Put it out traducir turco
3,227 traducción paralela
Please! Put it out.
Salla hadi!
And he'll just put it out...
- Adam onu sinirlendirir...
I just put it out there and I see what happens.
Gider oraya yaparım ve neler olacak görürüz.
Put it out.
Uzat dedim.
Put it out
Söndür şunu!
I put it out of its misery.
Acısına son verdim.
I thought you and Luke were gonna put it out on the sidewalk.
Luke'la kaldırıma koyacaktınız hani?
There's a fire, you put it out.
Bir yangın var ve işiniz de söndürmek.
I thought if we put it out to the universe, who knows?
Evrene haykırırsak belki bir şey çıkar dedim.
We put it out, and then I went back upstairs to check on Mr. Morton, and he was dead.
Söndürdük, yukarı Bay Morton'u kontrol etmeye çıktığımda ölmüştü.
Put it on the desk and get out of here.
Masanın üstüne yok ve defol buradan.
Doctors put her in one of those medically induced comas, but... no one's sure if she's gonna come out of it.
Doktorlar onu koma halinde tutuyorlar ancak kimse bunu atlatabileceğinden emin değil.
It's where you put the checkers in, and let them take it out one at at a time.
Pulları kovanın içine koyuyorsunuz ve tek seferde 1 tane pul çekmesine izin veriyorsunuz.
When you figure it out, put the patient in the exam room, put the chart on the back of the door, come find me.
Sıradaki hastanın kim olduğunu bulunca muayene odasına al, dosyasını kapının arkasına as ve gel beni bul.
I'd take a size six and put a size twelve sticker on it. And then some thick girl would try to squeeze into it, and come out of the dressing room like,
6 beden mayoyu alır üstüne 12 beden etiketi yapıştırırdım ve sonra balık etli bir hatun içine girmeye çalışır ve şöyle diyerek soyunma odasında çıkardı :
In life, there are firefighters and there are arsonists, and if you don't want to watch it all burn down, you'd better know how to put out a blaze.
Hayatta, yangın söndürücüler ve kundakçılar vardır. Eğer her şeyin baştan aşağı yanmasını istemiyorsan alevleri nasıl etkisiz hâle getirmen gerektiğini bilmelisin.
And the idea was Hunter and I would come out of the chocks, "shoulder to shoulder," as he put it, you know, and run as fast as hell, obviously leaving people behind.
Aklımızdaki ise, takozlardan omuz omuza fırlayıp omzunu dayar dayamaz ise fişek gibi koşarak diğerlerini arkamızda bırakmaktı.
Put his shit in a bag, throw it out, put it down the toilet?
Bokunu bir poşete koyup, dışarı mı, tuvalete mi atıyorsun?
... to make sure that it's put to a stop before things get out of control.
... işler çığırından çıkmadan buna bir son verdiğinize emin olun.
They might ask to have a cigarette from a stranger or have their pack swapped out of their purse when they put it down and then unknowingly inhale PCP or Scopolamine, both of which mimic the effects of date rape drugs.
Bir yabancıdan sigara isteyebilirler ya da biri pakedi çantalarından alabilir ve bilmeden PCP ya da Scopolamine çekebilirler ki ikisi de tecavüz ilacına benzer etki yapar.
But then, once you had knocked him out, it must have seemed so easy to just place him in the boot and put his head next to the bung.
Ama sonra onu yere sermen gerekti, onu bagaja yerleştirip kafasını da sbiobun geleceği yere yerleştirmek kolay gelmiş olmalı.
'Cause when they promise to put out a fire, they do it.
çünkü yangını söndürmek için söz verdiklerinde bunu yapıyorlar.
Look, if we put our minds together, we can figure it out.
Bak kafa kafaya verirsek çözebiliriz bunu.
It's time we put out the fire.
Bizim kibritle, çırayla işimiz yok.
It freaked me out at first, okay? Then I drew it. I put it up there so I could understand it, so I could wrap my head around it, and now I get it and I'm not afraid.
Bunu duvara çizene kadar ben de bir anlam veremiyordum Ancak artık anladım ve artık korkmuyorum.
No, no, no, you put what color your hair would be if it grew out.
Hayır, çıktığında ne renkse onu yazacaksın.
So you just check the box, you put Aaron back out onto the street, and you just hope he's stable enough to keep it together?
Yani onaylayıp Aaron'ı sokağa atıp, durumunun iyiye gitmesini mi dileyeceksin?
Joe Parr found out that if he put a model pyramid and spun it in the centrifuge through an alternating magnetic current an energy field, or he calls it an orb or bubble would form around the model pyramid.
Joe Parr, eğer maket bir piramidi santrifüje koyup alternatif manyetik akım enerji alanından geçirirseniz maket piramidin çevresinde onun küre ya da köpük diye adlandırdığı bir şeklin oluştuğunu buldu.
I'll put it in my locker until we figure out what to do.
Ne yapacağımıza karar verene kadar kilitli dolabımda tutarım.
