English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ P ] / Pack it in

Pack it in traducir turco

462 traducción paralela
Well make a compression bandage, pack it in.
Baskılı bandaj yap, dur artık.
I've got to pack it in for a few days.
Birkaç gün için buradan ayrılmam lazım.
They'll pack it in now.
Artık vazgeçeceklerdir.
- You should pack it in.
- Artık bırakmalısın.
If you think I'm going to pack it in now you must be mad.
Şimdi vaz geçeceğimi düşünüyorsan kafayı yemişsin.
Pack it in, will you? That's enough.
Susun artık ya, rica ediyorum!
- In that case, now's the time to pack it in.
- O zaman, şimdi toparlanma zamanı.
Why don't they pack it in?
"Neden vazgeçmiyorlar?"
You boys can pack it in for the night.
Beyler, bu gecelik bu kadar yeter.
Why don't you pack it in, then?
- O zaman niye işi bırakmıyorsun?
I mean it, I'm gonna really pack it in. Yeah, yeah.
Bu sefer durduruyorum.
I'm distressed to see you pack it in for the sake of this do-gooder.
O sözde iyiliksever yüzünden her şeyi bırakmana üzülüyorum.
You're free to pack it in anytime you want.
İstediğin zaman gitmekte özgürsün.
A few more days ain't gonna hurt me, but you get yourself stove up, you might as well pack it in.
Birkaç gün daha dayanırsın ama sonra yaralanırsın.
Imagine i could make this work here for a year, but then i'd have to pack it in, and i figure... figure you do, too.
Burada bir yıl daha çalışabilirim ama sonra gitmek zorunda kalırım. Aynı şey senin için de geçerli.
If you can't perfect it, we might just as well pack it in right away and ship out to New Zealand.
Bu işi beceremezsen, hemen pılımızı pırtımızı toplayıp... Yeni Zelanda'ya gitsek iyi olur.
- Pack it in.
- Yapma.
The rest of us might as well pack it in right now.
Geri kalanımız şimdiden pes etse de olur.
Why would you pack it in?
Neden bırakacaksın?
"'Why don't I just pack it in, stay here
" Neden öylece bırakıp, burada kalmıyor...
Are you gonna pack it in, Susan?
bırakacak mısın Susan?
Pack it in.
İşi bırakın.
Four more hours. Then we pack it in.
Dört Saat Daha Var, ve Geldiklerinde Onları Paketleyeceğiz!
Let's pack it in now before it gets any worse.
Daha kötüye gitmeden bu işe bir son verelim.
Let's just pack it in, then.
O halde hemen bitirelim.
Pack it in. Have a drink.
Gel bir içki iç.
Pack it in.
Toparlanın.
We may as well pack it in.
Sona erdirmeliyiz.
What do you say we just pack it in and we go back to the Bronx?
Ne dersin, eşyalarımızı toplayıp Bronx'a geri dönelim mi?
Let's pack it in.
Hadi toparlanalım.
Why would it be stupid just to pack it in, sir, why!
Neden kaçıp gitmek salaklık Olsun ki efendim, neden?
If we pack the stuff on the dogs and foot it, we can make it to Dawson in three days.
Elimizdeki malzemeyi paketleyip köpeklere yüklersek Dawson'a ancak üç gün de varırız.
I could do it in less time, with luck and no pack.
Biraz şansla ve yüksüz olarak daha çabuk giderim.
Pack in the morning, meet me at the hotel if you can make it.
Eşyalarını sabahleyin topla, benimle otelde buluşursun, başarabilirsen.
A very important "but", it so happens that I hold a card which you did not even know to be in the pack.
.. tesadüfen, elimde, senin varlığından bile haberdar olmadığın bir kart var.
I've got more than a year's work tied up in me... and I've no mind to lose it for some tired horses and a pack of furs.
Kendi canim daha çok emek gerektirdi... ve birkaç yorgun at ve bir bohça kürk için onu kaybedecek degilim.
It's Crash Wilson still leading the pack, Miller in second place,
Ve liderleri sıkıştırıyor! Yarışın lideri hâlâ Crash Wilson, Miller ikinci sırada.
If that's the case, tell me and I'll pack my bag and go back to Chicago, where it's a nice cool 100 in the shade.
Dava böyle olacaksa, söyle bana valizimi toplayıp, Chicago'ya, gölgede 37 derece olan, temiz havalı yere döneyim.
Pack in some of that porridge. It's guaranteed good for sleuthing.
O lapanın içine sıkıştır.
So pack my stuff and put it in the car.
Sen eşyalarımı topla ve arabaya koy.
Now you've disgraced us as deep as you can in the neighbourhood, you can take that pack of tricks back where it came from.
Şimdi, bizi komşularımızın gözünde küçük düşürdüğünüze göre bu kahrolası paketleri geldikleri yere geri götürebilirsiniz.
Well, it set me back a few years, but at least there's a new pack of coyotes yapping up in the hills, and my boy said he saw a deer and a fox.
Birkaç yıl öncesine göre iyi. Tepelerde yeni çakal sürüsü var. Oğlum, bir geyik ve bir tilki gördüğünü söyledi.
I couldn't find it in my trunk, they forgot to pack it.
Onu çantamda bulamadım, koymayı unutmuşlar.
Your ointment is in pack. Rub it well to every scratches.
Bir çiziğin bile olsa, bolca merhem sür.
It meticulously impregnated you life, your movements, the hours you keep, your room, it took possession of the cracks in the ceiling, of the lines in your face in the cracked mirror, of the pack of cards ; it slipped furtively into the dripping tap on the landing, it echoed in sympathy with the chimes of each quarter-hour from the bell of Saint-Roch.
Titizlikle girdi hayatına, hareketlerine, saatlerine, odana tavanındaki çatlakları, kırık aynanda gördüğün yüzündeki çizgileri, iskambil desteni eline geçirdi bir hırsız gibi musluğundan damlayan suya sızdı her çeyrekte Saint-Roch'un çanıyla birlikte yankılanıyor.
To survive in this life you need dough pack it up, honey, don't make my cry
Hayatta kalabilmen için paraya ihtiyacın vardır. Toparlan bakalım tatlım, beni ağlatma sakın.
It's in your pack.
Çantanda.
Now I get it- - you robbed a bank, they put an explosive dye pack in with the money and then it went off, and you ran, and you took a job at Eddie's until you figured out
- Haritayı yak! - Efendim?
It is showing just short of the permanent pack but in direct line with the American's reported flight path.
Sabit buz kütlesinin çok yakınından ama Amerikalının bildirilen uçuş rotasıyla düz hatta.
If I pack the course in, I'll post it back.
Eğer kursu bırakırsam, postayla geri gönderirim.
And when a magician can no longer create, it ´ s time for him, as they say in the business, to pack up and leave quietly.
Ve bir sihirbaz artık üretemiyorsa onun için, ticarette dedikleri gibi toplanıp gitme vaktidir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]