In your dream traducir turco
615 traducción paralela
If your heart is in your dream
Hayalini istiyorsan yürekten
When your heart is in your dream
Hayalini istiyorsan yürekten
Mr Craig, can you describe what happens in your dream?
Bay Craig, bize rüyanızda neler olduğunu anlatır mısınız?
Who was the masked figure in your dream?
Rüyandaki maskeli adam kimdi?
I'm not the man in your dream, Mr. Waggoman.
Rüyalarınızdaki adam ben değilim Bay Waggoman.
It shows in your dream in two ways.
Bu korkun, rüyalarında iki şekilde ortaya çıkıyor.
Do like in your dream!
Hayalindeki gibi yap!
The Joseph in your dream didn't make love to the painted girl.
Rüyandaki Joseph boyalı kızla sevişmedi.
But in your dream you made him die.
Fakat rüyanda onu öldürdün.
I'll tell you something that wasn't in your dream.
Size, rüyanızda olmayan bir şey söyleyeceğim.
Grandfather, you didn't see any soldiers in your dream, and that means that they can't see you now.
AskerIer mi? Büyükbaba, sen rüyanda hiç asker görmedin, bu da demek oIuyor ki, onIar da simdi seni görmüyorIar.
And what was I doing in your dream?
Rüyanda ne arıyordum?
Are you sure thats the same town you saw in your dream?
Rüyasını gördüğünüz kasaba olduğundan eminmisiniz?
And Ruth Mayer - was she in your dream?
- Peki ya Ruth Mayer? O da rüyanda mıydı?
In your dream, who else was in the room?
Rüyanda, odada başka kim vardı?
In your dream.
Hayalinde.
All right, in your dream, did I get up in the middle of the night and yak in your sink?
Senin rüyanda, gece yarısı kalkıp senin lavabona kusuyor muyum?
Tell us what was in your dream.
Bize rüyanı anlat.
You and MacGyver are very close in your dream.
Sen ve MacGyver rüyanda çok yakınsınız.
Maybe you saw something out there that came back up in your dream.
Belki de orada rüyanda ortaya çıkan bir şey gördün.
- You don't feel pain in your dream!
- Normalde, rüyadayken acı hissedilmez!
You said in your dream, you saw the face of an animal.
Rüyandaki, yüzünü gördüğün hayvan.
What can you do in your dream?
Rüyalarında ne yapabiliyorsun?
In your dream.
Rüyanda.
The bird you see in your dream is the bird in your dream.
Rüyanda gördüğün kuş, rüyanda gördüğün kuştur.
And if he kills you in your dream... you're dead for real.
Ve seni rüyada öldürdüğü zaman... gerçekte de ölüyormuşsun.
It was in my house you were cared for, to sleep your sleep... and dream to its end... your first dream of love.
Sana bakılan ev benimdi, uykunu uyuduğun... ve ilk aşk rüyanın... sonunu gördüğün yer.
But working for your father is like running in a dream.
Ama babanın yanında çalışmak rüyada koşmak gibi.
Do you, uh, think you could make your dream come true in this valley?
Bu, uh, vadide hayalini gerçekleştirebilir misin?
And Youngerford, let me see, you were asleep in your bunk...... and you think you had a dream.
Sana gelince Youngerford, yatağında uyuyordun ve rüya gördüğünü sandın.
It was his dream I found in your notebook.
Senin defterinde bulduğum rüya onun rüyasıydı.
In my dream, your face was ever before me.
Rüyamda, yüzünü karşımda gördüm.
When I sat in your class you wouldn't dream of harming an insect.
Senin sınıfındayken, karıncayı bile incitmeyecek biriydin.
When I married your father, it was not in a dream.
Babanla evlendiğim zaman bu bir rüya değildi.
Tourism is your father-in-law's dream.
Turizm işi kayınpederinin hayaliydi.
You've spent your youth in a dream, but now you can face reality :
Gençliğini hayallerle geçirdin ama artık gerçekle yüzleşebilirsin.
And in the middle of the dream, in walks your grandmother Tzeitel, may she rest in peace.
Rüyamın tam ortasında, içeriye senin Tzeitel Ninen girmez mi, toprağı bol olsun.
"And I have to wake up in order to stop it." Then just force your eyes open, and the dream will be gone.
Sonra gözlerini açılmaya zorlarsın... ve kabus kaybolur.
Just follow it And keep your dream in view
Onu takip et ve hayallerine dal.
I'm tired of a love I used to dream of... in your blue eyes.
Bir zamanlar mavi gözlerinde hayalini kurduğum... aşktan sıkıldım.
Strange that you didn't dream once during your years in prison!
Tuhaf, hapisanedeki yıllarından beri ilk defa rüya görüyorsun.
There is a man in your campus doing some interesting work with dream.
rüya ile bazı ilginç çalışmalar yapıyor.
You sit in your teepee and you dream.
Çadırınızda oturuyorsunuz ve...
My dear Giacomo, the divine Anael has already painted your portrait in a dream for me.
Sevgili Giacomo, kutsal Anael senin yüzünü rüyamda çizdi bile.
I dream of when I'll ask for your hand in marriage and we'll build that cottage.
Düğünümüzde seni babandan alışımı küçük evimizi hayal ediyorum.
"I dive my nose into your breasts... " In this comforting dream of mine... " Rampaging away my fears.
"Gömülürüm göğüslerinin içine kaygılarımı darmadağın eden şu ferahlatan düşümde."
No doubt you dream of seeing Miss McKenna in one of your "opera".
Bayan McKenna'yı "Opera" nızdan birisinde görmeyi düşlediğinize hiç şüphe yok.
I was very confused with that picture in mind, like a dream coming back every time you close your eyes.
Aklımdaki o resim kafamı karmakarışık etmişti gözlerimi her kapamama gözümün önüne gelen bir hayal gibiydi.
Your scream was in my dream.
Senin çığlığın benim rüyamdaydı.
If you could go in, Alex, and observe his dream. That would be your first practical application of dreamlink.
Rüyasına girip gözlemleyebilirsen bu ilk pratik uygulaman olabilir.
What ain't no dream, Your Honor, is all I possessed... went down in that there skirmish.
Ekselansları, tüm malımın o çarpışmada gittiğini de hayal etmiş olamam.
in your dreams 215
in your mouth 17
in your 51
in your hands 23
in your heart 60
in your own time 47
in your house 29
in your face 181
in your own words 44
in your absence 21
in your mouth 17
in your 51
in your hands 23
in your heart 60
in your own time 47
in your house 29
in your face 181
in your own words 44
in your absence 21