana kan getirirsen.
And if you can't get me the big room, at least get me a paid gig.
Ve beni büyük odaya sokamıyorsan en azından bana paralı iş bul.
What'd you get me?
Bana ne aldın?
What did you get me? I got you nothing.
Ne aldın bana? Bir şey almadım.
Well,'cause then I'd run in and get that new television set you didn't get me.
Öyle olsaydı içeri girer ve... henüz almadığın televizyonu kurtarırdım.
I'm a celebrity, get me out of here, yeah?
Ünlüyüm, beni buradan çıkar, olur mu?
I hope they don't try and get me a goldfish.
Japon balığı falan almaya kalkmazlar umarım.
Well, it was really cool of your boyfriend to get me a ticket, too.
Sevgilinizin bana uçak bileti alması da gerçekten çok güzeldi.
Me, too... - But first, I have to get rid of him.
- Ama önce bu adamdan kurtulmalıyım.
Is that why you didn't tell me that the secret to getting Mxy off Earth was to get him to say his name backwards, because you didn't think I could handle it?
Bu yüzden Mxy'yi Dünya'dan göndermenin yolunun ismini ona tersten söyletmek olduğunu bana söylemedin? Halledemeyeceğimi düşündüğün için mi?
You do not get to turn this around on me.
Konuyu bana getiremezsin.
You don't get to tell me what to do until after we're married!
Evlenene kadar bana ne yapacağımı söyleyemezsin!
You use Supergirl as your source every time you want to get something past me.
Her zaman benden bir şey geçirmek için Supergirl'ü kaynağın olarak gösteriyorsun.
I need you to get that for me.
Onu benim için getirmeni istiyorum.
- Let me get some chow.
- Biraz nevale getireyim.
I just said that to get you to listen to me.
Hayır. Sadece beni dinlemen için yaptım.
Get'em off me!
Alın üstümden!
Are you trying to get me in your crosshairs, Ms. Danvers?
Beni çapraz ateşe mi almaya çalışıyorsunuz Bayan Danvers?
The portal would help your planet immensely and it would help me get home to mine.
Geçit büyük anlamda gezegeni yardımcı olacak ve benimde evime varmama yardım eder.
The portal would help your planet immensely and it would help me get home to mine.
Geçit, gezegenine büyük ölçüde yardımcı olacak ve benim de evime gitmemi sağlayacak.
Oh, and I didn't get a chance to say it before, but thank you for saving me.
Bu arada söylemeye fırsat bulamamıştım, kurtardığın için teşekkürler.
Uh, Kara Danvers sent me to get you.
- Sizi almam için beni Kara Danvers yolladı.
No. Get rid of it for me.
Hayır, ondan kurtul.
I can get you back to your family if you help me get back to mine.
Benim dönmeme yardım edersen seni ailene götürebilirim.
Mom says when I get bigger, Freya will teach me real spells.
Annem, büyüdüğümde Freya'nın, bana gerçek büyüler öğreteceğini söylüyor.
All right, call me back as soon as you get this.
Pekala, mesaji alir almaz beni ara.
What do you get out of me killing Klaus?
Klaus u öldürürsen eline ne geçecek?
I get to deal with Dominic on my terms. You get to help me keep Marcel breathing.
Dominic'le kendi şartlarımda uğraşırken, Marcel'i hayatta tutmama yardım edeceksin.
Let me go get dressed.
Gidip giyineyim.
- Yo, let me get in there.
- Ben de geliyorum.
Ooh! Let me get one of them over easy, JK!
Bana da yağda az kızarmış yapsana JK!
If you help me, I can make sure your sentence doesn't get extended.
Bana yardım edersen cezanın uzatılmamasını sağlarım.
Before you get too comfortable up there on your cross, and have your pity party, let me just... let me just jog your memory for a minute.
Kurbanı senmişsin gibi gösterip kendini acındırmaya başlamadan önce izin ver de hafızanı tazeleyeyim.
You do not wanna see it get away from me.
Öfkelendiğimi görmek istemezsin.
If you get back after dark, just tie it up good for me.
Hava karardıktan sonra dönersen benim yerime bağlayıver.
And you know what they get from me, these kids, they don't get anywhere else?
Ve bu çocuklar bende, başka yerde bulamayacakları neyi bululyorlar biliyor musun?
Let me know when you get to an apology.
Özür kısmına geldiğinde haber ver.
Get inside. Look at me. Go.
Bana bak, içeri gir hemen!
Excuse me, I'll go get her.
Hemen gidip getireyim.
I get that you're into me, but, um, sorry, you're not my type.
Bana yürüdüğünü anlayabiliyorum ama ne yazık ki tipim değilsin.
Why didn't you get a room next to me, like we said?
Niye konuştuğumuz gibi yan yana odaları seçmedik? Ne?
Get your swine hands off of me!
Elleriniz üstümden çekin dedim!
He'll beg me to get this back.
Bunu geri almak için ayaklarıma kapanacak.
Because you needed me to go on the air to corroborate your story, get your message out, save your quarter.
Çünkü canlı yayında hikayeni desteklememe ihtiyacın vardı. Mesajını yayıp ilkçeyreğini kurtarmama.
To help me get over this guy I thought I was in love with.
Âşık olduğumu sandığım şu adamı kafamdan atmama yardımı olurmuş.
Do me a favor, when you get home, google Sarah Jones TED Talk.
Bana bir iyilik yapın, evde Google'dan Sarah Jones'un TED konuşmasını izleyin.
Let me get this.
Şunu alayım. - Evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]