She took a risk showing her stuff to Patrick and even if he didn't fall in love with it, she put herself out there.
Çalışmalarını Patrick'e göstererek bir risk almış oldu. Her ne kadar o, bunlara vurulmasa da elinden geleni yapmış oldu.
Once she turned me out, it didn't take long to put the pieces together.
- Beni köstebek ilân edince parçaları birleştirmem uzun sürmedi.
The second incantation was supposed to put out the fire, but instead, it got bigger, so I tried again.
İkinci büyü ateşi söndürmek içindi ama onun yerine daha da büyüdü, ben de tekrardan denedim.
Policy to increase birthrate, child support... whether it's the assembly or the president I don't know about all the policy they put out although I'm sure very intelligent politicians come up with the policy
Doğum oranını yükseltmek için çocuk primi ödemek hem kongre üyeleri hem de başkan adayları tarafından ortaya atılmış ve sonra unutulmuş kaçıncı vaat bilmiyorum.
The larger chains escape, but she tells the smaller hotels and family restaurants that if they don't make it worth her while, she'll put them out of business.
Büyük zincirler kaçtı, Fakat ufak hotel ve aile restorantlarının değerini düşürüyor. Onları tamamen işin dışına çıkartıyor.
If we recover it, we'd just put it in a locker down in our basement until we can figure out what the hell to do with it, but it's still my job to recover it.
Eğer parayı bulursak, ne yapacağımızı çözene kadar bizim binanın bodrum katında kilitli olarak tutarız.
You told me you took all the money out my piggy bank and put it in a retirement four-oh-wunk.
Domuz kumbaramdaki bütün paramı aldığını ve emeklilik fonuna yatırdığını söylemiştin.
We'll get it out of there with some tweezers, and put some cream or something on there.
Cımbızla çıkartırız, ve krem filan süreriz.
Yeah, we'll put up a new piece, we'll post it on the blog, and then we'll stake it out.
Yeni bir çalışma yapıp, internete yükleyelim. Sonra da oturup bekleriz.
All we have to do, is get in to one of their labs, plant the formula inside it, and get out of the lab, so that we can get back in again to take out what we've just put in.
Tek yapmamız gereken, laboratuvarlarından birine girmek, formülü yerleştirmek, geri dışarı çıkmak, böylece tekrar içeri girip, koyduğumuzu geri alabiliriz.
How I did it was I put myself intentionally in a bad situation to see if I could get out.
Nasıl kurtulacağımı görmek için başımı kasten belaya soktum.
I put the numbers in, it spits out a location.
Ona sayıları yazarım ve o da yeri bulur.
I think it's time to put our friend out of his misery.
Arkadaşımızın ızdırhabını bitirme zamanı olduğunu düşünüyorum.
You ask me, some angry dad found out about the love nest and put an end to it.
Bana sorarsanız, kızgın bir baba aşk yuvasını buldu ve buna bir son verdi.
It doesn't entirely instil confidence when there's a fire in the reactor and it isn't put out for days but the wider issue is the implications for Britain and its position in the nuclear arms race.
Reaktörde bir yangın çıkması ve günlerce söndürülememesi, bunun pek güven verdiği söylenemez. Fakat daha önemli bir sorun Britanya'nın nükleer silahlanma yarışındaki pozisyonunun tehlikede olması.
Yes, well, you work it out, because it is time to put a star in our reasonably-priced car.
Herneyse, bunu geçelim çünkü makul fiyatlı arabamıza bir yıldız oturtma zamanı.
That put me in this general area, and then it didn't take the Mentalist to figure out you were in the Stabbin'Cabin.
"Aşk kalesinde" olduğunu görünce de niyetinin ne olduğunu anlamak zor olmadı.
So you can find out all the weird stuff and decide if you could put up with it or not.
Bu sayede onunla ilgili garip şeyleri öğrenir,.. ... ve bunu kabul edip edemeyeceğine karar verirsin.
I remember seeing some feller taking a big piece of drywall out of the back of his truck, put it in the back of someone else's truck.
- Arabasından büyük bir alçı levha alan bir delikanlı gördüğümü hatırlıyorum, birisinin arabasının arkasına koydu.
She says, "you get out of a job what you put into it."
Der ki ; "bir işten kurtulmanın en iyi yolu, ona yatırım yapmakten geçer"
And what's gonna make it work is for me to take out that tumor and put these healthy organs inside my very sick patient.
Görevini yapması için de bu tümörü almam ve bu sağlıklı organları durumu çok kötü olan hastama nakletmem gerek.
Weave your way inside and out and then put the bandana on top of it and tape it.
Bir içeri bir dışarı gelecek şekilde geçir sonra üzerini bandanayla sar ve bantla.
put it down 1121
put it on me 21
put it up 74
put it back 246
put it in 97
put it away 268
put it in your mouth 17
put it through 44
put it over there 46
put it in the bag 22
put it on me 21
put it up 74
put it back 246
put it in 97
put it away 268
put it in your mouth 17
put it through 44
put it over there 46
put it in the bag 22