Leave it alone traducir turco
1,696 traducción paralela
Leave it alone.
Boş ver.
Just leave it alone, Janice.
Boş ver, Janice.
And that hole, you think, " Oh, shall we leave it alone?
Siz de şöyle düşündünüz : "Acaba bu deliği ellemesek mi?"
No, Rach, just leave it alone.
Hayır, Rach, bu konuya karışma.
Leave it alone.
Rahat bırak.
Just leave it alone.
Rahat bırak onu.
- Just leave it alone, Rose.
- Beni rahat bırak yeter, Rose. - Affedersin.
Please just leave it alone!
Lütfen rahat bırakın onu.
- Leave it alone, you said.
- Kendi haline bırakmamızı söylemiştin.
- Alan, leave it alone.
- Alan, rahat bırak.
Leave it alone!
- Beni yalnız bırak!
Why couldn't you just leave it alone?
Neden bunun peşini bırakmadın?
- Leave it alone.
- Boşver bunu.
Can't we just leave it alone?
Sadece, beni yalnız bırakamaz mısın?
How about we just leave it alone and you stay out of my face, okay?
Bu konudan bahsetmeyelim ve sen de gözüme görünme, olur mu?
Well, it's best we leave it alone then.
- En iyisi onlara hiç bulaşmamak.
Can you leave it alone?
Bu işin peşini bırakabilir misin?
But, if I leave it alone for several months, that possibility won't remain at zero.
Ama eğer aylarca beni izlemelerine izin verirsem, eninde sonunda onları şüphelendiririm.
Hey, leave it alone.
Hey, bırakın şunu.
Can you promise you'll leave it alone?
Ona bulaşmayacağına söz verebilir misin?
One last thing and we can leave it alone, okay?
Son bir şey söyleyeceğim ve sonra bu konuyu kapatabiliriz, tamam mı?
Told me to leave it alone.
Kurcalama dedi.
Just leave it alone, okay?
- Hayır, öyle bir şey yapmayacağız. - Ben yaparım.
Just. leave it alone.
Onu rahat bırak.
Leave it alone.
Fazla kurcalama.
Why can't they just leave it alone?
Neden rahat bırakmıyorlar?
If it means he'll leave us alone, I'm ready to be leveraged.
Bizi rahat bırakacaksa, kullanılmaya hazırım.
Well, you turn to the cafeteria assignments, and you see that's gonna leave Ernest alone for second period, and he can't handle it alone.
Kafeterya işlerine bakarsan Ernest'in ikinci dönem tek kaldığını görebilirsin ve tek başına bunu halledemez.
Life's funny sometimes, can push pretty hard, like when you fall in love with someone, but they forget to love you back, like when your best friend and your boyfriend leave you alone, like when you pull the trigger or light the flame, and you can't take it back.
Hayat bazen tuhaf. İnsanı epey zorlayabilir. Mesela birini sevdiğinizde ama o, sevginize karşılık vermeyi unuttuğunda.
Even if it's just to tell me to... you know, leave you the hell alone.
Sadece başından defolup gitmemi istediğini söylesen bile ara.
If shoot you with a BB gun, will you leave me alone? No, it's too late for that.
Eğer seni havalı tüfekle vurursam beni rahat bırakır mısın?
We think it's best if you just leave her alone.
Bizce onu yalnız bıraksan iyi olur.
Just leave me alone, damn it!
Beni rahat bırak!
Is it okay to leave you alone?
Seni yalnız bırakmam sorun olmaz mı?
Go work things out with your kids, and leave me alone, God damn it.
Çocuklarınla sorunlarını çöz ve beni de yalnız bırak, lânet olasıca.
Just, please don't leave me alone with him, okay? - You got it.
- Tamamdır.
Leave him alone, it's been awhile.
Onu rahat bırak, uzun zaman oldu.
Look, I can't leave Barb alone at the gym. It's her first day.
Bak, Barb'ı spor salonunda yalnız bırakamam.Bugün onun ilk günü.
Batoer, take it easy Leave me alone
Rahat bırak beni
You leave me alone from now, got it?
Şimdi beni rahat bırak, tamam mı?
- No, it was real. And it's just that kind of memory that won't leave you alone.
Böyle bir anı insanın peşini bırakmaz.
Damn it! Leave us alone, you stupid bitch.
Bizi rahat bırak, tamam mı, seni aptal kaltak!
If I knew where it was, your stuff and you got it back, would you leave us alone?
Eğer malının yerini biliyorsam ve sana geri verirsem bizi rahat bırakır mısın?
I promised I'd leave you guys alone until 10 : 00, but look, here it is 10 : 20.
Sizi saat 10'a kadar rahat bırakacağıma dair söz vermiştim ama saate bakın şu anda tam 10 : 20.
- Leave the kid alone, goddamn it!
- Bırak çocuğu, uğraşma şunla be!
If it looks like that employee is testifying to the F.B.I., though... they're just as happy to leave the witness alone and take care of the problem another way.
Eğer, işler FBI'a tanıklık etme raddesine gelirse,... tanığı tek başına bırakıp sorunu diğer taraftan halletmekten mutluluk duyarlar.
Cut it out, just leave me alone.
Neyin var?
If it's so important to all of you, I will do this, if it will make you and the tvs and the magazines and the big pornographic cloud this morning, all of you to shut up and leave me alone.
Eğer bu sizi, televizyonları, dergileri ve bu sabahki büyük porno yoğunluğunu susturacaksa çenenizi kapayın ve beni yalnız bırakın!
We leave this lunch alone, it will take over Europe.
Bu yemeği başıboş bırakırsak, gider Avrupa'yı fetheder.
I'll do whatever you want, okay? Just promise me you'll leave my dad alone. I wish it were that easy.
Ne istersen yaparım, yeter ki babamı rahat bırakacağına söz ver.
But it's best if you don't leave her alone for now.
Fakat en iyisi bir süre onu yalnız bırakmayın.
leave it here 29
leave it with me 73
leave it to me 292
leave it 1083
leave it there 89
leave it out 59
leave it at that 22
leave it be 22
leave it on 47
leave it open 25
leave it with me 73
leave it to me 292
leave it 1083
leave it there 89
leave it out 59
leave it at that 22
leave it be 22
leave it on 47
leave it open 25
leave it to us 28
alone 2197
alone at last 32
leave me 436
leave 1433
leaves 53
leave me the fuck alone 22
leave me in peace 46
leave me alone 2886
leave a message 819
alone 2197
alone at last 32
leave me 436
leave 1433
leaves 53
leave me the fuck alone 22
leave me in peace 46
leave me alone 2886
leave a message 819