English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ G ] / Greater

Greater traducir turco

5,697 traducción paralela
A force far greater than your mind can comprehend.
Aklının idrak edebileceğinden çok daha büyük bir güç.
If the greater Volm are within range, they could offer immeasurable support.
Daha büyük Volm birliği aramızda olursa sınırsız bir destek sunabilirler.
The greater Volm have returned.
Büyük Volm geri döndü.
The true purpose of the summoning of all Republic of East Gorteau citizens to the capital city was a plot by the Supreme Leader to massacre them. suggesting that the victims were likely forced into mass suicide. so some authorities believe a revolution is the greater likelihood.
Doğu Gorteau'daki vatandaşların tamamının başkentte toplanması mevzusunun asıl gerekçesinin Yüce Lider'in yurttaşları katletme planı nedeniyle olduğu ortaya çıktı. Yüce Lider Ming Jol-ik'in cesedi saraydaki yıkıntıların altında bulundu. Kurbanların toplu olarak intihara zorlandığı iddia ediliyor.
Agent Gallo is implementing the greater good theory.
Ajan Gallo büyük iyidir teorisini uyguluyor.
Greater good theory in practice.
Büyük iyidir teorisinin uygulanmış hali.
Even from vastly greater distances.
Hatta çok uzak mesafelerden bile.
You must trust that I work for a greater good, mother.
Çoğunluğun iyiliği için yaptığım şeye güvenmelisin, anne.
Individually, we are but a small part of something far greater, greater, yet essential to the survival of the whole,
Hepimiz bireysel olarak çok daha büyük bir şeyin küçük parçalarıyız. Büyük ve insanlığın kurtuluşu için gerekli bir şeyin.
You noble men willing to die for a cause greater than yourselves, return not with wealth, nor slaves, but with honor.
Siz asil adamlar sizden yüce bir dava için öleceksiniz sağlığınızı yitireceksiniz, köle düşeceksiniz ama onurlu olacaksınız.
If you defy this simple request, how am I to know you will not defy a greater one?
Eğer bu basit isteğe bile karşı gelirsen daha büyük bir isteğe karşı gelmeyeceğini ben nereden bileyim?
Our sin was greater but I doubt it would have happened if you hadn't attacked first.
Bizim günahımız daha büyüktü. Ama önce siz saldırmasanız bu yaşanır mıydı şüphe ediyorum.
There's a pattern emerging involving missing teenage girls from 18-and-over clubs in the greater Los Angeles area.
Gelişmekte olan bi şablon var. 18 yaş ve üzeri kulüplerde kaçırılan kızlar. Tüm Los Angeles bölgesinde.
They were sacrificed for a greater cause... to finally shake this city's blind faith in you.
Daha büyük bir amaç için kurban edildiler. Bu şehrin sana olan körü körüne güvenini sarsmak için.
Father, we ask that you watch over our brothers and sisters as they leave our congregation for a greater journey.
Peder, kardeşlerimize göz kulak olmanı diliyoruz. Bizi daha iyi bir yolculuk için terk ediyorlar.
With sugar having such complex associations with our hearts, minds and bodies, I wonder if it is having far greater ramifications for the culture than we've considered.
Şekerin kalplerimiz, zihinlerimiz ve vücutlarımız üzerinde sahip olduğu bu karmaşık ilişkilerle kültüre ilişkin olarak da düşündüğümüzden daha fazla bir dallanıp budaklanma durumu olup olmadığını merak ediyorum.
He knows the greater good would be to forget about him and concentrate on stopping the meltdown.
Onu unutup asıl meseleye odaklanmamızın gerektiğini biliyor.
In fact, I'm taking Warden Hartley to dinner to discuss the group in greater detail.
Aslında, Warden Hartley'i bu grup konusunu etraflıca konuşmak için akşam yemeğine götürüyorum.
I told myself it was for the greater good, but the truth is I just wanted to feel on the same level as both of you, I...
Kendime bunu iyiliğiniz için yaptığımı söyledim ama gerçek şu ki sadece ikinizin seviyesinde olduğumu hissetmek istedim.
The whole front axle can go up more than an inch for greater clearance.
Ön dingil yerden daha fazla yükseklik kazanmak için iki santim daha kalkabiliyor.
However, there are times when one must finesse the truth in order to serve the greater good.
Yine de, bazı anlar vardır ki ; daha büyük bir iyiliğe ulaşmak için bir taraf gerçeği çarpıtabilir.
THAT WE REALLY GET A DEEPER AND GREATER UNDERSTANDING OF WHAT'S GOING ON.
Neler olduğu hakkında gerçekten derin bir anlayışa sahip olduk.
