Is he home traducir turco
1,115 traducción paralela
is he home?
Evde mi?
- Is he home?
Evde mi? - Evet.
Is he home? - No, I'm sorry.
Hayır, üzgünüm.
So, is he home?
Yani evde mi?
- Yes, is he home?
Evet. Evde mi?
Well, he said from your home cooking my stomach is the size of a quarter and that I suffer from stress.
Senin ev yemeklerin sayesinde bir çeyreklik boyutunda olduğumu söyledi. Ve de stres yaşadığımı.
Lucinda, what is he doing in our home?
Lucinda, onun bizim evimizde ne işi var?
He is not allowed in our home.
O bizim evimize giremez.
At home of Monsieur Langton there is a photography of his ancient girlfriend, he said to me that this photography was old, that now she does not like already him.
Mösyö Langton'ın evinde, eski sevgilisinin bir fotoğrafı var. Fotoğrafın eski olduğunu ve Matmazel Dean'in artık onu sevmediğini söyledi.
Well the truth is that in recent days we had a flood Work at home, he has been impossible.
Her şey cemaat evindeki yoğunlukla aynı zamana denk geldi.
He is traveling across icy seas to his home.
Yurduna doğru buzlu denizlerde gidiyor o.
What is he doing home so early?
Bu saatte evde ne arıyor?
He was supposed to be home a long time ago. - Damn! - Do you know where he is?
Uzun zaman önce eve gelmesi gerekiyordu.
Your Honour, he is a model citizen who owns his own home.
Sayın Yargıç, kendisi evinde ve çevresinde örnek bir vatandaştır.
- Is he staying at the home now?
- Şu anda klinikte mi kalıyor?
Now, what you two must do... is take this one to Casualty and make sure he gets himself looked at before he goes home.
Şimdi, ikinizin yapması gereken... Bu gaziye, evine gidene kadar göz kulak olmak.
What I want to know is how could he have entered the home of the Governor undetected by your men?
Öğrenmek istediğim şey adamların görmeden nasıl oluyor da Vali'nin evine giriyor?
When is he coming home?
Eve ne zaman dönüyor?
Okay, Eugene. And our final he-man is an A student from Chicago and the only one of our hunks who still lives at home. Bud Bundy.
Ve son "he-man" imiz Chicago'dan A'Iık bir öğrenci ve hâlâ ailesi ile yaşayan tek yakışıklımız.
A man is never happier to have his friends around him than when he's in a foreign city far from home. - Yes.
Bir adam evinden uzakta yabancı bir şehirdeyken asla mutlu değildir, ta ki arkadaşları da ona katılana dek.
He's on business. He's on his way home now.
İş üzerinde, yolda geliyor!
Where is he, in a nursing home?
Nerede, bakımevinde mi?
A lot farther from home than he is right now.
Evinden şimdikinden olduğundan çok daha uzakta.
Why is he in your home?
- Niye evinde peki?
I mean, this is Jeff's home, and if he's unable to be himself here, where can he be?
Burası Jeff'in evi ve eğer burada kendisi olamıyorsa nerede olailir ki?
When my son looks back on this day the only thing he'll remember is that a Federation officer, on a Federation ship invaded his home and kept his father away from him on his 11th birthday and he won't look back with understanding.
Oğlum geriye dönüp o günlere baktığında, hatırlayacağı tek şey, Federasyon gemisindeki bir Federasyon subayının oğlumun vatanına saldırdığı ve bu nedenle babasının 11. yaş gününde kendisinden uzakta kaldığı olacak. Geçmişe anlayışla bakmayacak.
At around 6.30 a. m., when he finished his day... no matter where he was or what he was doing... he always went home to make breakfast for his son, Nicky boy.
Sabah 6.30 gibi bir iş günü sona ererken... nerede hangi işin peşinde olursa olsun... daima eve dönüp oğlu Nicky'nin kahvaltısını hazırlardı.
This Pony is from New Orleans, he's on his way home...
Şu Pony, zaten New Orleans'lı eve dönüyordu.
