He knows nothing traducir turco
298 traducción paralela
- He knows nothing.
- Hiçbir şey bilmiyormuş.
He knows nothing of this.
O bu konuda hiçbir şey bilmiyor.
He hasn't and he knows nothing.
Etmiyor ve de hiçbir şey bilmiyor.
How can you take my husband for something he knows nothing about?
Hiç bir şey bilmediği bir konuda kocamı nasıl götürebilirsiniz?
He knows nothing about them, but he thinks maybe his friends do.
- Hiç bir şey bilmiyor. Belki arkadaşlarının bildiğini düşünüyor.
There must be another ingredient he knows nothing about.
İçinde kendisinin de bilmediği eksik bir malzeme vardı.
He knows nothing.
Bir şey bildiği yok.
A guy who gives all kinds of advice about things he knows nothing about.
Bilmedikleri konularda akıl verirler.
He knows nothing.
Hiç bir şey bilmiyorsun.
- He knows nothing.
Bence bir şey bilmiyor.
He knows nothing about music.
Müzik konusunda hiçbir şey bilmez.
He says he knows nothing.
Hiçbir şey bilmediğini söylüyor.
He knows nothing, I tell you.
Size bir şey bilmediğini söyledim.
I tell you, he knows nothing.
Söyledim ya, hiç bir şey bilmiyor.
And remember he knows nothing about the rescue ship.
Ve unutma, kurtarma gemisiyle ilgili hiçbir şey bilmemeli.
- He knows nothing about...
- Birşey biliyor mu?
My husband says he knows nothing.
Kocam bu konuda hiçbir şey bilmediğini söylüyor.
I spoke to an exiled FLN chief, but he knows nothing either.
Sürgündeki FLN başkanı ile görüştüm, ama o da bir şey bilmiyor..
He knows nothing about danger.
O bir şey bilmiyor.
He knows nothing, except how to destroy our power and our society.
Hiçbir şey bilmiyor, gücümüzü ve toplumumuzu yok etmek dışında.
He read all those books, knew everything, but now... he knows nothing.
Tüm bu kitapları okumuştu, her şeyi biliyordu. Ama şimdi... Bildiği hiçbir şey kalmadı.
He knows nothing about this ship.
Bu gemi hakkında hiçbir şey bilmiyor. - Haklı.
He knows nothing but loneliness and there's just one person who could reach him.
Çünkü yalnız ve tecrit altında büyüdü. Bu yüzden, onu etkileyebilecek tek kişi...
He knows nothing ofyou or night-clubs or orgies at clients'houses.
Hakkında hiçbir şey bilmiyor ; kulüpler, müşterilerin evlerinde içkili alemler.
- He knows nothing about this?
- Bu konuda bir şey bilmiyor mu?
He knows nothing but loneliness and there's just one person who
Çünkü yalnız ve tecrit altında büyüdü.
He knows nothing about this, it was my idea.
O bu konuda bir şey bilmiyor, bu benim fikrimdi.
He knows nothing.
- Silo'nun ne işi var?
He knows nothing of the potential of the micro-chip or the silicon revolution.
Mikroçip ya da silikon devriminin potansiyeli hakkında hiçbirşey bilmiyor.
He knows nothing!
O bir şey bilmiyor.
He made me swear never to tell Sophie. She knows nothing.
Sophie'ye anlatmamam için yemin ettirmişti bana.
He knows nothing of our business, suspects nothing, can have no possible danger to us.
İşle ilgili bir şey bilmiyor, hiçbir şeyden şüphelenmiyor. Hiçbir tehlike teşkil etmiyor.
Just because something bad happened to their parents, that he knows nothing, is no reason to allow it do what you want.
Ailesi aynı şeyi yaşayan başka çocuklarda var çoğu ne olduğunu bile bilmiyor onun bu ayrıcalığı olmasına sebep yok.
- He knows nothing.
Hiçbir şey bilmiyor.
He knows nothing of loyalty and respect.
Sadakat ve saygıdan haberi yok.
Either he's the best actor in the world or he knows nothing about the shares.
Ya dünyanın en iyi aktörü ya da hisselerden hiç haberi yok.
As long as Sir Geoffrey's alive, Mr. Cobb knows he has nothing whatever to say.
Sör Geoffrey yaşıyor, Bay Cobb bu durumda ne söyleyeceğini bilir.
It's worth nothing, and he knows that.
Onun değeri yok ve o da bunu biliyor.
Making out like he knows from nothing.
Başından beri rol yapıyordun.
- Nothing. When I send for him, he knows.
Benim çağırdığımı söyle.
He who don't know nothing knows something, eh?
Hiç bir şey bilmeyen biri bir şeyler biliyordur.
Someone who knows he has nothing to lose, and yet is not afraid.
Kaybedecek bir şeyi olmadığını bilen ; ancak korkmayan biri.
That's nothing to what he's done to me. God knows I've given him the best.
Bana yaptığıyla karşılaştırınca, bu hiçbir şey değil, efendim.
He knows his favorite food is in there, and nothing will stop him.
En sevdiği yiyeceğin orada olduğunu biliyor, ve hiçbr şey onu durduramaz.
One critic even states that Munch knows next to nothing and should only exhibit if he is in dire peril of dying of starvation,
Bir eleştirmen Munch'un hiç bir şey bilmediğini ve sadece korkunç bir açlıktan ölme tehlikesi altında sergi açması gerektiğini bile söyledi.
Gantner... knows nothing about it, or so he says.
Bir şey bilmiyorum, diyor.
He knows nothing.
Senden faydalanıyor.O birşey bilmiyor.
He obviously knows nothing of the matter.
Bu konuda birşey bilmediği çok açık.
- He knows nothing.
- O da Chappie kadarını biliyor.
He is inspired by the new openness here. But he knows that nothing will change by itself.
Yeni açılımlardan o da heyecan duyuyor ama hiçbir şeyin kendiliğinden gelişmeyeceğini de biliyor.
And the other kid knows he's got nothing to say.
Diğer çocuk diyecek bir şey olmadığını bilir.
he knows me 67
he knows everything 100
he knows 635
he knows what he's doing 82
he knows who i am 27
he knows too much 20
he knows something 60
he knows i'm here 16
he knows my name 30
he knows you 50
he knows everything 100
he knows 635
he knows what he's doing 82
he knows who i am 27
he knows too much 20
he knows something 60
he knows i'm here 16
he knows my name 30
he knows you 50
he knows who you are 17
he knows that 97
he knows it 49
he knows we're here 21
nothing 25771
nothing to see here 87
nothing else matters 82
nothing to hide 21
nothing much 304
nothing more 611
he knows that 97
he knows it 49
he knows we're here 21
nothing 25771
nothing to see here 87
nothing else matters 82
nothing to hide 21
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing yet 509
nothing changes 92
nothing's changed 230
nothing to worry about 339
nothing happens 85
nothing so far 85
nothing has changed 127
nothing fancy 88
nothing at all 597
nothing yet 509
nothing changes 92
nothing's changed 230
nothing to worry about 339
nothing happens 85
nothing so far 85
nothing has changed 127
nothing fancy 88