English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I better

I better traducir turco

61,235 traducción paralela
Yeah, well, I've had better vindaloo, but I liked it okay.
Evet, daha iyi körili tavuk yemiştim ama fena değildi.
I've just been, like, putting... so much pressure on her to get better.
İyileşmesi için ona çok baskı yapıyormuşum.
I know you can do better than that.
Bundan daha iyisi yapabileceğini biliyorum.
I was thinking that might be better, I mean, you know, if you moved in there, we'd have more bathrooms and more private space.
Belki de öyle daha iyi olur diyorum, eğer sen oraya taşınırsan, daha çok banyomuz ve daha çok özel alanımız olur.
I know that you have better judgment than this.
Senin bundan daha iyi muhakemede bulunacağını biliyorum.
- You know, I'm better than I've been in a long while, thanks.
- Uzun zamandır bu kadar iyi olmamıştım, teşekkürler.
Better question is who would I tell...
Asıl soru kime söylerim...
I need the two of you to be better than me because you are.
İkinizin benden daha iyi olmanızı istiyorum çünkü öylesiniz.
Dinah, I just don't know why you don't want better for yourself.
Dinah, kendin için niye daha iyisini istemediğini anlamıyorum.
I have a better idea.
Benim daha iyi bir fikrim var.
I think I can do you one better.
Sanırım ben daha iyisini yapabilirim.
I care about the city, and... And you're working double time to make it a better place.
Bu şehri önemsiyorum ve sen de burayı daha iyi bir yer yapmak için fazladan mesai yapıyorsun.
You've done a wonderful job of convincing me that I'm changing for the better...
Değişerek daha iyiye gittiğimi söyleyerek beni çok güzel ikna ettin.
You guys have better resources than I do, and I have to use everything that I can to find him and do whatever you need me to do for you.
Benden daha iyi kaynaklarınız var ve dostumu bulmak için her şeyi yapmam gerek. Karşılığında da ne isterseniz onu yaparım.
It's'cause I know him better than he even knows himself.
Ben onu kendinden bile daha iyi tanıyorum çünkü.
There are better ways for us to find Chase.
Chase'i bulmamızın daha iyi yolları var.
No one knows that better than you and me, but I'm not the one she was gonna marry.
Bunu en iyi ikimiz biliyoruz. Ama Felicity'nin evleneceği kişi ben değildim.
Because I think I'm gonna be taking the stairs for a while, which is better for your... your health.
Hatta bir süre merdiven kullanacağım sanırım. Hem sağlık için de daha yararlı.
I feel better about Chase not being able to, so thank you.
Teşekkürler.
You can be better than I was.
Sen benden daha iyi olabilirsin.
So that I had the opportunity to leave behind a better legacy than he did, so that I might return and- - and one day serve this city.
Ben de bir gün geri dönüp bu şehre hizmet etme fırsatı bulayım diye.
And the day after, we will take another one because it is time--it truly is time for us to leave the past in the past so that our children might inherit the Star City we have always dreamed of the way my father dreamt of a better life
Sonraki gün yine bir adım atacağız zira hepimizin artık ciddi anlamda geçmişi geçmişte bırakması lazım ki evlatlarımız Star City'i hayal ettiğimiz gibi teslim alabilsin. Tıpkı babamın ben ve kız kardeşim için hayal ettiği gibi.
I'm just not sure I have for the better.
- Ama ben iyi yönde mi değiştim bilemiyorum.
I'm sorry that I have to, but it's better for everyone.
Üzgünüm ama elim mahkum. Ama bu herkesin iyiliği için.
- I've had better days.
- Daha iyi olduğum günler olmuştu?
I'll feel a lot better when he's out of the Institute.
Enstitü'den çıktığında daha iyi hissedeceğim.
Or maybe you've realized, here at the end that I have always been better than you?
Ya da belki de, sonunda, senden her zaman daha iyi olduğumu fark etmişsindir.
