Neither can i traducir turco
748 traducción paralela
- Neither can I.
- Ben de.
Neither can I. Course, I mean waitresses and such.
Ben de. Tabii garsonları falan kastediyorum.
Neither can I.
Ben de!
Neither can I. Can you spud wheat?
Onu ben de beceremem. Buğday çapalamak?
Neither can I.
Ben de uyuyamıyorum.
You can't do anything about it. Neither can I.
- Hiç birşey yapamazsın Ben de yapamam
She can't, and neither can I.
O da, ben de söyleyemeyiz.
Neither can I
Ben de aynı durumdayım.
Neither can I! Now...
Ben de öyle!
Neither can I.
Ben de.
Well, neither can I!
İyi, ben de edemem!
Neither can I, and I can't sleep by myself.
Üst katta yalnız yatamam.
- Well, neither can I.
- Şey, ben de.
- Neither can I.
- Bir şey göremiyorum. - Ben de öyle.
Neither can I stand by and let my priests be murdered.
Ne buna, ne de papazlarımın... katledilmesine seyirci kalamam.
And neither can I. Don't be late
Ben de. Sakın geç kalma.
Neither can I.
- Ben de öyle.
Neither can I. What shall we do?
Ben de yaşayamam. Peki ne yapacağız?
Neither can I, now.
Artık ben de.
Neither can I. No more questions.
Ben de. Başka sorum yok.
Neither can I afford it.
Benim de param yok.
Neither can I, but my master, foreseeing such a possibility... recited it to me, so I could commit it to heart.
Ben de. Fakat efendim bu olasılığı öngörerek kalbe teslim edebilmem için bana onu ezberletti.
If, on the other hand, you are convinced that the evidence is indeed fiction, then i must tell you in the words of the counsel of the prosecution that neither youth nor beauty nor provocation can be held to mitigate
Öte yandan, bu delilin bir kurgu olduğuna inandıysanız o zaman sizlere iddia makamının sözleriyle seslenmek zorundayım. Ne gençlik ne güzellik ne de provokasyon cinayet suçunu hafifletmek için kullanılamaz.
Neither you nor I can stop the march of time.
Korkarım ki, zamanın geçişini engelleyebilecek hiçbir şey yapamayız.
I am her grandfather and you did marry her... and neither one of us can simply duck out from under. - Maybe you can't.
Belki Vonnie bu yasak ilişkiden kalbi kırık bir şekilde ayrılmıştı ama Bobby kesinlikle öyle değildi.
We can neither of us live at that place now. I'm convinced.
Hiçbirimiz artık burada yaşayamayız. Buna inanıyorum.
- No. - Me neither, but I can imagine.
Sözlüsüyle tanıştın mı?
- Neither can I.
- Ben de öyle.
I'm afraid neither your father nor I... found happiness, child.
Korkarım ne baban ne de ben canım mutluluğu bulamadık.
Yeah, that's about as good as I can get it. Didn't take so long, neither.
Bundan iyisi olamaz, hem çok da fazla sürmedi.
Neither can l, I'm dying for a beer.
Ben de öyle, canım acayip bira çekti.
But neither you nor I, Mr. Clements... can now or at any other time give back the breath of life.
Ama ne siz ne de ben, Bay Clements şu anda yada başka bir zaman yaşam nefesini geri veremeyiz.
Neither you nor I... can now or at any other time give back the breath of life.
Ama ne siz ne de ben şu anda yahut başka bir zaman yaşam nefesini geri veremeyiz.
Neither can I.
Ben de sabırsızlanıyorum.
I CAN'T SAY I BLAME HIM FOR THAT BUT THAT'S NEITHER HERE NOR THERE.
Bay Peckinpaugh zither müziğinden hoşlanmıyormuş.
I can't bear living in a house without flowers... and neither should you.
Çiçeksiz bir evde yaşamaya katlanamam. - Ve sen de katlanmamalısın.
I can neither transmit nor receive.
Vericiyi de alıcıyı da kullanamıyorum.
My dear tutors, I'm afraid neither of you can touch his bastard's heart.
Sevgili hocalarım, korkarım hiçbiriniz o piçin kalbine dokunamazsınız.
I reckon they can't neither.
Onlar da istemiyor sanırım.
Neither of you can understand what I'm talking about I can s-see that!
Sizin anladıklarınızı zaten anlıyorum Ben sadece gördüklerimden bahsediyorum!
As pope, I can do neither and remain pope.
Papa olarak ikisini de yapmam mümkün değil.
I can get neither word out nor reinforcements in.
Bu durumda ne dışarı çıkmanın sözünü edebiliriz ne de takviyelerin gelmesini.
Neither you nor I can be spared here.
Ne sen ne de ben buradan ayrılabiliriz.
Maybe I can't go home but neither can you.
Belki ben evime geri dönemiyorum ama siz de dönemiyorsunuz.
Neither do I. But we can ´ t take a chance.
Ben de. Ancak bunu tesadüfe bırakamayız.
Neither Jim nor I can trade a body we don't own.
Sahip olmadığımız bir vücudu takas edemeyiz.
well, I would love to, but try to understand, how can you stay with me if I have neither house nor home?
Şey, isterdim, ama anlamaya çalış, benimle nasıl kalırsın, ben de sıcak bir yuva yok ki?
I can give you something you never had before, and something I never had before, neither a real... family life.
Sana ikimizin de daha önce sahip oImadg bir seyi verecegim gerçek bir... aiIe hayat.
Pride is a luxury that neither you nor I can afford... at this time in our lives.
Gurur, ne senin ne de benim şu an hayatlarımızda karşılayabileceğimiz bir lükstür.
I'll bet you can't even see my truck neither, and that's... just over there.
Eminim tam orada duran kamyonetimi de görmüyorsundur. Nah tam orda işte.
Gee, you know, neither have I. I can offer you some raisins if...
Ben de yemedim. Size biraz üzüm verebilirim.
neither can you 40
neither can we 16
can i ask you something 847
can i help you 3179
can i ask you a question 620
can i call you back 206
can i see you 43
can i go to the bathroom 24
can i come in 862
can i come 228
neither can we 16
can i ask you something 847
can i help you 3179
can i ask you a question 620
can i call you back 206
can i see you 43
can i go to the bathroom 24
can i come in 862
can i come 228
can i get you something to drink 121
can i come over 34
can i tell you something 197
can i get you anything 321
can i go now 288
can i trust you 126
can i 1769
can i see it 212
can i come with you 95
can i talk to you 554
can i come over 34
can i tell you something 197
can i get you anything 321
can i go now 288
can i trust you 126
can i 1769
can i see it 212
can i come with you 95
can i talk to you 554