English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / I worked hard

I worked hard traducir turco

1,408 traducción paralela
I worked hard!
Çok çalıştım!
I worked hard for success!
Başarmak için çok sıkı çalıştım!
I worked hard, pulled myself up.
Sıkı çalışıp yükseldim.
I worked hard on it, and I'm not a writer.
Aksine üzerinde çok çalıştım. Ben yazar değilim ki.
I worked hard for it.
Ben bunun için alın teri döktüm.
In my schooling and in my job... I worked hard to make him proud. And yet...
Okulda ve işimde onu gururlandırmak için çok çalıştım, ancak...
I worked hard to build it, and if I want, I'll burn the damn thing down and everything in it.
Burayı inşa etmek için canımı dişime taktım. İstersem bu lanet olası şeyi içindekilerle birlikte yakarım.
I worked hard on it.
Üzerinde çok çalıştım.
Yes, a lot of things, I worked hard, I deserve them.
Evet bir sürü şey. Çok çalışıyorum, onları hak ettim.
If I'd have worked this hard in school, I'd be on the honor roll.
Bu kadar sıkı okula çalışsaydım, onur listesine girerdim.
I know how hard every one of you worked to get here. I don't wanna hurt any of you.
Ne kadar çok çalıştığınızı biliyorum.
I never worked that hard in my life -
Hayatımda hiç bu kadar çok çalıştığımı hatırla...
I've worked hard to be loose
Hafifmeşrep olmak için çok uğraştım.
Sometimes after I've worked really hard all day, I...
Bazan bütün gün çok çalışınca...
I've worked really hard, you know?
Gerçekten çok çalıştım, bilirsin?
Alex, I have worked extremely hard to give you what you need.
Alex, ihtiyaçlarını karşılamak için deliler gibi çalıştım.
I'm not talking about the guys that really worked hard, like Jay and Fred and Mike.
Gerçekten sıkı çalışan adamları demiyorum. Jay, Fred, Mike gibi...
All my life I've been oppressed, Augusten. And all my life I've worked hard to fight that oppression.
Hayatım boyunca baskı gördüm Augusten... ve hayatım boyunca bu baskıyla mücadele ettim.
You know I worked really hard forthis.
Sen de benim bunun için ne kadar çalıştığımı biliyorsun.
Now, I know we've all worked really hard... for the last few months, and at this point...
Şimdi herkesin çok çalıştığını biliyorum bu piyes için son birkaç aydır
He's not gonna make me wait. Oh, fuck you very much, Willie. - I worked too hard to get to stand on that fucking stage.
Bu sahneyi ayarlayabilmek için deliler gibi çalıştım.
I've worked very hard for this day.
Aylardır seni bugüne hazırlıyorum.
Do you know how hard I have worked to get on this show?
O programa çıkmak için nasıl uğraştığımı biliyor musun?
Do you know how hard I worked to get you back here?
Seni buraya geri getirebilmek için ne kadar uğraştım biliyor musun?
I worked at Delacroy and I worked so hard, and I cared.
Ve çok gayretliydim.
I worked hard for it.
Firmayı o yürütüyor.
I am crying because father had worked hard to get me the ring.
Babam bana onu almak için ne kadar çalışmıştı, ona ağlıyorum.
I worked too hard to get here.
Buraya gelmek için çok çalıştım.
To have worked so hard, against all the obstacles of no money and with people saying : "You can't make that movie. It makes no sense", getting the audiences to love it, at that point... And then, they have this unknown board - that was apparently doing it for the filmmaker...'cause that's kind of the whole mantra - saying I couldn't have my meaning.
Parasızlık gibi, insanların "böyle film mi olur, hiçbir anlamı yok" sözleri gibi engellere rağmen bu kadar çok çalışmışken o sırada seyircilere filmi sevdirmişken..... meçhul bir kurul çıkıyor ortaya, görünürde bunu filmin yapımcısı için yaptıklarını papağan gibi tekrarlayarak benim istediğimi ifade edemediğimi söylüyor.
I worked too hard to get us out of Texas for you to go around in those things.
Sen bu tip şeylere alışabil diye Teksas'ı terketmek için çok uğraştım.
I have always worked hard for a crust of bread.
Tuzsuz aşım, ağrısız başım misali yaşayıp gittim işte.
SO I WORKED REALLY HARD ON THAT.
Buna çok emek verdim!
I mean, you worked really hard to create the body you have.
Yani, sahip olduğun beden için çok uğraştın.
Jamie, I'm sorry if you don't like it, but I worked very hard to make this and nobody leaves until their plates are clean.
Sizin için bir şey çalmayacağım. Bu iş ruhsuz, zombi, ve siz işçi sınıfıyla sıkıştığım hapishaneden kaçış yolum.
I've worked hard to try to forget everything about our childhood.
Çocukluğumuzla alakalı her şeyi unutmak için çok çalıştım.
I know how hard you worked for this... "but" I don't think you should take it so personally.
Biliyorum bunun için çok çalıştın ama bunu kişisel olarak algılamamalısın.
You know how hard I worked for this.
Bunun için ne kadar çalıştığımı biliyorsun.
I know how hard you've worked to make this happen for me.
Sizin içinse durum çok daha karmaşık.
- I worked really hard on that pitch.
O sunum için gerçekten çok çalıştım.
You've never worked so hard at anything in your life except your fake I.D.
Hayatında hiçbir şey için bu kadar sıkı çalışmadın. Tabii sahte kimliğin dışında.
You know, Jackie... if you worked as hard at getting Fez as you are at polishing off my pizza you'd be pushing a little bilingual baby through the park right now.
Fez'i elde etmek için pizzamı götürdüğün kadar çok çalışsaydın şu an parkta iki dil konuşan minik bir bebeği gezdiriyor olurdun.
DOUG, COME ON, I WORKED REALLY HARD ON THIS,
Hadi, Doug! Çok uğraştım.
I know that you've worked really hard on this, and I just love you for it.
Buna çok emek verdiğini biliyorum. Ve bunun için teşekkür ederim.
I worked really hard on this.
Bunun için canımı dişime taktım.
Sure, Haley and I have our differences, but this test doesn't show how hard we've worked to keep this relationship together.
Haley ve benim ayrıldığımız yönler olduğu kesin. Ama bu test, bu ilişkiyi ayakta tutabilmek için ne kadar çaba sarf ettiğimizi göstermiyor.
Someday when danielle looks back, I want her to remember just how perfect her cake looked and how hard her mother worked to make her happy.
Danielle geri dönüp baktığında pastasının ne kadar güzel olduğunu ve annesinin onu mutlu etmek için ne kadar uğraştığını hatırlamalı.
Well, I worked really hard on that.
Onun üzerinde çok çalıştım.
You have no idea how hard I worked for these.
Bunlar için ne kadar çok uğraştığımı bilmiyorsun.
I want you to remember how hard you've worked.
Ne kadar sıkı çalıştığınızı unutmayın.
I've worked so hard to earn the trust of my division.
- Personelimin güvenini kazanmak için çok uğraştım ben. Tanrım!
I know how hard you worked on that profile.
O profil üzerinde ne kadar uğraştığını biliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]