English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I got a problem

I got a problem traducir turco

1,296 traducción paralela
I got a problem here.
Bir sorun var.
I got a problem over here.
Burada bir sorunum var. Çok...
- Think I got a problem with the gennie.
- Sanırım verici ile ilgili bir problemimiz var.
- I got a problem.
- Benim bir problemim var.
- I got a problem with that.
- Bu bana uymuyor.
He had a future till he met you, and yeah, I got a problem with that.
Seninle tanışmadan önce bir geleceği vardı. Ve evet, bu bana dokunuyor.
Hey, I got a problem here.
Burada bir sorunum var.
Oh, well... I've got a patient with a rather unusual problem.
Oh, peki ala... Pek görünmeyen bir rahatsızlığı bulunan, bir hastam var.
well, look who made a friend alright, that's it, April's not pitching again since I am you got a problem with that, I'll kick your ass
Bakın kim kendine arkadaş edindi. Pekâlâ, bu kadar! Tessios'a karşı April atış yapmayacak!
I've got a problem.
Bir sorunum var.
Then I guess we got a problem'cause I just can't let that happen.
O zaman sanırım bir problemimiz var... çünkü ben bunun olmasına izin veremem.
Simon, er... I've got a slight problem.
Simon, küçük bir problemimiz var.
I got a little problem, can you come?
Gelebilir misin? Benim de ufak bir sorunum var.
I got a little problem of my own, what's yours?
Seninki nedir? Pippa kafasını sıkıştırdı!
Skip, I've got a problem and I need advice.
Skip, bir problemim var ve tavsiye lazım.
I tell you, Doc, the wife and I, we got a bit of a problem.
Size anlatayım, Doktor, karımla aramızda bazı problemler var.
Yeah, I got the memo, and I understand the policy... and the problem is just that I forgot the one time... and I've already taken care of it... so it's not even really a problem anymore.
Evet, aldım, ve durumu anladım... ve problem bunu bir kez unutmam... ve önlemini almış olmam... yani ortalıkta artık bir problem olmaması.
All right! So I got a little bit of a problem there.
Tamam o zaman, biraz sorunum var.
I'm not going to give you a citation here... but the real problem is that you got people around you... people who work from home, trying to get work done.
Ama önemli olan... burada başka insanlar yaşıyor, evlerinde çalışanlar var. İş yapmaya çalışıyorlar.
Houston, I think we've got a problem.
Houston, Sanırım bir problemimiz var.
Well, see, I've got a problem, Anthony, in my left eye.
Sol gözümde bir sıkıntı var Anthony.
I've got a lot of problems, father.
Çok fazla problem var, peder.
I said, you got a problem, boy?
Bir derdin mi var evlat?
I got a bigger problem.
Daha büyük bir sorunum var.
I don't know what you've been smoking, buckwheat, but we've got a serious problem here.
Ne tüttürüyorsun bilmiyorum tarla sıçanı ama burada ciddi bir sorunumuz var.
I could just say to Chuck, "If you got a problem with me, let's talk it out."
Chuck'a, "eğer benimle problemin varsa, konuşalım" diyebilirim.
I'm sorry to bother you this late, but we got a problem we need to deal with now.
Bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim ama halletmemiz gereken bir sorun var.
I'm serious, I think you've got a big problem.
Bence büyük bir problemin var.
All I'm saying is I think you've got a V big problem with your ex-G-friend.
Tek söylediğim eski kız arkadaşınla ilgili büyük bir problemin var.
Smallville's got a problem with seasickness.
Smallville'i deniz tutuyor herhalde.
That's a problem. You weren't thinking. Now my folks are fried, and I got no car.
- Evet doğru sorun da bu sen düşünmüyordun bizimkiler uçuyor ve benim arabam yok.
I've got a problem.
Bir problemim var. Seninle konuşmam gerek.
You've got a problem, I'm here to help.
Bir sorununuz var. Ben de yardım için buradayım.
Lucky for you I got a back problem.
Şansına sırtımdan sorunum var.
I like them big. You got a problem?
İri kadınlardan hoşlanıyorum.
I've got a little problem.
Ufak bir sorunum var.
You're talking about Franky "I've got a problem with gambling" Four Fingers.
Kumar oynama sorunu olan dort parmakli Franky`den mi bahsediyorsun?
Excuse me, I've got a problem.
Affedersiniz bir sorunum var.
- It's just that I've got a problem.
- Benim de sorunlarım var.
Miss, I've got a problem with the audition.
Bayan, Yetenek sınavıyla ilgili bir sorunum var.
I got a little problem.
Küçük bir sorunum var.
There's three things I've got a real problem with :
Sinir olduğum üç şey var :
Listen, uh, I got a little problem.
Ben Warrick. Dinle, bir sorun çıktı.
I've got a zipper problem.
Bir fermuar problemi var.
- Listen, I've got a big problem.
- Dinle, büyük bir sorunum var.
Yeah. Felicity's the problem or Felicity's got a problem, or her problem's become my problem, I don't know.
Problem Felicity, veya Felicity'nin bir derdi var veya...
I got kind of a huge problem.
Büyük bir problemim var. Tabi.
I didn't want the pen. You got a problem, Ben, OK?
Ciddi derdin var, Ben.
I mean, the last thing a girl wants to hear is that her boyfriend's got problems with his package.
Bir kızın en son duymak isteyeceği şey erkek arkadaşının takım taklavatında problem olmasıdır. İnan bana.
♪ If you've got a problem, if you're feeling low ♪ ♪ Looking for some answers... ♪ Oh, gosh, now I'm stuck.
Sorununuz varsa moraliniz bozuksa, cevap arıyorsanız...
I don't got a problem with that.
Bence sorun yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]