English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ L ] / Let me down

Let me down traducir turco

3,079 traducción paralela
Hey, Mr. E. Scott... if you do not let me down, I am going to scream my head off until someone comes to help me, and then you're going to have to explain all of this to the cops.
Hey, Bay E. Scott... Eğer beni burdan indirmezsen biri yardıma gelene kadar avazım çıktığı kadar bağıracağım. sonrada polislere anlatırsın derdini.
You let me down. I let you into my life.
Beni uğrattın.
Monday, you need to be at work, Don't let me down.
Pazartesi iş başı. Kayış atma ona göre.
They let me down.
Dikkatli olun zararlı çıkarsınız.
Please do not let me down.
N'olur beni hayal kırıklığına uğratmayın.
Don't let me down.
- Beni hayal kırıklığına uğratma.
You've let me down badly, Charles.
Beni fena halde hayal kırıklığına uğrattın Charles.
Son, you have let me down.
Evlat, beni hayal kırıklığına uğrattın.
I knew you wouldn't let me down.
Yüzüstü bırakmayacağını biliyordum.
You know, and I really don't need your friends to let me down easy.
Biliyorsun, ve ben senin arkadaşlarının beni kolayca hayal kırıklığına uğratmasına da ihtiyacım yok.
Don't let me down.
Lütfen beni yanıltma.
Tim, you did not let me down.
- Tim, beni hayal kırıklığına uğratmadın, tamam mı?
I let my friends down, and I let myself down. You didn't let me down.
- Arkadaşlarımı ve kendimi hüsrana uğrattım.
You do not let me down.
- Yüzüstü bırakma beni.
You let me down.
Beni hayalkırıklığına uğrattın
I needed you, and you let me down.
Sana ihtiyacım vardı, Beni hayalkırıklığına uğrattın.
Let me down!
Beni indir!
- Let me down!
- Beni indir!
- Let me down!
- İndir beni!
Mo's voice : I bet on your ass and you let me down.
Senin üstüne bahis oynadım ve sen beni batırdın.
- Calm down. - All right, then let me
Sakin olun.
Sit down and let me see.
Otur, göster.
You told me to let him down easy.
Onu yavaş yavaş bırak diyen sendin.
But, we are down town now. Come on, let me get in.
Ya, çarşıya kadar geldik ama ya, bineyim artık.
Let me tell you something, I've got a whole team down there who depend on me.
Beni iyi dinle aşağıda beni bekleyen bir takımım var ve bana sonuna kadar güveniyorlar.
So, guys, want me to roll down a window - let out some testosterone?
Çocuklar bir cam açmak istiyorum - biraz testosteron dağıtalım?
Wait, let me just put the tray down.
[Gülnihal] Dur bekle! Şu tepsiyi koyayım, kalkma!
When I press down, let me know if it hurts.
Buraya bastırdığımda acıyorsa söyle lütfen.
Okay, let me write that down.
Tamam, izin verin yazayım.
I mean, the whole time, let me just break it down for you.
Yani sürekli... Size şöyle özetleyeyim.
Come on, let me walk you down to your car.
Hadi. Seni arabana kadar geçireyim.
Let me drop down!
Aşağı ben ineyim ne olur!
But you let me go and pay my fee, I'll hunt his ass down. Fact.
Ancak gitmeme izin verip ücretimi ödersen onun peşine düşerim.
Let me get down.
İndir beni.
Lie down and let me do my job before you bleed to death.
Kanamadan ölmeden önce uzan ve işimi yapmama izin ver.
Let me know when you might be ready to start testing and we'll get ready on our end down here.
Teste başlamak için hazır olabileceğin zamanı bana bildirirsen biz de ona göre burada gereken hazırlıklarımızı yapacağız.
He inspires me, and we let him down.
O bana ilham verdi, biz ise onu koruyamadık.
Hey, by the way, don't let me forget, you and I got to nail down a plan for the Bruins game tomorrow night.
Bu arada unutturma ha, yarınki Bruins maçı için plan yapmamız lazım.
Yeah, okay, let me tell you why he wants you to "slow down."
Soluklanarak aslında ne istediğini söyleyeyim en iyisi.
Just calm down and let me think.
Sakin ol da azıcık düşünmeme izin ver.
Let me write down the address.
Adresi bir yere yazayım.
I don't know if we can make that, but let me just write that down.
Yapabilir miyiz bilmiyorum, ama dur bir yazmama müsaade et.
Send me out in the field. I will not let you down.
Beni işin başına getir.Seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.
I won't let those shits down, even though they've stopped speaking to me.
Benimle artık konuşmuyor olsalar bile o veletleri hayal kırıklığına uğratmam!
Please tell me I didn't let you down.
Lütfen yüzünü kara çıkartmadığımı söyle.
Hose me down and dress me up. Let's go out tonight.
Beni bir güzel yıkayıp giydirin, akşama çıkalım.
Yeah, don't let me slow you down on your way to night school.
Tabii, akşam lisesine giden yoluna taş koymayayım.
Don't let him send me down to the devils.
Beni şeytanların yanına göndermesine izin verme.
Let me tell you something, win, lose or draw, as long as you squabble and get down, that's gangster, you understand what I'm saying?
Sana bir şey söyleyeyim. Kazansan da kaybetsen de... delikanlı olacaksın.
Thing that keeps me up at night is why do I got to let her down on this?
Onu bundan nasıl kurtaracağımı düşünmekten uykularım kaçıyor.
Hmm, let me write that down.
Dur şunu not edeyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]