English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ H ] / He's coming home

He's coming home traducir turco

309 traducción paralela
If he's coming home at all he has to walk right into us.
Eve dönmek isterse avucumuza düşecek.
And now he's coming home... home to a new mother many years younger than he.
Ve şimdi, buraya geliyor üvey annesinin kendisinden çok genç olduğu bir eve.
" He keeps asking,'When's Daddy coming home?
" Hep'Babam ne zaman gelecek? 'Diye soruyor.
Look, the boy's coming home today, isn't he?
Bak, çocuk bugün eve geliyor.
Tell Bill Daly's wife to roll over. He's coming home.
Bill Daly'nin eve geleceğini karısına haber edin.
Blanche can have Steve's place. He ain't coming home tonight if he knows what's good for him.
Benim herifte de biraz akıl varsa, eve gelmez!
- He's coming home tomorrow.
Her şey yolunda mı? Yarın sabah eve gelecek.
All I know is he's the person I've seen since coming home who's willing to help.
Eve döndüğümden beri yardım etmeye gönüllü tek kişi o ama.
Why's he coming home so late?
Neden eve bu kadar geç geliyor?
- He said that he's coming home soon.
- Gecikmeden eve geleceğini söyledi.
When's he coming home?
Ne zaman geliyor?
He'd run to me when I got home and say, "Mama's always coming at me."
Eve gittiğimde bana koşardı ve "annem hep üzerime geliyor" derdi.
He's coming to. Go home with him.
Onunla eve gidin.
California congressman... Because I don't know if he's coming home.
Çünkü eve gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.
I said I don't know if he's coming home.
Dedim ya, eve gelir mi, bilmiyorum.
- I don't know if he's coming home or not.
- Eve gelecek mi, bilmiyorum.
He's coming home.
Eve dönüyormuş.
He's coming on a ship someday to take us home.
Bir gün gemiyle gelip bizi eve götürecek.
But when he does get home he's coming back to the studio.
Eve dönünce stüdyoyu isteyecek ve...
But tell me, how do you know when he's coming home?
Fakat söyle bana, onun ne zaman döneceğini nasıl biliyorsun?
He's coming home right away.
Hemen eve geliyor.
- He's coming home in a few days.
- Birkaç gün sonra eve dönüyor.
He's coming home pretty soon.
Birazdan eve gelir.
- He's coming home early tonight.
- Bu gece eve erken gelecek.
[Elmer] I'm tired of coming home to the house and finding he still hasn't got a job.
Eve döndüğüm zaman hâlâ çalışmadığını görmekten sıkıldım.
You tell her he's never coming home.
Ona hiç eve dönemeyeceğini söyle.
HE'S COMING HOME.
Gelecek.
I'M SURE HE'S COMING HOME.
Eminimki geri gelcek.
You lived through it, he's coming home in three weeks.
3 hafta sonra, eve geri dönüyor.
We're coming home and he's coming around the corner with his sea bag.
Ve o gün seninle eve geliyorduk. Babam sırtında çantasıyla karşımıza çıktı.
He's coming home.
O artık evinde.
He's coming home.
Eve dönüyor.
Probably, if he's coming home to you, a bar with really ugly women.
Eve, senin yanına döndüğüne göre büyük bir olasılıkla çok çirkin kadınlarla dolu bir bara.
He's looking forward to coming home.
- İyi. İyi. Eve dönmeyi bekliyor.
I want you to find out if he's ever coming home.
Eve tekrar gelip gelmeyeceğini bulmanızı istiyorum.
And he's coming home.
ve eve dönecek.
I wasn't at home, and he know's you're my only friend. Is he coming?
Evde yoktum ve biliyor ki benim tek arkadaşım sensin.
He's coming home.
Eve geliyor.
He's not coming home.
Eve gelmiyor.
The paediatrician's coming tomorrow, they'll do some tests, see if all is O.K. And then he can go home.
Yarın pediatrist gelecek, bir iki test yapacaklar. Her şey yolunda mı, kendi gözlerinle görürsün, sonra da götürürsün eve.
He's coming home in five days.
Beş gün sonra eve çıkacak.
- He's coming in from a nursing home?
- Huzur evinden mi geliyor?
He's not coming home for dinner?
Yemeğe gelmiyor mu?
He was my... my baby brother, and he's not coming home.
Sağ ol. Bobby, dün yaptığın kepazelikti. Müvekkilim ve görevim var.
He's coming home. Holy Grail, or no Holy Grail... he should never have left.
Kutsal Kadeh olsun ya da olmasın gitmesi gerekmeyecek.
If he's not coming home, Then you will see me tomorrow.
Eğer eve gelmezse yarın görüşürüz.
Mad as a three-cornered hat, but he's coming home.
Köşeye sıkıştırılmış bir deli gibi, ama hala eve gidiyor.
so he's coming home.
kötü basın- - bu yüzden eve gidiyor.
Oh, and then so Paul calls to say that he's not coming home last night.
Paul'ün durumu da bir garip ; dün gece eve gelmedi.
He's not coming home until he's sure it's all HE CAN EAT.
YİYEBİLDİĞİ kadar yiyene kadar eve dönmeyecek.
No, he's coming home with me
Hayır, benimle geliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]