Give me that money traducir turco
252 traducción paralela
Give me that money.
Ver o parayı bana.
Give me that money
Ver şu parayı bana.
Give me that money. I'll get 4 / 1 at any place in this tent
Parayı ver o zaman. 1'e 4 veren birilerini bulurum elbette.
Give me that money.
Parayı bana ver.
Give me that money.
Ver şu parayı bana.
- Give me that money!
- Çabuk ver o parayı!
Give me that money.
Parayı geri ver.
- Give me that money.
- Bana parayı ver.
Will you or will you not give me that money?
O parayı bana verecek misin vermeyecek misin?
Give me that money!
Parayı bana ver!
If you want to give me that money, fine.
Eğer parayı vermek istiyorsan iyi.
- Give me that money back!
- Parayı geri ver bana!
I`m awful sorry you`re sick... but you have to give me that money.
Hastalandığın için üzgünüm. .. ama bana borcunu ödemek zorundasın.
Now just give me that money.
Şimdi bana paraları ver.
You did give me that money!
O parayı bana vermiştin!
- Give me that money!
Paramı ver.
You give me that money, and I'll give you these jewels.
Bana parayı ver ve bende sana taşları vereyim.
Give me that money! Come on!
parayı bana ver!
I'm never going to give up on this case. In that case, my money that you lost... make sure you get that back for me as well.
O halde ortadan kaybolan paramı da bul.
Captain, I demand that that man give me my money.
Kaptan, bu adamın paramı bana vermesini talep ediyorum.
If that sniveling, money-grubbing, whining old mother of yours... comes fooling around my offices anymore, I'm going to give orders... to have her thrown down those 60 flights of stairs, so help me!
Eğer o sümüklü, para için her şeyi yapan zırlak ananı... büromun etrafında bir daha görürsem... 60'ıncı kattan aşağı attırırım, haberin olsun.
All I'm asking is that you give her the money, let me see her and apologize.
Sizden bütün istediğim, parayı ona vermeniz, beni onunla görüştürmeniz ve ondan özür dilemek.
He says he will give me 50,000 francs besides my salary, which is very big just to sign the contract. That is how much in American money? - $ 10,000, madame.
Yüklü maaşıma ek olarak 50 bin frank sadece sözleşmeyi imzalamak için.
- Give me back that money.
- O parayı geri ver.
He told me they needed extra cash to buy the land... so I loaned that $ 2,500 that Father left - Did you give Paul some money on that playground deal?
Oyun alanı işi için Paul'e para mı verdin?
But woman, listen... Give me the money you've saved, you can't deny me that,
Biriktirdiğin parayı bana ver, bu isteğimi reddedemezsin...
Now, you give me that ticket, and there's enough money here to buy five times as much land.
Şimdi eğer bana şu bileti verirsen burada o arazinin beş katını almaya yetecek kadar para var.
You'd better give me the money you won, I'll see that it gets back to the right people.
Kazandığın parayı da bana ver, doğru insanlara ulaşmasını sağlayacağım.
The money that you give me comes from No Face?
Bana verdiğin şu para Suratsız'dan mı geliyor?
I'll give you all of the money I've got, that's one and four pence ha'penny, if you'll stop this third degree and let me go inside and get me breakfast.
Bu 3. sınıf gösteriyi keser,.. ... içeri geçip kahvaltıma devam etmeme izin verirsen sana bütün param olan 1 şilin 4 peniyi veririm.
Tell that examining magistrate of yours that nothing on Earth could ever induce me to give money to those precious judges. No.
Benden zırnık koparamazlar...
That would give me enough to pay you off... And leave me and the missus a little traveling money.
Bu size olan borcumu ödememe yeter ve eşimle bana buradan taşınmaya yetecek kadar para kalır.
That's great, Mr. Banner. Listen, how much money can you give me?
- Bana ne kadar para verebilirsin?
I'll give you some machine guns, you give me some money, and that'll be that.
Size makineli tüfekleri vereceğim siz de bana parayı vereceksiniz.
Please, give me the money that you promised me.
Bana vaad ettiğiniz parayı verin.
- Give me back that money!
- Geri ver paramı! - Hadi be!
When I first heard about this I thought, if the mad woman wants to give her money away, she may as well give it to me, but I never really thought that the flying nun here would pull it off.
Bunu düşünceyi ilk duyduğumda, dedim ki, eğer bu manyak kadın parasını boşa harcamak istiyorsa, bana verebilir, ama bu uçan rahibenin bu işi kıvırabileceğini hiç düşünmemiştim.
Nice friend I turned out to be. You give me all that money for what? So I could play catch with you?
İyi arkadaşa dönüştüm.Sen pana para verdin ben de seninle tutucu olarak oynayabildim?
If that's your attitude, why don't you give me my half of the money and you do whatever you want with your half.
Eğer tutumun bu olacaksa neden bana paranın yarısını vermiyorsun herkes kendi payıyla istediğini yapar.
"Give me money so that I can pay the rent, because I don't want to die in the street."
"Bana para verin?" diyor. Evet, ama yemek için değil. "Para ver ki kiramı ödeyebileyim." diyor.
He give me the money, and he says to me that there's plenty more where that come from.
Bana para verdi ve dedi ki : "Bunun geldiği yerde bunlardan daha çok var."
Al, I know this is something that isn't normally done, but I was wondering if you could kind of give me my money back.
Al, normalde böyle bir şey istenmez biliyorum ama paramı bana geri verir misin diye merak ediyordum.
So I go, "Well you better give me some money, then!" So that's the deal!
Ben de gidip "Öyleyse bana biraz para versen iyi olur!" dedim. Yani böyle anlaştık.
And give me back all the money I gave that bomb squad charity of yours!
Ve o hayır kurumuna verdiğim tüm parayı bana geri ödeyeceksin.
[Malcolm] I'm gonna tell you exactly how it goes. When my partner sees me drive off... he'll put the rest in that barrel. You give me the money.
Şimdi size tam olarak devamını anlatayım.
Give me that money! Come on! Stop it!
Fakat dediklerimi anlamadığın için ayrılacağız.
You give me back the jewels... that are rightfully mine, and I'll give you back the money, which isn't.
Bana taşları geri verin... ki onlar tamamen bana aitler, bende size bana ait olmayan parayı vereyim.
I've decided to give Bea's money away to people who need it. I'm gonna let them come to me and plead their case and then I'll decide. That's the noblest thought ever expressed at this table.
Bea'nin bıraktığı tüm parayı ihtiyacı olan insanlara bağışlayacağım bana gelip sorunlarını anlatacaklar ve bende onlara para verip vermeyeceğimi düşüneceğim bu masadaki gelmiş geçmiş en asil hareket buydu
I came here so that you'd give me money.
Buraya bana para verdiğin için geldim.
Is that the one who's gonna give me money?
Bana para verecek olan o mu?
Then give me the money that I earned.
O halde bana kazandığım paraları ver.
give me strength 86
give me a hug 258
give me a kiss 294
give me some sugar 34
give me a sign 41
give me 926
give me your hand 884
give me that 1626
give me a break 856
give me the money 165
give me a hug 258
give me a kiss 294
give me some sugar 34
give me a sign 41
give me 926
give me your hand 884
give me that 1626
give me a break 856
give me the money 165
give me a fucking break 45
give me your phone 245
give me a second 352
give me a minute 453
give me a number 36
give me a chance 137
give me some space 28
give me a hand 451
give me some money 47
give me some 144
give me your phone 245
give me a second 352
give me a minute 453
give me a number 36
give me a chance 137
give me some space 28
give me a hand 451
give me some money 47
give me some 144