English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ O ] / Out of nowhere

Out of nowhere traducir turco

2,314 traducción paralela
I was by myself after work, and from out of nowhere, George came in asking me how I felt about the brush strokes.
- Aynen. İşten çıkmış bir başınaydım, ardından George içeri girdi ve fırça darbeleri hakkındaki düşüncelerimi sordu.
I squeezed on it and I squeezed on it and then right out of nowhere it just fucking jumped.
Tam orada. Avuçlarımı birleştirdim.
Weirdest thing, Janet showed up out of nowhere and gave me an envelope filled with cash.
İşin ilginci Janet bugün gelip, içi para dolu bir zarf verdi.
Out of nowhere, I got an e-mail with documents I-I had buried years ago.
Ansızın, yıllar önce sakladığım belgelerin olduğu bir e-posta aldım.
Out of nowhere, things suddenly aren't looking good for me?
Hiç ortada yokken bir şeyler benim için iyi gözükmüyor?
Then, out of nowhere, there was shots.
Sonra biryerden silah sesi geldi.
On paper, This man seems to appear out of nowhere five years ago.
kağıt üzerinde bu adam 5 yıl önce hiçlikten buraya geldi.
Yeah, he came out of nowhere you sure?
- Emin misin? - Evet, aniden ortaya çıktı.
Wow. That car came out of nowhere.
Araba birden bire çıkıverdi.
My ex-boyfriend just shows up out of nowhere.
Eski erkek arkadaşım birden ortaya çıktı.
My ex-boyfriend just shows up out of nowhere.
Eski erkek arkadaşım bir anda ortaya çıktı.
The guy came out of nowhere.
Adam birden karşımıza çıktı.
- I don't know why I said- - - It just came out of nowhere.
- Öyle birden geliverdi işte.
And then he just came out of nowhere.
Birdenbire o palyaço çıktı.
Then, uh, Halle Berry just popped into my head out of nowhere.
Sonra hiç hesapta yokken kafama Halle Berry girdi.
You go along and things are one way, and, like, you start to think that they're always going to be that way, but... But then, one day, out of nowhere, it's different.
Yani öylesine yaşarken, bir amacın olduğunu sanırsın bilemiyorum, sonra insan düşünüyor herhâlde hep öyle gidecek hayatın ama sonra bir gün, hiç yoktan her şey değişiverir.
He had a weapon out of nowhere.
Aniden silahı oluverdi.
She came out of nowhere.
Birden önüme çıktı.
That came out of nowhere.
Nereden çıkardın şimdi bunu anlamadım.
An escalation of the symptoms is possible, but it would be rare for them to appear out of nowhere.
Belirtilerin artması mümkün, ama aniden ortaya çıkmaları pek olası değil.
Came out of nowhere and starts dropping bombs we gotta get him first and find out who provided the bombs
Önce onu yakalayıp bombaları kimin sağladığını bulmalıyız.
It just came out of nowhere?
Durup dururken hem de.
He came out of nowhere.
Adeta bir anda beliriverdi.
Bryan Hayes showed up out of nowhere.
Bryan Hayes birden ortaya çıktı.
That cop came from out of nowhere.
Polis bir anda ortaya çıktı.
A freight train appeared out of nowhere... -... almost took out a car full of teenagers.
Nereden geldiği belli olmayan bir yük treni neredeyse birkaç genci ezip geçiyormuş.
You just came out of nowhere.
Bir anda ortaya çıktın.
Terrence King comes out of nowhere and decks the Minefield!
Terrence King birden ortaya çıktı ve Mayın'a tosluyor!
- Yeah. Couple guys come out of nowhere.
Arthur Noonan'ı arıyorum.
On my way to the subway this morning, out of nowhere, someone shoots me.
Janos istese yüz tane spor araba satın alabilirdi. Neden bunun peşinden giderek, gerçek kimliğini riske atsın ki?
All is right with the world and... and then, out of nowhere, bam. Lights out.
Her şey normalken birden nereden geldiği belli olmayan bir kurşun ve dünya kararır.
out of nowhere.
Sebepsiz yere bana dokunmaya çalışmadın mı?
That stuff couldn't just come out of nowhere.
Bu şey birden ortaya çıkmış olamaz.
No, they just came out of nowhere and headed straight for yours truly.
Hayır bir anda ortaya çıkıp direk üstümüze geldiler.
Then the ball just mysteriously comes out of nowhere, hits my windshield?
Derken gizemli bir şekilde bir top belirdi ve arabamın camına çarptı.
It's like it's just come out of nowhere.
Hiç yoktan ortaya çıktı sanki. Ne oluyor?
A girl came out of nowhere and ran in front of my car.
- Yolda aniden bir kadın belirdi.
And then out of the blue, out of nowhere, he goes and fires me right before filming.
Ve sonra damdan düşer gibi, bir anda çekimden hemen önce beni kovdu.
A woman shows up out of nowhere and tells a guy that he's got an 8-year-old son. Ooh.
Kadının biri çıkıyor ve bir adama 8 yaşında çocuğu olduğunu söylüyor.
That guy on the bike... he just flew out of nowhere.
Bisikletli adam bir anda fırlayıp çıktı.
House pulled it out of nowhere.
House hiç yoktan bulup çıkardı.
Out of nowhere, teenage musicians appear, she smiles slightly, feelings in these late scenes cascade.
Birden bire genç müzisyenler peyda olur. Hafifçe tebessüm eder. Son sahnelerde duygular üst üste binmektedir.
He came out of nowhere.
Birden karşıma çıktı.
He came out of nowhere.
Birden karşımız çıktı.
We saw water drops falling out of nowhere.
Su damlaları gördük. Ama yukarıda boru yoktu.
It's out in the middle of nowhere.
Bu kadarda olamaz.
That's'cause we're in the middle of nowhere. There's nothing out here but bait shops and the ku klux klan.
Yem dükkanları ve ırkçı beyazlar dışında başka bir şey yok burada.
That's the reason why we drove out to the middle of nowhere to this farm stand.
- Ne? İşte bu yüzden kuş uçmaz kervan geçmez bu çiftliğe geldik.
I don't want to torment the poor bastards out here alone in the middle of nowhere.
Hiçliğin orta yerinde bu garibanlara işkence etmek istemem. Elleri onlara yeter.
And the woman can talk her way out of anything, so confronting her about the bag will more likely than not get me nowhere.
Kadın da bize hiçbir şey anlatmıyor, o yüzden ona çanta konusunu açarsak yine elimize bir şey geçmeyecek.
You, uh, left me stranded out there in the middle of nowhere.
Beni kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde mahsur bıraktın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]