I wasn't at home, and he know's you're my only friend. Is he coming?
Evde yoktum ve biliyor ki benim tek arkadaşım sensin.
He stopped in after work, on his way home
İş çıkışı, eve dönerken buraya uğradı.
Boy, Louise is gonna kill him when he gets home, huh, Helen?
Eve gittiklerinde Louise onu öldürecek, değil mi Helen?
The truth is, he's had a sort of... nervous breakdown. He's in a rest home.
Gerçek şu ki, biraz sinirleri bozuk durumda.
It is very important for a man like you to have someone who cares for him when he comes home at night.
Akşamları eve yalnız döndüğünüzde sizinle ilgilenen birisinin olması çok önemli.
We know who he is, now let's go home.
Kim olduğunu biliyoruz. Hadi, eve git.
This is for Warren, who couldn't quite make the party... but is definitely on his way back home from what he call hog heaven.
Partiye katılamayan Warren'a kaldırmak istiyorum. Ama yaban domuzu cenneti dediği yerden eve dönüyormuş.
Besides, he'll be in the shed if anyone else is home.
Ayrıca herkes evdeyken o kulübede olacak. Ya Judd Travers onu ararsa?
I think he is no longer suited for life back home, Excellency.
Galiba artık anavatandaki hayat tarzına uygun biri değil, ekselansları.
- Is, uh, he home by any chance?
- O, şey, acaba evde mi?
Elaine, Newman is my sworn enemy and he lives down the hall from my home.
Elaine, Newman benim ezeli düşmanım ve evimin koridorunun sonunda yaşıyor.
- He is not home.
- Evde değil.
So is Jacey just home for a visit or is he here for the summer?
Jacey sadece ziyaretemi geldi yoksa tüm yaz burada mı?
The paediatrician's coming tomorrow, they'll do some tests, see if all is O.K. And then he can go home.
Yarın pediatrist gelecek, bir iki test yapacaklar. Her şey yolunda mı, kendi gözlerinle görürsün, sonra da götürürsün eve.
When an officer makes a call on a closed home, he is required to do a walk-through.
Güvenlik kapalı bir eve geldiğinde eve bakmak zorunda.
I stayed home and raised the children while he advanced up the ladder.
Aslında mahkemeye gitmeyi istemiyorum. Ama çalışmıyorum. O iş hayatında yükselirken, ben evde kalıp çocukları büyüttüm.
Right now, he's Charlie... and that beaver pelt on his head is goin'home in a bag.
Ama şimdilik, o Charlie... ve kafasındaki o kunduz postu çantayla eve gidiyor.
Is it possible he doesn't want to come home?
Eve gelmek istemiyor olamaz mı?
Well, the truth is... He wants to go home.
Gerçek şu ki eve gitmek istiyor.
I will tell him that he is a fool and that he must go home tonight.
Ona bir aptal olduğunu ve bu gece kıçını kaldırıp eve gitmesi gerektiğini söyleyeceğim.
And if he is not at home, I will take you and the kids to a show.
Ve eğer evde yoksa seni ve çocuklarını alıp bir gösteriye götüreceğim.
- Is he at home? - You are lying.
Ne, o burada mı?
He is never at home between 5 : 30 to 7 : 30.
17 : 30, 19 : 30 arası hiç evde olmaz.
is here 159
is he your boyfriend 48
is he 1761
is he alive 166
is he around 61
is he gone 103
is he dead 518
is he ok 129
is he okay 663
is he sick 52
is he your boyfriend 48
is he 1761
is he alive 166
is he around 61
is he gone 103
is he dead 518
is he ok 129
is he okay 663
is he sick 52
is he breathing 52
is he in 100
is he there 104
is he here now 16
is he good 46
is he in trouble 54
is he here 369
is he serious 69
is he insane 17
is he going to be okay 37
is he in 100
is he there 104
is he here now 16
is he good 46
is he in trouble 54
is he here 369
is he serious 69
is he insane 17
is he going to be okay 37