Not that again traducir turco
2,073 traducción paralela
Not that again.
Yine başlama.
Not that again, please.
Birdaha dinleyemem.
Not that again..
Yine şuna...
Not that again.
Yine aynı şeyi yapma.
Oh, not that again.
Yapma yine böyle.
I hope that necklace incident is not repeated again?
Umarım bu gerdanlık olayı, tekrarlanmayacaktır.
We thought it all that he says, but then again not, Daryl.
- Hepimiz özür diliyoruz Daryl..
Vince, you're not going to start that shit up again, are you?
Vince, yine o saçmalığa başlamayacaksın, değil mi?
I know I saw you last night and countless others over the last ten years, and not excluding the four years we dated in college and the year that we got back together to try again and the handful of times that we've slept together since but you know that Lila and I are together now.
Seni dün gece ve son on yıldır sayısız kez gördüm,... beraber olduğumuz 4 yılı da sayıyorum,... ayrılıp tekrar birlikte olduğumuz o yılı da ve o birlikte yattığımız geceleri de. Ama artık Lila ile birlikteyim biliyorsun.
We're not going down that road again.
Aynı yollardan tekrar geçmeyeceğiz.
I'm not sleeping in that bag again.
Bir daha o tulumda uyumam.
We will make sure that does not happen again'.
Bir daha olmaması için işimizi garantiye alacağız.
I miss all the fun times we had, and I guess I'm just afraid that... that we might not have any of those ever again.
Seninle eğlendiğimiz zamanları özledim, ve galiba bir daha öyle mutlu olamayacağımızdan korkuyorum.
You're not to see that man again, ever.
- Bir daha o adamla görüşmeyeceksin.
If I were to tell you a chance to make... that this does not happen again with these guys from come close?
Bu çocuklara yardım etmek için benimle çalışmaya ne dersin?
'I'm never gonna see someone again, not while I'm doing this job. Punch me if I ever try it.'That's what you said.
"Bu işi yaparken, başka birisiyle birlikte olmayacağım, denersem beni yumrukla." İşte böyle demiştin.
I mean, you're gonna lower me into that light, and I'm gonna go somewhere else... a place where we can be with the ones that we love and not have to ever think about this damn island again.
Beni ışığa indireceksiniz ve başka bir yere gideceğim. Sevdiklerimizle beraber olabileceğimiz ve bu lanet adayı bir daha hiç düşünmemiz gerekmeyecek bir yere.
That's not Cynth... ( Kimberly ) Little twirp's been in my closet again.
- Küçük cüce yine dolabımdaydı.
You're not crossing the street without my permission, kiddo. If I ever told you I love you that I'd give my life for you if I ever told you I loved you it won't happen again Looking good, Juana.
Benim iznim olmadan karşıdan karşıya bile geçmeyeceksin, ufaklık.
Please, never send a memo like that across the staff network again without consulting me first.
Lütfen, bir daha bana danışmadan personel ağ üzerinden böyle bir not gönderme.
There's no need to drag that pretty little daughter of yours into this mess. Not again.
Tatlı kızını da bu karışıklığa bulaştırmana gerek yok.
Are you sure that you do not can get together again?
Birlikte geçinemediğinizden emin misiniz?
Please, not that song again.
Yine mi o şarkı?
I will not allow that to happen again.
Bunun tekrar olmasına izin vermeyeceğim.
Ted, we're not going to have that discussion again.
Ted, bunu tekrar tartışmayacağız.
I don't think he worked that hard to be what most people consider as the best in the world at something and not go and do it again one day. I didn't know if it meant that it would take five years or ten years but I thought that one day he'd have to do that again.
Onun bir gün tekrar bir şeyde dünyanın en iyisi sayılmak için çok çalışacağını düşünmüyordum bunun beş ya da on yıl süreceği anlamına gelip gelmediğini bilmiyordum ama bir gün tekrar yapması gerektiğini düşündüm.
Can you not act like that again?
Bir daha böyle yapma lütfen.
I'm not very familiar with this kind of dark sorcery, but I do know that this Richard will have to die for the true Seeker to live again.
Bu kara büyü türüyle ilgili çok şey bilmiyorum ama şunu biliyorum ki Gerçek Arayıcı'nın yaşama dönmesi için bu Richard'ın ölmesi gerek.
But if I did not do that... I don't know how I would ever breathe again.
