In your dreams traducir turco
1,067 traducción paralela
Go back to Mommy and Daddy and listen. Maybe you'll hear one in your dreams.
Annenin ve babanın yanına dön ve onların anlattığı masalları dinle belki bir tanesinde düşlerini bulursun.
- Except maybe in your dreams.
- Belki sadece rüyalarında.
Aunt Seza says "it's all in your dreams".
Nükhet Seza Halam hepsi rüyanda diyor.
- In your dreams.
Ancak rüyanda görürsün.
MAYBE EVEN COUNTING URSULA'S MONEY IN YOUR DREAMS.
Hatta belki de şimdi rüyanda, Ursula'dan elde edeceğin paraları sayıyorsun.
In your dreams, Charles.
Rüyanda, Charles.
You spend half your life in your dreams.
Hayatının yarısı rüyalarda geçiyor.
He finds you in your dreams!
O seni rüyalarında bulur!
- In your dreams.
- Rüyanda görürsün.
In your dreams, Fleischman.
Rüyanda gör, Fleischman.
See you in your dreams.
Rüyalarında görüşürüz.
The people in your dreams, you should call them when you're awake.
Rüyasında gördüğü insanları uyanınca aramalı insan.
In your dreams!
Rüyanda görürsün!
In your dreams, Fleischman.
Rüyanda görürsün, Fleischman.
A night that would light fire in your dreams until you die, and you would reject me?
Öleceğin güne dek rüyalarını kavuracak bir gece, ve beni hâlâ ret mi ediyorsun?
Yeah, in your dreams.
Tabi rüyanda.
When he comes to you in your dreams, what does he do to you?
Düşlerinde sana ne yapıyor?
- In your dreams.
Rüyanda tabii.
If you believe in your dreams, no tornado, volcano or typhoon can knock you "out of love," because love exists on its own.
Rüyalarınıza inanıyorsanız hiçbir kasırga, yanardağ ya da tayfun sizi aşkın dışına itemez ; çünkü aşk, kendi başına var olur.
In your dreams, Pedro.
Rüyalarında, Pedro.
In your dreams.
Rüyalarında.
In a place that perhaps you've seen in your dreams
Öyle bir yerde ki rüyanızda göreceğiniz cinsten
In your dreams, Kent.
Rüyanda görürsün, Kent
Data, you shouldn't be afraid of dark imagery in your dreams.
Data, rüyalarındaki karanlık şekillerden korkmamalısın.
In your dreams.
Rüyanda görürsün.
He lives in your dreams.
O senin rüyalarında yaşıyor.
In your dreams, sleigh boy.
Ancak rüyalarında, kızaklı çocuk.
Six Weeks, and you're surprised you got Freddy in your dreams?
Altı hafta ve sen Freddy'yi rüyalarında gördün diye şaşırıyorsun?
No, no, no, no. I think maybe something in your dreams might be able to tell us what did. No.
Rüyalarının onu neyin öldürdüğünü bulmamızı sağlayacağını sanıyorum.
You battle in your dreams.
Sen rüyanda bile dövüşürsün.
In your dreams, buddy. - Yeah, Heavenly..
Rüyanda görürsün ahbap.
- In your dreams, Max.
- Rüyalarında Max.
Sleep well, my children... and hold your father in your dreams.
İyi uykular evlatlarım ve rüyalarınızda babanızı görün.
In your fucking dreams!
Rüyanda görürsün!
What if I told you that... your patients are in real physical danger... from their dreams?
Neil. Peki sana hastalarının rüyalarında gerçek fiziksel tehlike içinde olduklarını söylesem?
All of you have this inner strength... some special power that you've had... in your most wonderful dreams.
Bu içsel kuvvet hepinizde var en harika rüyalarınızda gördüğünüz bir tür özel güç.
Just take in a late show and meet the girl of your dreams.
Bir geç vakitte hayallerindeki kızla tanışacaksın.
First of all, look me in the eye and tell me you're not thinking, even in your wildest dreams, Mr Briefcase "Let's have lunch" there is gonna take you away from all of this.
Öncelikle yüzüme bak ve en vahşi rüyalarında bile Bay Evrak Çantası'nın seni bütün bunlardan kurtaracağını düşünmediğini söyle.
You knew the second I walked in the room and through that door... that I'm the girl of your dreams, right?
İkincisini biliyorsunuz, odaya girdim... İkincisi, şu kapıdan doğruca odaya giren, hayallerinizin kadınıyım. Haklı mıyım?
It was like coming this close to your dreams and then watching them brush past you, like a stranger in a crowd.
Düşlerinin, onlara bu kadar yaklaşmışken... kalabalıktaki bir yabancı gibi yanından geçmesi gibiydi.
No offence, but this is the top-ranked high school paper in the country, and I intend to keep it that way, so I suggest you put aside your dreams of editing the swimsuit issue of Sports Illustrated.
Üstüne alınma ama burası ülkenin en iyi okul gazetelerinden biri ben de bunu sürdürmeye kararlıyım. Bu yüzden kız takımıyla ilgili hayallerini Sports Illustrated'a kadar ertele.
In your wildest dreams, Jimmy, did yeh ever think you'd be this big?
Jimmy, hiç bu kadar büyük bir adam olacağını hayal etmiş miydin?
And for the rest of your life... it lingers on in that part of your mind... which dreams the very best dreams... taunting and tantalizing you with what might have been.
Ömrünün kalanında da, aklının bir köşesinde can çekişen olabilecekleri yüzüne vuran, seni umutlandırıp kaybolan hayallerle yaşıyorsun.
In your fucking dreams.
Düşlerinde görürsün. Haydi aç şu kapıyı.
Well... other than some muscle tension in your neck I don't see anything physically wrong with you. Have you been having bad dreams?
Ensendeki gergin kasların dışında, fiziksel bir sorun göremiyorum.
In your dreams.
Boş versenize.
In your wildest dreams!
Daha neler!
Cornelius, my sunshine, first you buzzed in here on that wretched thing and announced before the court that you'd found the girl of your dreams.
Cornelius, gün ışığım. Önce, o zavallı şeyin üstünde buraya geldin ve bütün sarayın önünde, rüyalarının kızını bulduğunu duyurdun. Şimdi de geri dönüp, ortadan kaybolduğunu mu söylüyorsun?
Life after life, with each new personality stampeding around in your head, you get desires that scare you, dreams that used to belong to someone else.
Onca yaşamdan sonra, her yeni kişilik ile seni korkutan arzular başkasına ait rüyalar, kafanın içinde koşuşup durur.
Is it all true about your dreams or did you say that to hopefully get in my pants?
.. yoksa beni yatağa atmayı umduğun için mi söyledin?
You'd rather you were in your quarters asleep, dreaming dreams of glory.
Dairene gidip uyumayı ve zafer rüyaları görmeyi tercih edersin.
in your mouth 17
in your 51
in your hands 23
in your heart 60
in your own time 47
in your house 29
in your face 181
in your own words 44
in your absence 21
in your room 49
in your 51
in your hands 23
in your heart 60
in your own time 47
in your house 29
in your face 181
in your own words 44
in your absence 21
in your room 49