He wasn't home traducir turco
242 traducción paralela
He wasn't home.
- Evde değildi.
He wasn't home.
Evde değildi.
I was told he "wasn't at home".
Bana evde olmadığı söylendi.
- Wasn't he home?
- Evde değil miydi?
I knew he wasn't at home tonight.
Bu gece evde olmadığını biliyordum.
He spoke to me so gently one night when I was going to bed, that I wasn't afraid to ask him, just once more, that you might come home.
Bir gece yatmak üzereyken benimle nazikçe konuştu bir kez daha senin eve gelip gelemeyeceğini sordum.
Of course, he wasn't at home when we paid him a visit.
Tabi, onu ziyaret ettiğimizde evde değildi.
When he wasn't in Washington, this was sort of his home.
Washington'da olduğu zamanlar, burası evi gibiydi.
He was going to go home tomorrow, wasn't he, sir?
Yarın evine gidiyordu, değil mi, efendim?
Corporal Nakamura, who wasn't involved directly, died of disease before he got home
Onbaşı Nakamura, doğrudan taraf olmadığını söyledi, ve eve gelmeden önce hastalıktan öldü.
After a few minutes he came to his senses, realized shrewdly that he wasn't dead after all, and after only a few too many brandies lurched off home.
- Hadi ama müfettiş. Neler olduğunu anlattım. Bir kaç dakika sonra kendine geldi ölü olmadığını fark etti ve bir kaç brendi içtikten sonra da evden yalpalayarak ayrıldı.
- He wasn't home.
- Evde değildi.
He wasn't at home anywhere.
Bu adam yerini bulamamıştı.
Then I went over to my brother's house to swim...'cause he lives nearby in the country and he has a pool. And he wasn't home.
Abim köye yakın bir yerde yaşıyor ve evinde... havuzu var, ben de ona yüzmeye gittim.
He wasn't home this morning, hasn't reported to the office.
Bu sabah işe de gelmedi.
He wasn't feeling too well, so he had to go home.
Kendini iyi hissetmiyordu. Eve gitmek zorunda kaldı.
This time when he came home late at night, She wasn't worried about him, or jealous.
Bu kez adam, geç saatte eve döndüğünde, kadın ne merak ediyor ne de kıskanıyordu.
Shit. He wasn't home.
Kahretsin, evde değil.
- Well, I'm sure he tried and I just wasn't home.
- Eminim ulaşmaya çalışmıştır, ama ben bir süre evde yoktum.
He wasn't at home.
Ama evinde değildi.
He said he wasn't coming home.
Eve gelmeyeceğini söyledi.
He wasn't even home.
Evde bile değildi.
I came from Santa Barbara, and my friend wasn't home and he owes me money so I have no money to go home.
Santa Barbara'dan geldim, arkadaşım evde yok, bana borcu var, geri dönecek param yok.
- Well, he wasn't sitting at home.
- O da evde pineklemiyordu.
Well, he wasn't home much, I can tell you that.
Şey, evde pek durmadı, bunu söyleyebilirim sana.
Now, Jack didn't admit anything but he did say the Home Guard wasn't behind President Santiago's assassination.
Jack hiçbir şey itiraf etmedi ama Vatanın Bekçileri'nin başkanın öldürülmesiyle ilgisi olmadığını söyledi. Ya Psişik Birliği'yse?
He wasn't at home, but they think maybe they got her.
Evinde değildi, ama onlar onu yakalayabileceklerini zannettiler.
I wasn't at home, and he know's you're my only friend. Is he coming?
Evde yoktum ve biliyor ki benim tek arkadaşım sensin.
Harvard wasn't good enough for him, so he came home to make his fortune as a...
Harvard onun için yeterince iyi değildi o yüzden eve döndü kaderini bir...
I'm not calling him a liar, but he wasn't stupid enough to promise two.
Ona yalancı demiyorum, ama iki home-run sözü vermeyecek kadar akıllıydı.
Dates, the days he wasn't home.
Evde olmadığı tarihler.
He wasn't at home.
Evde değildi.
He'd seen the movie, we went home that night, got out the old bathrobe cord, and we discovered... that wasn't fake in the movie at all.
Filmiz izledi, sonra o gece eve geldik, eski bornozunun ipini çıkardı, ve farkettik ki... filmdeki sahne hiç de düzmece değildi.
There wasn't much left of it- - a few planks, half a sail, but he got his crew home.
Birkaç kalas, yarım bir yelkenden fazla birşey yoktu, ama o mürettabatını eve getirdi.
And when he wasn't running up my Visa card, he was home watching that... You know that real-life cop show?
Kredi kartlarımı kullanmadığı zamanlarda, evde polisiye dizileri izlerdi.
He wasn't home very much.
Fazla eve gelmezdi.
As for Parsons, he wasn't even home.
Parsons'a gelince o evde bile değildi.
He wasn't home by noon...
Öğlen olduğunda babam gelmemişti.
Buddy : And he knew that... if something happened to him, if he didn't come home, that wasn't something that anybody could make up for.
Ve eğer onun başına bir şey gelirse eğer eve dönemez ise herkesin yapamayacağını yapmak istiyordu.
He said that even if he wasn't home... we could come by to pick up the envelope.
Evde olmasa bile, zarfı alabileceğimizi söyledi.
- Did she worry when he wasn't home?
Eve gelmeyince merak etmiş mi?
The doctor wasn't at home, he'll be back soon.
Doktor evinde değil, birazdan gelir.
He wasn't at home
Evde değildi.
Guy said he wasn't home, had no idea who it could've been.
Adam evde olmadığını söyledi. Arayanın kim olduğunu bilmiyordu.
The day I left, he wasn't at home.
Gittiğim gün evde değildi.
You said he wasn't home Sunday nights.
Herifin pazar geceleri orada olmadığını söyledin.
And when my husband wasn't working, he was home with me.
Ve kocam işten arta kalan zamanlarını benimle evde geçirir.
If he wasn't Dr. Ljungberg's cousin I would have sent him home ages ago.
Eğer Dr. Ljungberg'in kuzeni olmasaydı onu çoktan evine gönderirdim.
- He wasn't ready to come home yet.
- Eve gelmeye hazır değildi.
Especially the difficulties a junior agent may face, say... if she were approached by a superior... a man in a very unhappy marriage... desperate for the intimacy he wasn't getting at home.
Özellikle de ast bir ajanın mutsuz bir evliliği olan eve gitmediği için ilgiye muhtaç amiri tarafından yaklaşıldığında karşılaşabileceği zorluklar.
He wasn't home.
Evde yoktu.
he wasn't 318
he wasn't there 132
he wasn't lying 30
he wasn't here 18
he wasn't alone 17
home 1821
homer 1748
homes 211
homework 149
homeland 50
he wasn't there 132
he wasn't lying 30
he wasn't here 18
he wasn't alone 17
home 1821
homer 1748
homes 211
homework 149
homeland 50
homey 175
homecoming 21
homemade 43
homeless 99
homesick 24
homeboy 89
home sweet home 121
homer simpson 114
home invasion 31
home mom 34
homecoming 21
homemade 43
homeless 99
homesick 24
homeboy 89
home sweet home 121
homer simpson 114
home invasion 31
home mom 34