I gotta say traducir turco
1,586 traducción paralela
I gotta say it.
Bunu söyleyeceğim.
Well, I gotta say, Mr. Spencer, nice work.
Bunu söylemeliyim, Bay Spencer, iyi işti.
I gotta say, I was shocked when Luka quit.
Luka'nın işi bırakmasının beni şok ettiğini söylemeliyim.
And I gotta say, Ted has upheld this thing time and time again.
Ve şunu söylemeliyim ki Ted bu kanunu çoğu zaman desteklemiş.
And, Melinda, I Gotta Say Sometimes I Feel Like
Ve, Melinda, söylemek zorundayım, bazen
You Know, I Gotta Say,
Biliyormusun, itiraf etmem lazım
- How many times I gotta say no?
- Kaç kez hayır demem gerekiyor?
I gotta say I'm amazed at you, Don.
Sana hayret ediyorum Don.
I gotta say, the way you walk on those prosthetics, pretty amazing.
Şunu söylemeliyim... O protezlerle yürüyüşün gerçekten müthiş.
once again, dad, i - i gotta say i'm a little conflicted about this.
Tekrar söylüyorum baba, bu yaptığın şeye hala karşıyım.
but i gotta say, i'm really proud of you, honey.
Ama söylemeliyim ki seninle gurur duyuyorum tatlım.
I gotta say, It's awfully nice of someone who chops up a little girl
Söylemeliyim. Küçük bir kızı parçalayan biri için birine not bırakmak acayip. Hem kim için?
- Ben, I gotta say, I'm skeptical.
- Bilmiyorum. Ben, itiraf etmeliyim, şüphelerim var.
i gotta say, you really pulled it off, betty.
İyi iş çıkardın Betty. - Tebrikler.
But I gotta say, I kind of feel like I'm in the middle of a fashion storm right now.
Ama söylemeliyim ki şu anda bir moda fırtınasına kapılmış gibiyim.
Yeah. uh, listen, I gotta say hello to somebody...
Bak, birine merhaba demem gerekli.
I gotta say I don't approve of this course of action.
Bu tip davranışları onaylamadığımı söylemeliyim.
Well, I gotta say that looks pretty good, Hardison.
- Çok gerçekçi görünüyorlar.
Uh, yeah, I gotta say I'm a little skeptical about you guys being able to get in touch with Jon Bon Jovi. What?
Evet, sizin Jon Bon Jovi'yle temasa geçebilmenizle ilgili bazı şüphelerim var.
You know, I gotta say something, if I could say something here.
İllâ bir şey söylemem gerekiyorsa, bir şey söylemem gerektiğini söylerdim.
And I gotta say, I'm pretty impressed with me.
Söylemeliyim ki, kendime hayran kaldım.
In fact, I gotta say, he might be right, a beard might be a good idea.
Aslına bakarsan, belki o haklıdır. Bunu bilemeyiz. Sakal iyi bir fikir olabilir.
You know, Lou... I gotta say
Aslında itiraf etmeliyim ki, bunu uzun süre düşündüm.
Oh, now you're interested in what I gotta say, right?
Dediklerimi kaale almaya başlıyorsunuz demek.
Lucy, I gotta say, there is something about you, you know?
Lucy, söylemem lazım ki seninle ilgili birşeyler var, anlarsın ya?
– I gotta say, that was nice.
- Söylemem gerek ki iyiydi.
And you know, I gotta say, I'm kind of glad I had "God" in my life.
biliyormusunuz, söylemeliyim ki, hayatımda tanrı olduğu için... bir bakıma memnunum.
How many times do I gotta say spumoni?
Kaç kere dondurma demem gerekiyor?
Hey, I gotta say, when I first thought about Angie carrying someone else's baby, I felt weird about it.
İtiraf etmeliyim ki, önceleri, Angie'nin başka birinin bebeğini taşıyacağını düşününce, bunu çok tuhaf bulmuştum.
You know, I've gotta say, you really sometimes are so infuriating.
