English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ M ] / My face

My face traducir turco

14,467 traducción paralela
This is for dropping a building on my face.
Bu suratıma bina düşürdüğün için.
♪ D'you think you're man enough ♪ ♪ To wash the makeup off my face right now?
# Yüzümdeki makyajı Şimdi silecek kadar adam mısın #
I can't smile. My face feels weird.
Yapamıyorum, yüzüm bir acayip bugün.
I don't know what's more impressive, the fact that you got into all these fine schools, or... or that for months you've been lying directly to my face.
Hangisi daha etkilyeci bilmiyorum, gerçek şu ki bütün bu iyi okullara girebilmen mi, ya... ya da aylardır doğruca yüzüme yalan söylemen mi.
My face is mine, my hands are mine, my mouth is mine,
Yüzüm benim, ellerim benim, ağzım benim,
Just stop playing this song and stop blowing smoke in my face and just take these fucking socks off of me!
Sadece bu şarkıyı çalmayı bırak Ve yüzüme duman üfleme durdurmak Ve şu lanet çorapları benden al!
I tell you something in confidence, man-to-man, and now you throwing that shit back in my face?
Size güvende, insandan insana bir şeyler söylüyorum. Ve şimdi de o boku yüzüme atıyorsun?
- Say that to my face.
- Bunu yüzüme söyle.
I think people can see it on my face.
Bence insanlar bunu yüzümden anlayabiliyor.
Please. I've shown you my face.
- Sana suratımı gösterdim.
That adorable little Muppet you got up there, she's seen my face.
O üst kattaki küçük kız suratımı gördü.
Jerry here, ain't seen my face just like you, which means...
Jerry suratımı görmedi senin gibi bu da demek oluyor ki...
Well, besides, she ain't seen my face yet.
Bu arada henüz suratımı görmedi.
Right up in my face, he says, " None of your fucking business.
Yüzüme doğru, "Senin lanet olası hiçbir işin."
- You just put that shit in my face?
- Yüzüme tuttuğunun farkında mısın?
You just put a real-ass gun in my face?
Yüzüme gerçek bir silah mı tuttun?
You really put a fucking gun in my face, and you don't even know how to use it?
Yüzüme silah tutmasını biliyorsun da nasıl kullanıldığını mı bilmiyor musun?
A bee flew in my face when I was doing that part.
Çizerken hapşırınca oldu.
She saw my face, what else could we do?
Yüzümü gördü. Başka ne yapabiliriz ki?
This is just my face.
Normal yüzüm böyle.
Oh, God damn it. My face!
Ananı sikeyim yüzüm acıyor!
- Now get the fuck outta my face!
- Şimdi siktir ol git başımdan!
♪ He'll see my face and think of he used to know me
Görünce suretimi Hatırlayacak tanıdığını bir zamanlar beni
Maybe you and your faggot necklace could get the fuck out of my face, and later on I'll take a picture of me fucking your friend, so you have something to jerk off to.
Sen ve o nonoş kolyen gözümün önünden siktir olup gidersiniz. Sonra arkadaşını sikerken bir fotoğrafımı yollarım. Otuzbir çekerken onu kullanırsın.
Oh, excuse me. I'm carrying a dead body and I have his schwantz in my face.
Affedersin ama ceset taşıyorum ve herifin çükü de tam karşımda!
Just... he put his hands on my face and tongue down my throat and it was... was gross. It was just bad.
Yüzüme dokunup diliyle boynumu yaladı çok iğrenç ve kötüydü.
People walked away without even looking at my face.
İnsanlar uzaklaştı, yüzüme bakmadan..
- My face? - Hm-mm.
Suratım mı?
Have any cream on my face?
Yüzümde krem kalmış mı?
- Sit on my face?
- Yüzüme otur?
My hair was in my face.
Saçım yüzüme düşüyordu.
No, get that out of my face.
Hayır, çek şunu.
I want to hold them close to my face.
Onları yüzüme yakın tutmak istiyorum.
Get outta my face, old man!
Uza be ihtiyar.
Get the fuck out of my face, butch ass. - Nah, nah, nah.
Siktir git gözümün önünden karı kılıklı.
Did I get lipstick on my face?
Suratımda ruj var mı?
I lost my left leg and half my face at Guadalcanal, but that dame's got me feeling happy to be alive.
Guadalcanal'da sol bacağımı ve yüzümün yarısını kaybettim. Ama o bayan hayatta olmak için beni mutlu hissettiriyor.
Maybe we just take a deep, cleansing breath and just... get the fuck out of my face!
- Belki derin bir nefes alıp... - Siktir git lan buradan!
Dude looks at me dead in my face, grabs my balls, and goes, "let's light this candle."
Sonra gözümün içine baktı ve taşaklarımı tutup bana : " Hadi şu mumu yakalım! ''dedi.
What, come to wag your shit-covered dick in my face?
Ne o, iğrenç sikini yüzüme karşı gururla sallamak için mi geldin?
Jesus Christ, get your gun out of my face, bro.
Silahı suratımdan çeksene be. Şuna bak ya!
You don't wanna be in my face right now, Mariah!
Şu anda gözüme görünmesen iyi olur Mariah!
That's why my face looks the way it does.
Bu yüzden suratım bu halde.
The little lady seen my face
O küçük hanım suratımı gördü.
I'm here to spit in my father's face. I can't guarantee it's a metaphor.
Babamın yüzüne tükürmek için buradayım ve mecazi olarak değil.
Free drugs! Ahhh! My face!
Sıfatıma geldi lan!
I had to face down my own daddy over my inheritance to get it.
Almak için babamla mirasım pahasına tartışmam gerekti.
Oh, my goodness, you should see the look on your face.
Aman Tanrım, yüzünün hâlini görmeliydin.
Dr. West and his team have had to face innumerable problems since my reanimation.
Dr. West ve ekibi ben canlandığımdan beri sayısız problemle yüzleşmek zorunda kaldılar ve onların şahsi çözümleri
Punch me in my fucking face!
Lanet yüzüme yumruk!
I threw up on my face.
Suratıma kustum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]