Happy hour traducir turco
507 traducción paralela
Not even happy hour.
İçki saati bile değildi.
The happy hour program.
Şimdi mutlu saatler programındasınız.
Happy hour signing off.
Mutlu saat programı sona erdi.
" This is The Happy Household Hour... brought to you at this time by Happy Hour Bubble Suds.
" Şimdiki yayınımız, Mutlu Saatler Köpüklü Sabunları ile aynı anda yayınlanan Mutlu Ev Halkı Saati.
No soap gives you more happiness, more washings and more suds per package, than Happy Hour Bubble Suds.
Hiç bir sabun size Mutlu Saatler Köpüklü Sabunları kadar mutluluk, yıkama ve paket başına daha fazla köpük veremez.
Torquemada spent many a happy hour here a few centuries ago.
Torquemada bir kaç asır önce burada mutlu zamanlar geçirmişti.
Hold on to your neighbour, it's happy hour in Salmontail.
Komşunuza sarılın, Salmontail'in mutlu saati.
I don't want a happy hour here.
İndirimli içki saati istemiyorum burada.
Well, that's it, happy hour is over.
Pekâlâ, eğlence saatimiz sona ermiştir.
I want to make happy hour.
- İndirim saatine yetişmek istiyorum.
Now, happy hour is taking its toll.
Akşamları iki tek atman artık zarar vermeye başladı.
No, it's happy hour. lt's only 50 cents.
Hayır, indirimli içki zamanı. Sadece 50 sent.
I'm usually at Wally's for happy hour on Tuesdays.
Salı günleri iyi vakit geçirmek için genellikle Wally'de olurum.
Levi, after work, do you want to have a happy hour with me?
Levi, işten sonra benimle güzel vakit geçirmek ister misin?
The happy hour begins.
Eğlence başlasın.
happy hour news will bring you'round-the-clock bulletins on the green menace.
Akşam haberleri olarak, bu yeşil tehtidle ilgili son gelişmeleri size sık sık duyuracağız.
April O'Neil, happy hour news.
April O'Neil, akşam haberleri.
April O'Neil, happy hour news. back to you, Jeff.
April O'Neill, akşam haberleri.
It seems like happy hour all day around here.
- Burada bütün gün indirim var galiba.
- Happy hour.
- Güzel. Mutluluk saati.
Happy hour.
İndirimli içki saati geldi!
We've got a date tonight, happy hour at Mingles.
Bu gece randevumuz var. İndirimli saatlerde Mingles'da.
This is happy hour.
İndirimli içki saatindeyiz.
Feels like happy hour to me.
Günün mutlu zamanı.
It's happy hour in France.
Fransa'da mutluluk saati.
Happy Hour catering.
Happy Hour catering.
Now, that's what I call a happy hour.
İşte, mutlu saatler dediğim budur.
You're making happy hour bitterly ironic. I gotta find a date for my big, fat, snotty sister-in-law, Selma. I'm intrigued.
Mutlu Saatleri mahvediyorsun büyük şişko Selma için bir erkek bulmam gerekiyor ben ilgileniyorum.
Edna, happy hour in the teachers'lounge.
Edna, öğretmenler odasında happy hour var.
You have stayed me in a happy hour. - I was about to protest I loved you.
Tam zamanında kestin sözümü, yoksa seni sevdiğime yemin edecektim.
i'm waiting for you to score at happy hour so we can have dinner.
Akşam yemeği yemek için birini becermeni bekliyordum.
Why would he miss happy hour at "El Paquino's"?
"El Paquino" nun programını neden kaçırırdı ki zaten?
This is a newspaper... not happy hour at Buckingham Palace.
Burası bir gazete... Buckingham Sarayında mutlu saatler değil.
Happy hour!
İndirimli içki saati.
- ls this "Happy Hour"?
- "İkramiyeli Saat" mı?
- lt's always "Happy Hour".
- Burada her zaman "İkramiyeli Saat".
Time for happy hour with the press.
Basınla mutlu bir saat geçirme vakti.
Happy hour!
- Neşe Saati!
We live again for this hour which makes us proud and happy.
Bizleri gururlu ve mutlu kılan bir saati yeniden yaşıyoruz.
The main thing is for her to be happy every hour.
Onun için asıl olan her saat mutlu olması.
The Happy Household Hour's just coming on, dear.
Mutlu Ev Halkı Saati başlamak üzere canım.
And Mr. Gainsboro will continue to call here every night at this hour... to see that I am well and happy.
Ve Bay Gainsboro her gece bu saatte aramaya devam edecek iyi ve mutlu muyum diye bakmak için.
If it makes you so happy, I'll gladly oblige every hour.
Yaptın sonunda. Seni mutlu edecekse sana her saat yardım edebilirim.
Whoever my father was, for an hour or for a month, he must have been a happy man.
Babam her kimse, bir saatliğine veya bir aylığına da olsa... mutlu bir adam olmuş olmalı.
Whoever my father was, for an hour or for a month he must have been a happy man.
Babam her kimse, bir saatliğine veya bir aylığına da olsa .. mutlu bir adam olmuş olmalı.
My friend, I am happy every hour of the day.
Arkadaşım, ben günün her saatinde mutluyum.
Talk about happy hour, this is it.
Parlak bir "soğan" a benziyor. Ama bu "soğan" altından yapılma.
and be warm and happy for an hour or two.
Ve bir kaç saat boyunca sıcak ve mutlu hissedecek.
Yes, happy hour.
- Evet, indirimli saatler.
You can't put up with that for an hour to make me happy?
Beni mutlu etmek için, buna 1 saat katlanamaz mısın?
The part of the story I don't like..... is that the little boy gave up looking for Happy after an hour.
Hikayenin sevmediğim yanı küçük çocuğun köpek mutluyu bir saat aradıktan sonra vazgeçmesi.
hours 6338
hour 409
hours ago 400
hours left 40
hours later 138
hours earlier 17
hours from now 39
hours to go 16
hours straight 73
hours a week 59
hour 409
hours ago 400
hours left 40
hours later 138
hours earlier 17
hours from now 39
hours to go 16
hours straight 73
hours a week 59
hours now 24
hours away 26
hour ago 73
hours of community service 33
hours a day 443
hours and 143
hours or so 21
hour and 17
hour shift 40
hour flight 49
hours away 26
hour ago 73
hours of community service 33
hours a day 443
hours and 143
hours or so 21
hour and 17
hour shift 40
hour flight 49
hour drive 72
hour surveillance 22
hour days 31
hour day 25
hour window 16
hour and a half 25
hour hold 19
hour period 17
hour shifts 36
hour surveillance 22
hour days 31
hour day 25
hour window 16
hour and a half 25
hour hold 19
hour period 17
hour shifts 36