Not ours traducir turco
1,072 traducción paralela
They're not ours, Henoch.
Onlar bizim değil.
- Correction, captain. The Providers are not ours.
Tedarikçiler bizim değildir.
It's his, not ours.
Bu onun kararı, bizim değil.
Indeed, your greeting, not ours, lacked a certain benevolence.
Hatta bizimki değil, sizin selamlamanız yardımdan uzaktı.
- It's a risk for a quarrel that's not ours.
- Bizim olmayan kavgaya girme riski.
He is not ours.
O bizimki değil.
- It's your plan, Mr Pettibon, not ours.
- O sizin planınız Bay Pettibon.
From the moment we tell him, time is on her side, not ours.
Sorun şu, ona söylediğimiz andan itibaren zaman kadından yana, bizden değil.
That's not ours.
O bize ait değil.
Your tour, baby, not ours.
Senin turnen tatlım, bizim değil.
- Not ours.
- Bizim değil.
Your markings are not ours.
İşaretleriniz bizimkilerden değil.
The land is not ours, and it's not good, either.
Arazi bize ait değil ve kötü durumda.
- They're not ours, are they?
- Bunlar bizimkiler değil, değil mi?
I saw it, but it's not ours.
Onu gördüm ama bizden değil.
That's not ours.
O bizim değil.
Those are human affairs, not ours
Bunlar onların işi, bizim değil.
Not such as ours.
Bizimki gibi değil.
We'll have prevailed when we mow ours, not master's.
Biz ekip biçtiğimizde galip oluruz, efendi değil.
We're not detaining her, We're protecting her from those who want her for motives less noble than ours.
Biz onu hapsetmiyoruz, bizden daha az asil nedenlerle onu isteyenlere karşı koruyoruz.
That's not all ours.
Onların hepsi bizim değil.
The men must not know of this till victory is ours.
Zafer bizim olana kadar dünya bunu bilmemeli.
"The very fact that the commandment says" do not kill " makes us aware and convinced that we are descended from an unbroken chain of generations of assassins for whom the love of murder was in their blood, as it is perhaps in ours too"
"Emirde'öldürmeyeceksin'demesi gerçeği bize göstermiş ve bizi ikna etmiştir ki cinayet aşkı muhtemelen bizde de olduğu gibi kanlarında olan aralıksız bir katiller neslinin soyundan gelmekteyiz."
I know in a relationship like ours, the girl's not supposed to be the one to ask. But I can't help it.
Bu tip ilişkilerde, bu soruyu kadınların sormaması gerekiyor ama dayanamıyorum.
It is not difficult to believe that in the dark and turbulent corridors of outer space, the impact of some distant planetary, even galactic, disaster jumped the apes from their present into ours.
Dış uzayın karanlık ve çalkantılı koridorlarında, uzak bir gezegenin patlaması hatta galaktik bir facianın, maymunların kendi zamanlarından bizim zamanımıza sıçramasına neden olması, inanılması zor bir şey değil.
Were they not stuffed with those that should be ours we might have met them dareful, and beat them backward.
Bizden kaçanlarla güçlenmemiş olsalardı yılmadan çıkar, yüz yüze çarpışıp, geri püskürtürdük onları.
"There is nothing in this human world of ours that is not in some way right... however distorted it may be."
Ne kadar çarpıtılmış olursa olsun yaşadığımız şu dünyada hiçbir şey yok ki tam anlamıyla düzgün olmasın.
Why not use ours?
Bunun faydası olmaz. Biz elimizdekini kullanmayı bilelim.
Oh, but-but for his sake, not for ours.
Oh, fakat - fakat onun adına, bizim adımıza değil.
They are not worried, we have ours 12 sailors e we return for England with them.
"Korkmayın. 12 kraliyet askeriyle birlikte İngiltere'ye dönüyoruz." "Gidin ve kendi yolunuza bakın." dediler.
The promise not to send ours youngsters for wars in the foreigner it is not better that its promise to balance the budget.
