Our dog traducir turco
683 traducción paralela
- Well, here's our dog.
- İşte köpeğimiz.
- Our dog?
- Köpeğimiz mi?
They can't understand why we didn't know what it meant... when our dog wouldn't go up those stairs.
Köpeğimiz o merdivenlerden yukarı çıkmak istemediğinde bunun manasını kavrayamamamızı anlamıyorlar.
That's our dog!
Bizimki kazanmış.
I woke up when I heard our dog bark.
Köpek havlamasına uyandım.
Our dog hates your dog.
Bizim köpek sizinkinden nefret ediyor.
Our dog did it, sir.
Köpeğimiz yaptı, efendim.
Our dog died last night, too.
- Ama dun kopegimiz oldu...
That's our dog.
Bu bizim köpeğimiz.
The S.P.C.A. said you have our dog, Miss Sawyer.
Bayan Sawyer, Hayvanları Koruma Derneği köpeğimizin sizde olduğunu söyledi.
If you don't give us our dog back, I'll go to the police.
Köpeğimizi geri vermezsen polise gideceğim.
In 5th grade, I knocked my sister down the stairs, and I blamed our dog.
5. sınıfta kızkardeşimi merdivenden itip, suçu köpeğimize attım.
Besides, why should you care about our dog!
Ayrıca, neden bizim köpeğimizi önemsiyesin ki.
Do you want to be our dog?
Bizim olmak ister misin? Ne yapalım?
Somehow they knew he was our dog.
Her nasılsa bizim köpeğimiz olduğunu biliyorlarmış.
I was just talking to our dog.
Köpege söylüyordum.
Wouldn't trailer unless our dog went along.
Köpeğimiz yanında gitmezse arabayı çekmezdi.
well, what are we going to do for our lead dog?
Öyleyse hangi köpek önder olsun?
Is it wise to have this mad dog in our city?
Bu deliyi şehrimizde tutmak akıl kârı mı?
You found a dog in there, bled white by our visitor.
Ziyaretçinin kanını çektiği bir köpek buldunuz.
Give me one good reason why we should spend our last two hours in Florida looking at the sisters of Freckle-Faced Haynes, the dog-face boy.
Bana iyi bir neden göster... neden Florida'daki son iki saatimizi benekli surat, köpek suratlı Heynes'in kız kardeşleri ile geçirelim ki?
That dog ate up our food.
Köpek yemeğimizi yedi.
Our richest farmer and he doesn't even feed his dog decently.
Buranın en zengin çiftçisi ama köpeğini bile adam gibi beslemez.
Arliss, get that dirty, old dog outta our drinking'water!
Arliss, o pis köpeği içme suyumuzdan çıkart.
Him and that dirty, old, yeller dog were wallowing in our drinking'water.
- O ve şu sarı köpek içme suyumuzun içinde yuvarlanıyorlardı.
Papa wouldn't want that old dog in our drinking'water.
Babam o yaşlı köpeğin içme suyumuzun içinde olmasını istemezdi.
The sooner you give us our money, the sooner you get the dog back.
Borcunuzu ne kadar çabuk öderseniz köpeği de o kadar çabuk geri alırsınız.
He and his dog are our worst enemies.
- Onun köpeği bizim en kötü düşmanımız.
Mrs Daisy Barrington chartered our service to take her pets to a dog show.
Bay Daisy Barrington, hayvanlarını köpek fuarına götürmek için tuttu bizi.
You will dog our footsteps in the batmobile.
Batmobil'le bizi adım adım izleyeceksin.
As officer commanding - the regular army's advertising division, I object, in the strongest possible terms - to this obvious reference - to our own slogan "It's a dog's life- - er... man's life- - in the modern army."
Ordu Reklam ve Tanıtım Dairesi'nin komutanı olarak şiddetle itiraz ediyorum bizim sloganımıza bu bariz göndermeye, " Köpeğin hayatı...
This is where the Resistance began in Auvergne. This is where we formed our first group. Back then, we had a dog we had named de Gaulle.
Şüphesiz çok büyük bir lider olan Gaspard'ın, insanların kendisinin izinden giden vatanseverlerin onayını sevgisini ve şefkatini kazandığı hissine kapılmıştık.
