English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ G ] / Give me a sec

Give me a sec traducir turco

375 traducción paralela
Give me a sec to tell them, OK?
Onlara söylemem için bana bir saniye ver?
Could you just give me a sec, Matthew?
Bana bir saniye verir misin Matthew?
- Give me a sec, please.
- Bana bir kaç saniye ver, lütfen.
- Give me a sec.
- Bir saniye.
Can you... can you just give me a sec?
Bana... bana biraz müsade eder misin? Toparlarım.
Just give me a sec. Watch that for me, okay?
Burada bekle tamam mı?
All right, just give me a sec.
Tamam, sadece bir saniye ver.
Could you give me a sec, Stacy?
Bana bir saniye verebilir misin, Stacy?
Give me a sec.
Bana bir saniye ver.
Just give me a sec...
Bir saniye...
- Can you give me a sec?
Bize müsaade edermisin?
Just give me a sec to find my keys, okay?
Bir dakika bekle de önce anahtarlarımı bulayım.
I wasn't expecting company, so just give me a sec to clean the place up.
Misafir beklemiyordum o yüzden etrafı toparlamam için biraz zaman ver.
Just give me a sec to change film.
Bir saniye izin verin, filmi değiştireyim.
Give me a sec.
Biraz bekleyin.
! - Just give me a sec, alright?
- Bana birkaç saniye ver, tamam mı?
Just give me a sec.
Evet. Bir saniye izin ver.
Okay, give me a sec while my organs catch up.
Organlarım gelene kadar bana bir saniye verin.
- Just give me a sec.
- Bana bir saniye ver.
Just give me a sec.
Bir saniye müsaade edin.
Give me a sec. Get out of here?
Çık dışarı ha?
Give me a sec, okay?
Beni biraz bekle, tamam mı?
Alrite... you just give me a sec
Tamam... bana biraz izin ver.
Give me a sec.
Bir saniye.
OK, give me a sec.
Tamam, bir saniye.
Just give me a sec here.
Bir saniye lütfen.
Give me a sec.
- Bana bir dakika ver.
Here, just give me a sec, okay?
Dur, bir saniye bekle, tamam mı?
- Sure. Give me a sec.
Biraz bekle.
Right, okay, just give me a sec.
Peki. Tamam. Bana bir saniye izin ver.
Give me a sec.
Bir saniye bekle.
- Give me a sec, I'll dump the line.
Bir saniye, hattı kapatayım.
Just give me a sec.
Bir saniye.
Just give me a sec.
Tamam, bir saniye.
Uh, give me a sec.
Bir saniye.
OK, no problem. Just give me a sec.
Hemen hallederim.
Merlin, what's your status? Give me a sec.
- Bozdoğan, durum nedir?
Just give me a sec to line up the rifling patterns. You run the plates?
Yiv şeklini ayarlamak için birkaç saniye gerek.
Well, give me half a sec, and I'll drive you.
Birkaç saniye ver, seni ben götüreyim.
Give me a sec. Come on.
Çekin ödemesini durdurdum.
- Don't give me a "sec." Let's go!
- Başlatma saniyene. Gidelim!
Choose the one drink you wouldn't give your worst enemy, and give me a double.
En kötü düşmanına bile vermeyeceğin bir içkiyi seç ve, bana duble ver.
Give me a sec.
Bir saniye izin ver.
Give me just a sec.
Bir saniye.
Give me a few marks... choose one or two girls, and have a good time.
Şu kızlardan birini seç, ve iyi vakit geçir. Burası uygar bir ülke.
Give me a break. Watch this. Pick a nurse, any nurse.
Beni rahat bırak.Seyret. Bir hemşire seç.
Give me the specs, I order it, I drive it a few miles, and you get it for the demo price.
İstediğin gibi seç, siparişini veririm, birkaç kilometre sürerim, ve sen de arabayı test arabası fiyatına alırsın.
- Just give me a sec.
- Bir saniye bekle.
Give me a tough one.
Zor bir kelime seç.
You know what, just give me the paper and a Pick Six.
Her neyse, bana sadece bir gazete ve bir "Altılı Seç"!
Give me a sec.
Az kaldı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]