Evlatlarımızı savaştan uzak tutma konusunda verdiği söz ekonomiyi iyileştirme vaadlerinden farksızdır.
As it said, we will give ours children, we will give our lives but, with the aid and the favor of God, we will not abdicate of free America nor of our democratic life.
Daha önce de söylediğim gibi, evlatlarımızı, hayatlarımızı feda etmeye devam edeceğiz. Fakat Tanrının inayeti ve yardımıyla ülkemizi ve özgürlüğümüzü koruyup kurtaracağız.
And now, as Elmyr leaves that story... and a chapter in ours comes to a close... things may well be looking up just a bit... for his biographer, jail or not.
Ama şimdilik, Elmyr'i bir kenara bırakalım... ve bize ayrılan sürenin sonuna gelirken... biyografisinin yazarının başındaki işler biraz düzeliyor gibiydi... Hapis veya değil.
We kept ours under the doormat when we were not together
Birlikte olmadığımızda anahtarı kapı paspasının altına koyardık.
Ah, you men, you men, John your passion's not equal to ours.
Siz erkekler yok musunuz John... sizin tutkunuz bizimkine denk değil.
He's certainly not one of ours.
Kesinlikle bizden biri değil.
Unfortunately, your humor is not the same as ours.
Ne yazıkki mizah anlayışlarımız örtüşmüyor.
You're not one of ours.
Sen okuldan değil misin?
¤ Your Messiah, He is not ours. ¤
¤ Senin Mesihin, artık bizim değil. ¤
His words reach into men's hearts, not like ours.
Sözleri bizimkiler gibi değildi, onun sözleri halkın yüreğine işledi.
And even if they're not the pasture is ours, the flock also we must defend it and utilize it.
Zehirliyse de korkma bu otlak bizim otlağımız, sürü de öyle onları korumak zorundayız ve onlardan yararlanmak.
- They're not your sons, they're ours.
- Onlar sizin değil bizim çocuklarımız.
It's all of ours, not just yours.
Hadi ama. O hepimizin, sadece sizin değil.
An atmosphere 90 times as dense as ours made of carbon dioxide, water vapor and other gases lets in visible light from the sun but will not let out the infrared light radiated by the surface.
Karbondioksit, su buharı ve diğer gazlardan meydana gelen bizimkinin 90 katı kadar yoğun bir atmosfer güneş ışığının girmesine izin verir ama yüzeyden yansıyan kızılötesi ışınların dışarı çıkmasına izin vermez.
There are not yet obvious signs of extraterrestrial intelligence and this makes us wonder whether civilizations like ours rush inevitably, headlong to self-destruction.
Bunlar dünyadışı zekanın kesin belirtileri olmamasına rağmen... bizim gibi medeniyetlerin kendi kendini kaçınılmaz ve düşüncesizce yoketmeye... bu kadar çaba sarfettigini düşündürüyor.
I checked it, it was not one of ours, so I gave it back.
Kontrol ettim, bizimkilerden biri değilmiş ben de geri verdim.
Not really as nice as ours.
Bizimki kadar iyi değil.
They're not Russians, they're ours, in camouflage.
Onlar Rus değil, onlar bizimkiler, kamuflaj yapmışlar.
But not one of ours.
Sonra değişiyor.
But they will be ours not yours.
Ama bizim sorunlarımız. Sizin değil.
Unlike ours, they live it visually and not racially.
Bizimkinin aksine onlar ırkçı değil ama görsel bir dünyada yaşarlar.
ours 259
ourselves 56
ours too 16
not on my watch 160
not okay 100
not often 56
not only that 217
not one bit 68
not on your own 16
not out 28
ourselves 56
ours too 16
not on my watch 160
not okay 100
not often 56
not only that 217
not one bit 68
not on your own 16
not out 28
not once 292
not out here 16
not one 244
not on your life 98
not on my account 16
not on purpose 75
not one of them 22
not only 29
not on 18
not on the phone 38
not out here 16
not one 244
not on your life 98
not on my account 16
not on purpose 75
not one of them 22
not only 29
not on 18
not on the phone 38