English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I gotta ask

I gotta ask traducir turco

503 traducción paralela
Now, I gotta ask myself this question.
Şimdi, kendime şu soruyu sormam gerekiyor.
I gotta ask.
Benim sormam gerekiyor.
Ethan, I gotta ask you and Martin to take a ride with me down to the state capital.
Senden ve Martin'den eyalet başkentine kadar benimle gelmenizi istemek zorundayım.
First off, I gotta ask you a question.
Önce sana bir soru sormam gerek.
I gotta ask you, did you see my new script?
Sormam gerek, yeni senaryomu gördün mü?
Wait, I gotta ask you a favor.
Senden bir ricam olacak.
I gotta ask you... get your mudders... outta the ring.
Rica etsem, anneni... ringden çıkarsan.
Listen, Gary, I gotta ask you a small favor.
Dinle, Gary, senden ufak bir iyilik isteyeceğim.
Something I gotta ask you.
Sana sormam gereken birşey var.
Robert, I gotta ask you a favor.
Senden bir iyilik isteyebilir miyim?
I gotta ask these questions.
Bunları sormalıyım.
I don't know how to ask you this, but I gotta ask you for a big favor.
Bunu senden nasıl isteyeceğimi bilmiyorum fakat senden büyük bir isteğim olacak.
I gotta ask myself, what happened last Monday?
O zaman dedim ki, geçen pazartesi ne oldu?
Ford. I gotta ask you to put that out, dude.
Ford. Şunu söndürmeni rica edeceğim dostum.
Listen to me, Molly, I gotta ask you about something.
Beni dinle, Molly. Sana bir şey sormam gerek.
I GOTTA ASK YOU SOMETHING. DO YOU BELIEVE IN GHOSTS IN REAL LIFE LIKE LISA MAE WAS SAYIN'THEY GOT UP AT THE GUTHRIES'?
Lisa Mae nin dediği gibi GUTHRIE lerdeki hayaletlere inanıyor musun?
God, I gotta ask you something.
Tanrı, sana bir şey soracağım.
- Yeah, listen, I gotta ask you I was a little concerned that perhaps I was responsible in some way for your metamorphosis.
Sana bir şey sormam lazım. Biraz endişelendim. Belki de senin başkalaşımın için bir şekilde ben sorumluydum.
I gotta ask this question. or I wouldn't be doing my job.
Bu soruyu sormalıyım, yoksa işimi yapmış olmam.
I gotta ask you.
Sormam lazım.
I gotta ask myself, why would Darryl, the night manager at Ahab's, try to rob you in his own parking lot?
Ahab'da çalışan Darryl neden seni soymak istesin diye kendi kendime soruyorum.
Now, this is the part I gotta ask you to leave, pumpkin.
Bunlar da artık senin gitmen gereken gereken bölümler tatlım.
- I gotta ask you something.
Sana bir şey soracağım.
I gotta ask you something.
Sana bir şey soracam.
I'm beatin'around the bush here and there's something I gotta ask you.
Burada gerçekten kendimi tutmaya çalışıyorum ama sana bir şey sormalıyım.
Mike, I gotta ask you something.
Sana bir şey sormalıyım.
Listen, Dad, I gotta ask you something.
Baksana baba, sana bir şey sormalıyım.
If you're gonna stand there and read it, I gotta ask you to buy it.
Eğer okuyacaksanız, parasını istemek zorundayım.
And I'll tell her she's gotta stop hiding in them bushes and ask if it's gonna rain.
Çalılıklarda saklanmayı bırak derim. - Yağmur yağacak mı diye sor derim.
- I've gotta ask you a favour.
- Senden bir iyilik yapmanı isteyeceğim.
I've gotta ask you for an extra week.
Bir hafta daha zaman isteyeceğim.
I said all right with me, but we gotta ask you.
Benim için sorun olmadığını, ama sana sormamız gerektiğini söyledim.
Oh, honey. If I ask them, they gotta come.
Tatlım, ben çağırdıysam gelmek zorundalar.
I ask you. Give some people a little power, and they gotta supersede their authority.
Eline biraz yetki geçiren diktatör kesiliyor...
I gotta see her, I love her, for God's sake, Elsie!
Onu görmeliyim, onu seviyorum, Tanrı Aşkına, Elsie!
Running the Teamsters? Wow! I gotta find a way to let all of Brooklyn know that I approve of your liaison... a way that Gino can... a way that Gino can't back out of.
Teamsters'ın başkanı mı? Tüm Brooklyn'in, yasak aşkınıza onay verdiğimi bilmesi için bir yol gerek Gino'nun cayamayacağı bir yol.
Listen, Peggy, I've gotta ask you something.
Peggy, sana sormam gereken bir şey var.
Liste, I've gotta ask you something and I hope you don't think this is too personal.
Dinle, sana sormam gereken bir şey var ve umarım fazla özel değildir.
For me to ask a woman out, I gotta get into a mental state like karate guys before they break bricks.
Benim bir kadına çıkma teklif edebilmem için karatecilerin tuğlaları kırmadan önce yaptığı gibi zihinsel yoğunlaşma yaşamalıyım.
Sometimes I've gotta ask myself what I feel about things.
Bazen, olanlar hakkında ben ne hissediyorum diye kendime soruyorum.
I've gotta ask them.
Fakat bunları sormam lazım.
There's somethin I just gotta ask you.
Sana sormam gereken birşey var.
For God's sake, I gotta leave Paris.
Tanrı aşkına!
Dad, I gotta ask you a question.
Baba sana bir soru sormam gerek. - Çünkü azıyorum ve hayır diyebilecek duyarlılığımız yok.
Harry, I'm gonna ask you one more time, then I gotta shoot you, you don't tell me what I want to know.
Bir kez daha soracağım, söylemezsen seni vuracağım.
But you gotta tell me just one memory about something I ask.
Ama sana sorduğum şeyle ilgili sadece bir şey anlat.
God, that I can't keep living like this that there's gotta be more to love than commitment.
.. böyle yaşamaya devam edemeyeceğimi.. .. bağlılıktan daha fazla aşk olması gerektiğini biliyorum.
Honey, I've gotta ask you some- -
Balım, Sana bir şey sor- -
I've gotta ask you a question.
Sana bir şey sormalıyım.
I've gotta ask you a few questions.
Size birkaç soru sormam gerekiyor.
I gotta be in five places at the same time.
İşim başımdan aşkın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]