You don't have to get mad because you didn't find our dead dog.
Sırf ölü köpeğini bulamadın diye bana kızma.
Going to have dessert when we finish our hot dog?
SosisIiyi bitirdikten sonra tatI ister misin?
Colonel, when we bought our tickets we were told we could visit the dog.
Albay, biletlerimizi alırken bize köpeğimizi ziyaret edebileceğimiz söylendi.
I'm supposed to ask you if you will take our kids and the dog so Dave and I can have a weekend, our annual weekend, at The Plaza.
Sana bizim çocuklarla köpeği haftasonu için alıp alamayacağını sormam gerekiyordu. "The Plaza" da Dave'le yıllık haftasonu tatilimizi yapacaktık da.
And when we're an old, retired gay couple living with our lesbian cook,... we can adopt some kind of mongoloid kid and write on the door : "Beware of dog".
Tek gay emekli çift olarak lesbiyen bir aşçı tutacağız... Sonra mongoloid bir çocuk evlat olarak alacağız, ve kapımıza bir levha : "Dikkat, ısırgan köpek var!"
The head dog said : "I suggest that due to poor hygiene here, our assholes be left at the door."
"Buranın kötü hijyen koşulları nedeniyle kıç deliklerimizi kapıda bırakmayı öneriyorum."
Now we've lost our bird dog.
Av köpeğimizi kaybettik.
So when Dom's dug up and our duty's done... you and me, we're gonna slide into Chata Ortega's... and destroy a few brain cells and hunt up some horn-dog women...
Yani Dom çıkarıldığında ve görevini bitirdiğinde sen ve ben Chata Ortega'ya kaçıcaz ve birkaç beyin hücresi öldürüp birkaç azmış karıyı- -
We have a small dog in our neighborhood who gives Mr. Ouija horseyback rides.
Bizim mahallede de Bay Ouija'nın sırtında gezen küçük bir köpecik var.
Issue orders to all of our patrols, arrest one Briton, a barrel of potion, two Gauls and a little dog!
Emrimi devriyelere ulaştırın, bir İngiliz, bir fıçı sihirli iksir 2 Galyalı ve bir küçük köpeği tutuklasınlar.
impudent dog! bow before our beloved master!
Pis köpek, çabuk saygıdeğer ustamızın önünde eğil.
"We welcome our brother, Cal... "... reborn into your grace.
Kardeşimiz Cal'e hoş geldin diyoruz saygınlığınla yeniden doğ.
And our best dog food, huh?
En iyi köpek mamamız da var, değil mi?
Dog's got our food! Dog's got our food!
Evet, gülün, paylaçolar, gülün, ama flaş bir haberim var.
Oh. Are you our dog?
Sen bizim köpeğimiz misin?
Are you our dog?
Seni seviyorum, erkek arkadaşım.
Al, your dog burst into our house and then hid under our bed.
ama tabi vakti olur.
When Lucy and I have our baby, we're gonna get a dog.
Lucy'yle bebegimiz olunca bir köpek alacagiz.
I think we can conclude, that our Mr. Lucas spent the day getting shot, being treated like a dog... having to baby-sit... and wishing he had spent one more day in prison.
Sanırım, Bay Lucas, gününü vurulmakla, köpek yerine konulmakla, çocuk bakıcılığı yapmakla ve çoğunlukla da hapishanede bir gün daha fazla kalmayı dilemekle geçirdiği sonucuna varabiliriz. Tener.
dogs 267
doggy 93
dog food 22
doggie 88
doggett 48
dogen 20
dogmatix 17
dogs barking 59
dog barking 129
dog shit 17
doggy 93
dog food 22
doggie 88
doggett 48
dogen 20
dogmatix 17
dogs barking 59
dog barking 129
dog shit 17
dog barks 84
dog head 21
doggone it 40
dog whimpering 16
dog whimpers 17
dog barking in distance 31
our deal 16
our daughter 86
our date 18
our dad 25
dog head 21
doggone it 40
dog whimpering 16
dog whimpers 17
dog barking in distance 31
our deal 16
our daughter 86
our date 18
our dad 25