In the absence of any better explanation, it was the best answer I had.
Başka makul bir açıklama olmayınca bulabildiğim en iyi cevap buydu.
That is probably borderline illegal, what you're doing, anyway, and I can't imagine for one second it's going to make you feel better.
Yaptığın şey bu bile olsa yasadışı. Ayrıca bunun bir an bile olsa iyi hissettireceğini sanmıyorum.
I'd love to get to know him better.'
"Onu daha yakından tanımak isterim" dedim.
Sure as hell has a better chance of being right than I do.
Kalıbımı basarım benden haklı olma ihtimali daha yüksek.
You better go, before I change my mind and hand this thing back to you.
Fikrimi değiştirip bu şeyi sana geri vermeden gitsen iyi olur.
You know, I have never been better.
Daha önce hiç bu kadar iyi olmamıştım.
I wasn't expecting much, maybe four percent better, tops, and I was taking it out for a test run.
Beklemiyordum, belki yüzde dört daha iyi, Üstler ve ben bir deneme sürüşü için dışarı çıkardım.
Way better than I ever expected.
Beklediğimden daha iyi bir yol.
You know, she was so warm and open, it was better than I thought.
Gayet sıcakkanlı ve açıktı. Düşündüğümden iyi geçti.
I think death's a better existence than boredom.
Bence ölüm, sıkıntıdan daha iyi bir var olma şekli.
It's hard for me to bring this up in person, and it might be better to just not mention it, but please know that I love you.
Bunu yüz yüze söylemek zor geliyor. Belki söylememek en iyisidir ama seni sevdiğimi bil lütfen.
And I thought better that it be an apartment than... a person, hmm?
Bir insana ihtiyacın olmasındansa bir daireye ihtiyaç duymanı yeğledim.
Hell of a lot better than what I do for a living.
Yaşamak için yaptıklarımdan çok daha iyi cehennem.
Well, because I was working on something much better.
Çünkü, daha iyi bir şey için çalışıyordum.
Guys, this is a better product, and I'm the CEO, and I'm gonna say this is where we go.
Beyler, bu daha iyi bir ürün ve ben de CEO'nuz olarak yapmamız gerekenin bu olduğunu söylüyorum.
I was ready to fight you guys, but then, on the way home, it occurred to me there might be a better way.
Sizinle tartışmaya hazırdım beyler ama eve dönerken, daha iyi bir yolun olabileceğini düşündüm.
Jack, I appreciate everything you've done in your position as head of the Hooli / Endframe box, but I think the company's needs are better suited if I move you elsewhere.
Jack, Hooli / Endframe kutusunun başındaki insan olarak yaptığın her şey için sana teşekkür ediyorum. Ama bence seni başka bir yere taşırsam şirketin ihtiyaçları daha iyi karşılanacaktır.
I've met better men than you, and they've been hanged from crossbeams, or beheaded, or just shat themselves to death in a field somewhere.
Senden daha iyi adamlar tanıdım ama onları kirişlere astılar, kellelerini uçurdular ya da bir savaş alanında altlarına sıçarak öldüler.
Because I know the people have no better chance than you.
Çünkü halkın sizden daha iyi bir şansı olmadığını biliyorum.
No, but I like it better.
Evet ama ben bunu beğendim.
I can think of no better man than Randyll Tarly.
Aklıma Randyll Tarly'den daha iyi bir isim gelmiyor.
Of course, I can't remember a queen who was better loved than my granddaughter.
Ancak torunumdan çok sevilen bir kraliçe bile gelmiyor aklıma.
You know, I can play piano better than that fool over there!
Bilesin diye diyorum. Ben bu piyanoyu o salaktan daha iyi çalarım.
Now, look, I know the offer at Columbia's better, but, business shouldn't be all about money.
Columbia'nın teklifi daha cazip ama mesele sadece para meselesi olmamalı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]