Out of traducir turco
343,328 traducción paralela
- We can come out of this, Francis.
- Bunu aşabiliriz.
All calls, e-mails, messages in and out of the White House will be monitored and archived.
Beyaz Saray'da gelip giden tüm telefon, e-posta ve mesajlar denetlenip arşivlenecek.
Claire, I think... it might be best for you to stay out of this as much as possible.
Claire, bu olaydan olabildiğince uzak kalman senin için en iyisi olabilir.
I was concerned I was out of line the other night.
- Geçen gece çizgiyi aştım galiba.
Get out of my car.
İn arabamdan.
Get the fuck out of my car.
Defol git arabamdan.
If the recent leaks coming out of the White House prove to be true, the president could face...
Beyaz Saray'dan sızan bilgiler doğruysa, Başkan'ı bekleyen...
It comes out of China.
Çin'den.
Some nights, I go to a hotel to sleep, just to get out of my apartment.
Bazı geceler sırf evimden çıkmak için bir otelde kalıyorum.
"The desperate act of a man on his way out of office."
"Görevden alınmak üzere olan bir adamın son çırpınışları" olarak değerlendiriyor.
This one is coming out of Reuters.
Reuters tarafından yayımlanacak.
No cuffs, when you walk him out of here. I need to be sure.
Buradan çıkarken kelepçeli olmayacağından emin olmam gerek.
You have some very good friends, Mr. Stamper, to keep the press out of this.
Basının buna karışmamasını sağlayan çok iyi dostlarınız var Bay Stamper.
You will walk out of here like a gentleman.
Buradan bir beyefendi gibi çıkacaksınız.
I'll be operating out of the region.
Ben bölgeden çalışacağım.
The anti-war demonstrations outside the White House finally got out of hand.
Beyaz Saray'ın önündeki eylemler sonunda kontrolden çıktı.
You're not dropping out of the league championship tonight, are you?
Bu akşamki lig şampiyonluğu maçına gelmemezlik etmeyeceksin değil mi?
Louise is dropping out of the league championship?
Louise lig şampiyonluğundan çekiliyor mu?
What time are we supposed to get out of here?
Buradan çıkmamız kaçı bulur?
But I have a different theory as to where you were 20 minutes ago, and it would have given you exactly enough time to change out of a clown costume into your bowling outf...
20 dakika önce bulunduğun yerle ilgili farklı bir teorim var. O vakit içerisinde de palyaço kostümünü çıkartıp bovling kıyafetini giymen için yeterli...
And get that finger out of my face.
O parmağını da yüzümden çek.
You get out of my face. Wait, wait, no.
- Şimdi yıkıl karşımdan.
And you get out of his face.
Şimdi karşısından yıkılabilirsin.
Okay, and we have recalled 9 out of 10 of the contaminated closets, so we only have to track down one more.
Bozuk dolapların 10 tanesinden 9'unu geri istedik zaten. Bulmamız gereken sadece bir tane kaldı yani.
Am I really ready to see gunk coming out of his ear?
Kulağından çıkan pisliği görmeye hazır mıyım cidden?
Get out of here. Parenting is the hardest job in the world.
Yürü git ya, ebeveynlik bu dünyadaki en zor görevdir.
That's when they had to take the radio out of the coop.
İşte o zaman kümesten radyoyu kaldırmak zorunda kaldılar.
You seem mature out of uniform.
Üniformalarınız olmadan birer yetişkin gibi görünüyorsunuz.
One or two out of 100... are born with the same face as in their previous life.
Her yüzyılda, bir önceki hayatlarındaki yüzleriyle dünyaya gelen insanlar olur.
She had to move out of her apartment. I felt sorry for her.
Dairesini teminat gösterip buraya taşındığından onun için üzülüyorum.
You have brought order out of the chaos. The streets ring with praises of you.
Nihayet halk, geceleri rahat bir uyku çekeceğinden Goryeo'nun dört bir yanı majestelerine ettikleri övgülerle çınlayacak.
Out of fear for your troubled mind, I had them serve a decoction.
Bir ihtimal iştahınızın kaçmış olabileceğini düşünerek yemekten önce bir iştah açıcı hazır etmelerini söyledim.
Stay out of it.
Sen, buna karışma!
"I give you this sword out of worry and caution."
" Öfke ve endişeyle de olsa bu kılıcı sana bahşediyorum.
How can I prove I'm a good person if she gets me kicked out of the congregation before I get the chance?
Beni cemaate girmeden kovarsa iyi biri olduğumu ispatlayamam ki.
Because that 12-year-old boy who got kicked out of the choir... was me!
Çünkü korodan şutlanan, o on iki yaşındaki çocuk bendim.
We're on our way to kick a little old lady out of church to prove I'm a good person.
İyi biri olduğumu kanıtlamak için bir teyzeyi kiliseden kovacağız.
Smoke's gonna come out of his ears soon.
Yakında kulaklarından Duman çıkacak.
Stay out of this.
Karışma buna.
Get out of here.
Git buradan. Kim bilir nereden bulaştı.
Well, how about getting it out of here?
Onu buradan götürmeye ne dersin?
You Avengers have a duty to make sure Inhumans, old and new, don't get out of hand.
Siz Yenilmezler'in eski ya da yeni tüm Nainsanlar'ı elden kaçırmamak gibi bir göreviniz var.
This would make it possible to locate any Inhuman who is out of control.
Bu kontrolden çıkmış herhangi bir Nainsan'ın yerini tespit etmemize yarayacak.
IRON MAN : Listen to us for once and get yourself out of Attilan.
Bizi bir kereliğine dinle ve Attilan'dan uzaklaş.
And I'd like to point out that I'm proud to be representing the men and women of the FBI here today, who conducted that investigation as they always do in a competent, honest, and independent way, in the finest tradition of the FBI.
Ayrıca bugün burada FBI çalışanlarını temsil etmekten büyük gurur duyduğumu belirtmek isterim, bu araştırmayı da FBI'ın geleneği olduğu şekilde her zamanki gibi yeterli, dürüst ve bağımsız şekilde yürüttüler.
And in their struggles to be truly free, in their triumphs and defeats, through long years to come, I see the evil of this time and of the previous time of which this is the natural birth, gradually making expiation for itself and wearing out.
Halkın yıllarca sürecek olan gerçek anlamda özgür olma mücadelelerinde, zafer ve yenilgilerinde, bu sonucu doğuran şimdiki devrin ve önceki devrin kötülüklerinin yavaş yavaş kefaretini ödeyerek tükeneceğini görüyorum.
I am lashing out at you because this is not the first time... I've been accused of this.
Seni eleştiriyorum çünkü bu durumla ilk kez suçlanmıyorum.
Of course I found out. I know everything.
Elbette öğrendim, her şeyden haberim var.
Maybe I could even get them all together, sort of like a... a focus group, to find out what's wrong with me.
Hatta hepsini bir araya toplayıp, bir nevi odak grubu oluşturup, ne sıkıntım olduğunu öğrenebilirim..
Going out with Raj was one of the best things that ever happened to me.
Raj ile çıkmak başıma gelen en güzel şeylerden biriydi.
And I bet you there are lots of other bunkers out there just filled with scientists working on a vaccine as we speak.
Ve o kadar eminim ki şu anda konuştuğumuz sırada dışarıda aşı üretmeye çalışan bilim insanlarıyla dolu sığınak kaynıyordur.
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
out of my sight 38
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
out of my sight 38