Beni bazen gerçekten çileden çikardigini söylemeliyim.
come on over. you're my best friend. " i watch it alone, because i don't wanna hear what you gotta say while i'm watching it.
"Benim en iyi arkadaşımsın" falan deriz. Diziyi yalnız izlerim çünkü izlerken birisinin konuştuğunu duymak istemem.
Gotta say, you're not someone I expected to find here.
Burada bulmayı umduğumuz biri olmadığını söylemeliyim.
- I told you to say that. - We gotta go get that stove later.
Fırını gidip almalıyız.
I just gotta make it so she doesn't say no.
Ben sadece bunu başarmalıyım böylece o da hayır diyemez.
Now that was, of course, the point of the title of my book is there is this spell and we gotta break it. But if the charge of offensiveness in general is to be allowed in public discourse, then, without self-pity, I think we should say that we, too, can be offended and insulted.
Ama bu rencide edici olmak suçlaması herkese açık bir tartışmada kabul edilebiliyorsa o zaman biz de incindiğimizi ve aşağılandığımızı söyleyebiliriz.
Oh, you get it all the time in North America from people who say you gotta read
İnsanlar gelip, William James'i okumanız gerektiğini ve böylece başka insanların algılarını etkileyebileceğinizi söylüyorlar.
'Gotta go past Sophie's desk. What am I gonna say?
Sophie'nin masasının yanından geçmem gerek.
Well, we better hurry, because I got a lot more. And I'm not letting you wiggle out of this on a technicality. So you sit there and let me finish what I've gotta say.
Acele etsek iyi olur, çünkü daha fazlası var ve detayları anlatmadan kıpırdama izin vermiyorum bu yüzden orada otur ve söylemem gerekenleri bitirmeme izin ver.
Just tell me. What are the magic words that I've gotta say so you will let me out of here?
Söyler misiniz lütfen, beni buradan çıkartmanız için, söylemem
I've gotta say, Mum, you're very, very unconvincing.
Bunu söylemem lazım anne, hiç, hem de hiç inandırıcı değilsin.
So as I say, I've gotta vamoosh.
Dediğim gibi, kaçmam lazım.
We're in trouble, and you gotta believe me when I say that we're in trouble.
Bizim başımız belada. Bana inanmalısın.
You gotta see. I almost finished your wings.
Görmen lazım, kanatlarını bitirdim sayılır.
Honey, I gotta fucking hold you down and call you a whore for you to cum... and you say I got self-esteem issues?
Tatlım, boşalman için seni zorla becermeli ve sana fahişe demeliyim.. ve sen benim kendime saygı sorunum olduğunu mu söylüyorsun?
You gotta move on. I hear you say that, but it's not that easy.
Dediğini duyuyorum, ama bu o kadar kolay değil.
Bring the kid to say goodbye, I gotta split.
Çocuğu getir de bir öpeyim. Kaçmam lazım.
I've gotta say I really like it.
Gerçekten hoşlandım ama.
You know, I feel like - I gotta figure out what to say to Dr. Palmer.
Dinle Doktor Palmer'a ne diyeceğimi düşünmem gerek.
I know people overseas have trouble, but you gotta take "... that is not a message I can ever see the Jesus in the Bible, even when he was in a bad mood, would say.
diğer ülkelerdeki insanların sorunları var biliyorum ama "... benim gördüğüm, en kötü zamanında bile... incildeki isanın verceği mesaj değil.
Now, when I say freeze it... you guys gotta freeze it, OK?
Kal dediğimde, hiç kıpırdamayacaksınız.
We've gotta be honest and say I'm gonna croak.
Bence öleceğimi dürüstçe söylememiz gerek.
i gotta go 3018
i gotta 283
i gotta pee 85
i gotta go pee 16
i gotta admit 71
i gotta run 199
i gotta go home 47
i gotta hand it to you 53
i gotta work 43
i gotta get going 93
i gotta 283
i gotta pee 85
i gotta go pee 16
i gotta admit 71
i gotta run 199
i gotta go home 47
i gotta hand it to you 53
i gotta work 43
i gotta get going 93