Not with you traducir turco
27,978 traducción paralela
Ezra's not with you?
- Ezra sizinle birlikte değil mi?
It'll be like she has parents again... and siblings, and a life... just not with you.
Ailesine tekrar sahip olacak ve kardeşlerine ve bir hayata sadece seninle değil.
But not with you.
ama sizinle değil.
I'll stand here all night, but I'm not leaving her alone with you.
Tüm gece burada dikileceğim, ve onu seninle yalnız bırakmayacağım.
I'm not going to let you come with me, not in your condition.
Bu hâldeyken benimle gelmene izin veremem.
Not sure what you want to do with the spare key, but...
Yedek anahtarı ne yaparsın bilmiyorum ama...
You really think I'd go into business with a company and not do background checks on all of its key players?
İş yapmayı düşündüğüm şirketin kilit oyuncularının özgeçmişine bakmadan onlarla gerçekten iş yapabilceğimi mi düşündün?
She's not, and that's what makes it so frustrating, but... it's what happens with Cameron... and, Bos, you can back me up... she gets in her own way.
Çıkmıyor, ve kafa karıştıran şey de bu. Ama Cameron'la böyle oluyor işte... Bos, sen de biliyorsun.
I'm not okay with this, are you?
Bu doğru değil. Sence?
I am not gonna stand here and argue with you.
Burada durup seninle tartışmayacağım.
Even with that suit, you're not the Hulk.
O zırhın içinde olsan bile sen Hulk değilsin.
It's'cause they know not to fuck with us'cause we come at you, Dawg.
Çünkü bizimle uğraşamayacaklarını biliyorlar çünkü biz sana geldik, Dawg.
Ezra Bridger, I trusted you with the last mission, and your success has not gone unnoticed.
Ezra Bridger, son görevle birlikte sana güvenmeye başladım ve başarın dikkate alınmamış değil.
MINING GUILD CAPTAIN : We will not authorize any such jump until you've registered with the Empire and paid the hyperspace toll.
İmparatorluk'a kayıt ettirilmiş bir hiper uzay ödemesi göstermediğiniz sürece böyle bir sıçramaya izin vermeyeceğiz.
He would not have permitted you to meet with us alone.
- Bizimle yalnız buluşmana izin vermezdi.
- I'm not sure who scheduled this meeting, Mr. Cobblepot, but as you can see, I have been burdened with restoring order to this facility, and that is no easy task.
Bu toplantıyı kimin ayarladığından emin değilim Bay Cobblept ama gördüğünüz üzere burada düzeni tekrar sağlamakla yükümlüyüm. Ki bu hiç kolay değil.
Which is why I called Mr. Fuji, and he said that a large man with a metal hand... Not many of those running around... Bought all six of the suits, which means, ta-da, you're the architect of the Red...
Bu yüzden Bay Fuji'yi aradım, metal elli iri kıyım bir adamın ki etrafta bunlardan çok yok altı tane takım elbise aldığını söyledi, bu da demek oluyor ki Kırmızı...
Also, I'm not the one you should be pleading with.
Konuşman gereken kişi ben değilim hem.
Yes, clearly, but one thing I've learned since coming to this Earth is you do not trifle with the West household.
Evet, bu çok açık. Ama bu dünyaya geldiğimden beri öğrendiğim bir şey var. O da West ailesine karşı gelmemek gerektiğidir.
Do you think we can get away with not inviting Damon to the wedding?
Damon'ı düğüne davet etmesek nasıl olur?
Because I have been with you for roughly five hours, and in that time you've almost been captured by the bumbling human authorities, not once... twice.
Çünkü neredeyse 5 saattir sizinleyim ve bu süre içerisinde beceriksiz insan otoriteleri tarafından az kalsın yakalanıyordun. Bir kere de değil, iki kere.
Do you want to work this case with me or not?
- Bu soruşturmada benimle çalışmak istemiyor musun?
You're not gonna get away with this.
Bu yanına kâr kalmayacak.
You can't hit me in the face, not want to be seen with me like I'm some freak, and then you want to fool around.
Sen bana vuramazsın. benim le birlikte görünmek istemiyorsun, sanki ucubenin tekiymişim gibi. ve sonrada kandırmaya çalışıyorsun.
I'm not gonna let you jeopardize this whole operation with your loose lips.
Gevşek dudaklarının bu operasyonu tehlikeye atmasına izin veremem.
Not if I'm with you.
Seninleyken olmuyor.
Didn't I tell you that we do not play with guns in this house?
