I never said traducir turco
5,253 traducción paralela
I never said that.
- Öyle bir şey demedim.
No, I never said I was a lawyer, and what does it matter what I do anyway?
Hayır, ben hiçbir zaman avukatım demedim. Hem ne fark eder ki?
Hey, I never said that.
Ben asla öyle bir şey demedim.
I never said that to you.
Bunu sana hiç söylemedim.
I never said sorry.
Hiç özür dilemedim.
- I never said you were ra... liar!
- Ben hiç senin bir ı... yalancı!
As I was saying, I realize I never said the most important thing...
Söylediğim gibi en önemli şeyi söylemediğimi fark ettim.
I never said that.
Asla öyle bir şey söylemedim.
Also, I never said it out loud.
Ayrıca, hiç alanen söylemedim.
I never said I was the one that set your car going.
- Alarmını çalıştıranın ben olduğumu söylemedim ki.
No, I never said that.
- Hayır. Öyle demedim.
- I never said that.
- Ben öyle bir şey demedim.
- I never said that.
Öyle bir şey demedim.
I never said goodbye to Hale.
Hale'e hiç hoşçakal demedim.
- What? I never said that.
Bunu hiç söylemedim.
I never said everything would be the same.
Ama her şeyiyle aynı olacağını söylemedim.
I never said she left it.
Oradan çıktığını söylemedim.
I never said I was graceful.
Zarif olduğumu hiç söylememiştim.
I never said I was fat, okay?
Hiç şişman olduğumu söylemedim, tamam mı?
I never said he was in Texas.
Sana hiç Teksasta demedim.
I never said I gave the binder to IBM.
Klasörü IBM'e verdim demedim!
I never said that they did.
Öyle olduğunu söylemedim.
I never said I was trading for tea.
Çay ticareti yapıyorum dememiştim.
[Breathes deeply] I never said it enough.
Yeteri kadar söylemedim.
But looking back, I realize that she never once said that about herself.
Ama dönüp bakınca fark ettim ki bunu hiç kendi için söylemedi.
I never said that.
Ben öyle bir şey söylemedim Tim.
Like I said, Tom never gave up on relationships even when he clearly, clearly, very clearly should have.
Söylediğim gibi, Tom ilişkilerinden asla vazgeçmez kesinlikle ama kesinlikle vazgeçmesi gerekse bile.
I thought you said never approach guys.
- Erkeklere yaklaşılmaz demiştin.
No, you don't because, yes, I cover our connection with hostility because, yes, I hate myself for the truth, so if you promise to walk away like you said and never come back,
Hayır, anlamıyorsun çünkü evet, aramızdaki bağı düşmanlık ile gizliyorum çünkü evet, kendimden bu gerçek için nefret ediyorum.
He said, "Slava, I learned today they'll never let you go."
Ve dedi ki "Slava gitmene hiçbir zaman izin vermeyeceklerini öğrendim."
And I said, " I'm never going to play for the Tikhonov team anymore.
Ve dedim ki, "Bir daha Tikhonov'un takımı için oynamayacağım."
I got a call from Justin's supervisor at the CTA. He said he never showed up.
Ulaşım Hizmetlerinde Justin'in amirinden bir telefon aldım.
Well... Never said I won any beauty contests, so...
Güzellik yarışmasını kazandım demedim zaten.
Never said I did.
Sevmediğimi söylemedim.
- I should never have said.
- Asla söylememeliydim.
'Trisha would've never forgiven me..' '.. no matter how many times I said sorry.'
'Trishna ne kadar özür dilesem..''beni affetmeyecek..
I said never.
Asla diyorum.
- I said never.
- Asla dedim bak.
I know I've said this before but... I am sorry I never got to meet your mom, or your sister.
Biliyorum, bunu daha önce de söyledim ama anneni ya da kardeşini hiç tanıyamamış olduğum için çok üzgünüm.
And had I known then, I never would have said a word.
Böyle olacağını bilseydim, tek kelime bile etmezdim.
I said, "No, Pop," and walked out, knowing he would never find that courage.
Ben de "Olmaz baba." diyerek, kendisinin o cesareti bulamayacağını bilerek uzaklaştım.
You never said it, but I know it.
Hiç söylemedin ama biliyorum. Kendine bak, tatlım.
I already told you, she never said anything!
Size zaten bana asla bir şey söylemediğini anlattım!
Finally, he said, "I'll never bug you again if you do one thing." - Just one. - "Dance with me."
Sonunda babam demiş ki, "Bir şey yaparsan seni bir daha rahatsız etmeyeceğim."
And listen carefully, because I've never said this before...
Dikkatli dinle burayı. Daha önce hiç söylemedim çünkü.
I never believed what they said about you being a hard-ass.
Senin söylendiği gibi başbelası biri olduğuna hiç inanmadım.
But, hey, you have to admit, I mean... we may have had our ups and downs, but like you said, it has never... ever... been boring.
Ama sen de kabul etmek zorunda kaldın, yani iyi ve kötü zamanlarımız olmuş olabilir ama dediğin gibi ilişkimiz hiçbir zaman sıkıcı olmadı.
I'll never forget this- - she said, "Catherine won't cry because David won't."
"David ağlamazsa Catherine de ağlamaz."
I thought you said that you never wanted to talk to me again.
Bir daha benle konuşmak istemediğini söylemiştin sanırım.
I thought you said it never missed.
Hani hiç kaçırmıyordu?
- I never said that.
- Tanrı'ya inanmadığını söyledin.
i never said that 415
i never said it was 21
i never said anything 18
i never said a word 18
i never loved you 31
i never lie 31
i never want to see you again 115
i never told you 44
i never doubted you 28
i never meant to hurt you 82
i never said it was 21
i never said anything 18
i never said a word 18
i never loved you 31
i never lie 31
i never want to see you again 115
i never told you 44
i never doubted you 28
i never meant to hurt you 82
i never stopped loving you 42
i never left 34
i never saw it 34
i never did 142
i never thought 60
i never do 50
i never knew that 44
i never thought about it that way 17
i never asked 56
i never saw him 36
i never left 34
i never saw it 34
i never did 142
i never thought 60
i never do 50
i never knew that 44
i never thought about it that way 17
i never asked 56
i never saw him 36