English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ N ] / Not on your life

Not on your life traducir turco

372 traducción paralela
Not on your life.
Kesinlikle hayır.
- Not on your life.
Hayatında asla.
- Not on your life. - Why not?
Böyle bir yükü taşıdığına üzüldüm.
Not on your life.
Bu hayatta değil.
Not on your life.
Rüyanda görürsün.
- Not on your life.
- Hayatta olmaz.
Not on your life!
Bu hayatta olmaz!
- Not on your life!
- Hayatta!
Not on your life.
Katiyen.
Not on your life.
Sen umurumda değilsin.
Then I'm taking the lamp. Not on your life! That's the only thing of value!
Hayatın boyunca değerli gördüğün tek şey bu sanki!
Tax collector? Not on your life.
Vergi Dairesi, hayatta inanmam.
Not on your life, baby.
Hayır, bebeğim.
Not on your life.
Asla.
- Not on your life.
- Gitmem gerekiyor.
Not on your life.
Hayatta olmaz.
Not on your life, brother!
Hiç de değil, kardeş!
Not on your life!
Hayatta olmaz!
Not on your life! It's too dangerous.
Asla, çok tehlikeli.
No, sir, not on your life.
Hayır, efendim, kesinlikle hayır.
Not on your life!
Ne münasebet!
Not on your life!
Hayatta olacak şey değil!
Not on your life.
Hayatta yürüyemez.
- Not on your life!
- Öyle şey olmaz!
Me? Not on your life.
Benmi, hiçde değil.
No, not on your life.
Hayır, kesinlikle olmaz.
Not on your life.
- Hayatta olmaz.
Not on your life.
Hayatta olmaz!
"Not on your life, not while you're teaching here."
"Yaşamın üzerine kitap olmaz, burada eğitim verdiğin sürece olmaz."
Not on your life, sweetheart.
Hayatta olmaz tatlım.
Then get back to Sickbay. Not on your life, sir.
- O zaman hemen revire geri dön.
Not on your life.
Senin hayatında değil.
Not on your life.
Bir kere bile.
- Not on your life.
- Hayatta olmaz!
Not on your life, Otis which I would gladly sacrifice by the way for the opportunity of destroying everything that he represents.
Mümkün olsaydı Otis... onun temsil ettiği değerleri yıkmak için... seni seve seve feda ederdim.
- Not on your life, Syb.
- Mümkün değil, Syb.
Not on your life. They kicked me out of "Ring-a-ring o'Roses".
Beni "Ring-a-ring o'Roses" dan bile attılar.
No, madam, not on your life.
Hayır bayan, katiyen!
Not on your life, you big hunk.
Hiç şansın yok şekerim.
It's not your life on the line.
Diken üstünde olan senin hayatın değil.
There are 2,081,376,000 seconds in the average man's life, each tick of the clock the beat of a heart, and yet you sit here uselessly ticking your lives away... because certain members are not on schedule.
Ortalama insanın hayatında 2.081.376.000 saniye vardır. Saatin tik tak sesi kalbin bir vuruşudur ama siz oturmuş, hayatınızı boşa harcıyorsunuz. ... çünkü üyelerimizden bazısı geç kaldı.
You can not keep on being father and mother to him all your life.
Hayatın boyunca ona hep anne baba olamazsın.
Not on your blinking life.
Hayır, bu lanet hayatımda değil.
Not on your sweet life.
Hayatta olmaz.
Not on your life.
- Bir Karındeşen Jack vakası.
Not on your sweet life.
- Hayır. O mafyaydı.
No, not on your life!
Hayır, hayatta olmaz!
It's not political, it's this latest threat on your life.
Politik bir soru değil, şu en son ölüm tehdidi.
I charge you on your living soul, Lucy Seward, that you do not die or think of death until this great evil which has fouled your life is true dead himself!
Yaşayan ruhuna emrediyorum Lucy Seward sakın ölme ya da ölmeyi aklından bile geçirme. Taa ki hayatını mahveden o büyük kötülüğün kendisi ölene dek.
You know, it's not that wonderful to spend your life on the road.
Biliyor musun, hayatını yollarda geçirmek o kadar da güzel değil.
It's not just your life. It's everyone on board this ship!
Sözkonusu olan sırf senin hayatın değil, bu gemideki herkesin hayatı!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]