THE ASTEROID SMASHES INTO THE OCEAN OFF OF WHAT IS NOW MEXICO'S YUCATAN PENINSULA. IT STRIKES WITH A FORCE TWO MILLION TIMES GREATER
Göktaşı okyanusa çarptığında şu anda Meksika'nın Yucatan yarımadasında olduğu gibi patlatılan en büyük nükleer bombadan iki milyon kat daha fazla bir güçle vururdu.
For the greater good.
Çoğunluğun iyiliği adına yapılmış.
But... by protecting me, you put my people in even greater danger.
Ama... Beni koruyarak... adamlarımı daha büyük bir tehlikeye attın.
I feel... I feel that I should be at home with you. Where I'm sure I could be of much greater use.
Sanki evde seninle birlikte olsam daha çok işe yararmışım gibi hissediyorum.
We all make sacrifices for the greater good.
İnsanlık için hepimiz fedakârlık yapıyoruz.
Though those are forces much greater than we are,
Bunlar bizden çok daha güçlü şeyler.
Whole's greater than the sum of its parts.
Bütün parçalarından iyidir.
The greater good.
Daha büyük bir amaç için.
They need structure, people who care for them, for the greater good of Gotham and for the children, you see?
Disipline ihtiyaçları var. Onlara önem veren insanlar için. Çocukların ve Gotham'ın iyiliği için.
The loss of a child is greater.
Bir çocuğun kaybı en büyüğü.
As you can see on the diagram here that the boys from NASA were so kind to draw up for us, a person who's been pushed lands at a greater distance than a person who's slipped.
Şekilde görüldüğü gibi, NASA'da çalışan ve şurada oturan beyefendiler çizdi, sağ olsun. Burada çok yüksekten itilen kişi ile ayağı kayan kişinin düştüğü yerler gösteriliyor.
They're all just jealous, anyway- - jealous that we have the kind of love that's greater than anything in the entire galaxy.
Sahip olduğumuz aşkı kıskanıyorlar. Sahip olduğumuz aşkı kıskanıyorlar. Bu bütün galaksiden bile büyük bir şey.
The greater the emotional investment, the more likely things are to run off the rails.
Daha büyük dokunaklı yatırım,... daha çok işler yolundan çıkmış gibi.
The president certainly does not welcome the way that this debate has earned greater attention in the last week, the leak of classified information about sensitive programs that are important in our fight against terrorists who would do harm to Americans, is a problem.
Başkan, geçen hatta boyunca dikkat çeken tartışmalardan elbette memnun değil. Amerikan halkına zarar verecek terörist faaliyetlere karşı girişilen mücadele için büyük önem taşıyan hassas programlara ait gizli bilgilerin sızdırılmasını bir sorun olduğu muhakkak.
I also see fractures on the greater cornua of the hyoid. Yes.
Ayrıca hiyoidin geniş bölgesinde de kırıklar görüyorum.
To surf is to get up every day with a desire to battle something greater than yourself.
Sörf her gün uyanıp senden yüce bir güçle savaşma arzusudur.
We do greater things when we act as one, when we trust each other as equals.
Birlikte hareket edersek, eşit olarak davranırsak her şey daha güzel olur.
The greater the words, the larger the lie.
Sözler büyürse, yalanlar da o kadar büyür.
Ego is to be sacrificed to a greater evil.
Ego daha büyük bir kötülüğe kurban edilecekti.
What greater evil?
Hangi büyük kötülük?
My might is greater than ever yours.
Benim kudretim sizinkinden bile daha yüce.
We put our lives on the line for the greater good.
Daha büyük amaçlar için hayatımızı tehlikeye atarız.
The idea that we should act for the greater good outside of our own issues in our community inspired me and a number of other people to say, " This is Revolution Summer.
Kendi toplumumuzun dışında kalan sorunların çözümü için harekete geçmemiz fikri beni ve başka birkaç kişiyi daha " Yaz devrimindeyiz.
Because you have a greater fear,
Çünkü daha büyük bir korkun var.
I'm preoccupied with a greater good scenario.
Kafam herkes için daha iyi olacak bir senaryo ile meşguldü.
You avenge sin with greater sin!
- Bir günahın bedelini, büyük günahla mı ödeyeceksin!
But the risk is greater for me.
Ama risk benim için daha fazla.
The risk is always greater for the woman.
Risk kadınlar için her zaman daha fazladır.
Can you imagine dragging the Earth closer to the Sun, heating it up, then at some point the temperatures would rise to 100 degrees or greater, all the water would evaporate or boil away into the atmosphere,
Dünya'nın, Güneş'e yaklaştığını ve ısındığını düşünün...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]