Ben size burada silahlarla... oynanmaz demedim mi?
I better not catch you playing with no toy guns again, boy.
Seni bir daha bu oyuncaklarla oynarken yakalamasam iyi olur.
"Paper Boi, who getting a lot of hype in the streets for a possible involvement with a murder, is, how you say, not as talented as people think."
Bir cinayete karıştığı dedikodusuyla sokaklarda fazlasıyla ilgi gören Paperboi şöyle söyleyebilirim ki sanıldığı kadar yetenekli değilmiş.
Taylor, with all the prescription drugs you currently take, did the doctor or the pharmacist tell you not to take street drugs?
Taylor, aldığım o kadar ilaç yüzünden... doktor ve eczacı sana... sokaktan herhangi bir şey almamanı söyledi mi?
And then he associates the sadness with you jerks, and not with me.
Sonra o üzüntüyü benimle değil, siz şapşallarla bağdaştırsın.
Not when you're trying to jump on this bandwagon with me.
Bu çoğunluğa benimle atlamaya çalışırken değil.
And is it true or is it not true that the next time you saw Timothy Evans he told you that Mrs Evans had gone to Bristol with the baby?
Bir sonraki görüşmenizde Timothy Evans'ın Bayan Evans'ın bebekle birlikte Bristol'a gittiğini söylediği doğru mu değil mi?
You not actually have been trying to shoot me with...
Aslında beni vurmaya çalışmadın...
You're not seriously gonna leave me here with this guy, are you?
Gerçekten bu adamla beni burada bırakmayacaksınız, değil mi?
Look, Chloe and her friends are not good people, and the only good thing that came out of this week is the time I got to spend with you.
Bak, Chloe ve arkadaşları iyi insanlar değil. Ve bu hafta yaşadığım tek iyi şey seninle geçirdiğim zamandı.
I'm not having sex with you again. Ever.
Bir daha seninle sevişmeyeceğim.
If you don't answer it, then we'll start with obstruction and end with Mary having both parents in prison, not just one.
Cevap vermezsen, engelleme ile başlarız ve Mary'nin ailesinin biri değil ikisi de hapse girmiş olur.
Because I'm fucking with him, not you.
Çünkü onunla taşak geçiyorum, seninle değil.
I beg you not to be angry with me.
Yalvarırım bana kızma.
I'm not paying you with candy.
Size şekerleme ile ödeme yapmıyorum.
So, Conte's not okay with you?
Conte, sana uymuyor mu?
You know staying here with me is not gonna do either of us any good, so just go.
Benimle burada kalmanın ikimize de bir faydası olmayacağını biliyorsun. O yüzden git.
But they're not gonna let you on the floor, honey, with those.
Ama bunlarla sahne önüne geçmenize izin vermeyecekler.
I mean, you can either live with it, or not go out.
Ya bununla yaşamayı öğrenirsin ya da hiç dışarı çıkmazsın.
Maybe he's just not as taken with you as Garrett.
Belki de Garrett'in sana tutulduğu kadar tutulmamıştır sana.
You disappeared, it's not easy keeping up with a ghost.
Ortalıktan kayboldun, bir hayalete ayak uydurmak kolay değil.
Now, what I think is happening, again, is that you're not dealing with your life.
Yine aklıma gelen başıma geliyor, hayatınla başa çıkamıyorsun.
Because you're not really with Homeland, are you?
Çünkü Ulusal Güvenlik'ten değilsin, değil mi?
You're not really gonna go through with this.
Bunu gerçekten yapacak değilsin.
From now on, the one with the power in this country will not be you.
Bundan böyle, bu ülkedeki tek güçlü insan sen olmayacaksın.
not without you 77
not without a fight 24
not with me 172
not without a warrant 22
not with 22
not without me 32
not with that attitude 26
not with us 23
not with this 33
not without help 16
not without a fight 24
not with me 172
not without a warrant 22
not with 22
not without me 32
not with that attitude 26
not with us 23
not with this 33
not without help 16
not with him 33
not with her 35
with you 1138
with you by my side 17
with your family 23
with your permission 239
with your 48
with your wife 28
with your help 124
with your dad 25
not with her 35
with you 1138
with you by my side 17
with your family 23
with your permission 239
with your 48
with your wife 28
with your help 124
with your dad 25
with your mother 23
with your father 34
with your life 24
with your hands 23
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
with your father 34
with your life 24
with your hands 23
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
yours 1007
your own 34
your hat 64
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
yours 1007
your own 34
your hat 64
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060