Bunu yapmasaydım bir daha nasıl nefes alırdım, bilmiyorum.
Oh, not that stupid stuffed lamb again.
Yine mi o aptal doldurulmuş kuzu?
I'm not sticking my hand in that can again.
Elimi o poşete tekrar sokmayacağım.
For that reason, my wish to meet Brother and Mother again would probably not be granted.
Bu nedenle, annem ve abimle görüşme dileğim büyük ihtimalle gerçekleşmeyecek.
There is no guarantee that I will not develop anomalous behavior again in the future.
Yine çalışacağımın hiçbir garantisi yok.
Look, father, god knows I'll never take anything that's not mine again.
Peder, Tanrı biliyor ki benim olmayanı artık asla alamayacağım.
He's done something to make me regret that. I'm not going to make that mistake again.
Bu hatayı tekrarlamayacağım.
I know that what she did- - it was not right, but I guarantee that if you drop the suspension, it will not happen again.
Ne yaptığını biliyorum. Doğru değildi. Cezayı kaldırırsanız bunun tekrarlanmayacağını size garanti ederim.
Again, not that I do either of those, but dance is a big part of my life.
Ben bunların ikisini de yapmıyorum ama dans hayatımın büyük bir kısmını oluşturuyor.
You are not to see him again, and that is final!
Onunla bir daha görüşmeyeceksin, bitmiştir!
I know this is gonna sound weird, maybe even a little creepy, but there ain't a bachelor alive in Harlan... Well, hell, hell, throw in most of the married men, too. Not a man whose heart didn't lift when he heard that you were single again.
Diyeceğim şey belki garip hatta ürkütücü gelecek ama Harlan'da yaşayan hiçbir bekar adamdan hatta çoğu evli adamdan bile tekrar bekar olduğunu duyunca içi oynamayan yoktur.
Because, once again, I'm not that kind of indian.
Çünkü ben o tür yerli değilim.
I'm just starting to remember what it's like to be human again... Sleeping in, not stepping on toys, eating at restaurants that don't have a slide.
Tekrar hatırlamaya başladım insan olmanın nasıl olduğunu uyumayı, oyuncaklara basmamayı kaydırağı olmayan yerlerde yemek yemeyi.
You don't know that Esma and I... I shall not see it ever again.
Sen bilmiyorsun ama Esma ve ben - Bir daha görmeyeceğim. - Ali kıran baş keseni misin?
Something nice that I'm not gonna say again
İyi bir şey, ama bir daha söylemeyeceğim.
I'm not letting that happen again.
Bunun bir daha olmasına izin vermeyeceğim.
If not going means never having chuck in your life again, Are you prepared to live like that?
Gitmemek, Chuck'la bir daha birlikte olamamak anlamına geliyorsa böyle yaşamaya hazır mısınız?
So, you tell me again, Charles, that you're not involved in anything dangerous, that you're... that you're not a spy.
Şimdi tehlikeli işlerle uğraşmadığını, ajan olmadığını bir daha söyle Charles.
I knew the chances of that runner in the photograph being Mayne was slim, so I did not want to dredge everything up with the Marine Corps again.
Resimdeki o adamın Mayne olma ihtimalinin düşük olduğunu biliyordum. O yüzden Deniz Kuvvetleri'ni yine bu olaya karıştırmak istemedim.
Your smile is ordinary at best. And it is not cool that we finally get to work together again in the field.
Gülüşün oldukça sıradan ve sonunda da birlikte sahaya çıkıyor olmamız hiç hoş değil.
Do not use that word for me again!
Bu kelimeyi kullanma bana bir daha demiştim!
I can't exactly prove to you that I'm not gonna do it again unless you...
Seni tam olarak anlayamıyorum Bidahakine senden daha az yapmıyacağım...
If we're to be friends, you will not speak in that way again about the Crawleys or any member of Lord Grantham's family.
Arkadaş olacaksak, Crawleyler ya da Lord Grantham'ın ailesi hakkında bir daha bu şekilde konuşmayacaksın.
not that i know of 367
not that i'm aware of 114
not that much 88
not that way 143
not that guy 21
not that bad 52
not that i can think of 48
not that many 24
not that long ago 19
not that 758
not that i'm aware of 114
not that much 88
not that way 143
not that guy 21
not that bad 52
not that i can think of 48
not that many 24
not that long ago 19
not that 758