English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / She'll know

She'll know traducir turco

2,197 traducción paralela
We should call Samantha, she'll know what to do.
Samantha'yı aramalıyız. O ne yapılacağını bilir.
You know she'll never have you back. Not fucking bothered.
Çokta umurumda.
All right, well, maybe not completely totally. But, you know, she'll come around.
Peki, tamamen destekliyor olmayabilir ama eninde sonunda edecektir.
I'll let you know when she starts giving birth.
Doğum başladığında sizi haberdar edeceğim.
Don't know how long she'll be asleep.
Ne zaman kendine gelir bilmiyorum.
Don't know when she'll be back.
Ne zaman gelir, bilmiyorum.
If she identifies her specimens as native to, like, the Amazon basin, then we'll know Tower Prep is in South America.
Mesela verdiğimiz numunelere Amazon havzası'nın yerli ürünlerinden derse o zaman Tower Prep'in Kuzey Amerika'da olduğunu söyleyebiliriz.
And I know how clever she is.
Ne kadar akıllı olduğunu da biliyorum.
If I know my mother, she'll have some of her famous apple pie waiting.
Eğer annemi tanıyosam, en iyi elmalı turtalarından birini yapmış bekliyordur.
If any of the local lobster men are missing, she'll know.
Eğer herhangi bir yerel ıstakoz erkek, eksik diye bileceğim.
Call her Mona Lisa, and she'll know you're not bluffing.
- Ona Mona Lisa de, o zaman blöf yapmadığını anlar.
And if I'm lying, she'll say, "I don't know what you're talking about," and then you'll have caught me something fierce.
Yalan söylüyorsam, o da "Neden bahsettiğini bilmiyorum" diyecektir işte ondan sonra beni bir şeyler çevirmekle suçlayabilirsin.
She needs your full trust and support,'and I know you'll be mature enough to give that to her.
Sizin tam güveninize ve desteğinize ihtiyacı var ve bunu ona verebilecek kadar yetişkin olduğunuzu biliyorum.
Luke'll know where she's gone.
- Luke biliyordur.
She'll know something's up if you walk in there!
Oraya girersen anlar!
Then again, you know what, she did just have this whole pipe situation, so let me just... Let me give her a call and we'll see.
Bir arayayım da, hala su boru problemi ile uğraşıyorsa bir şeyler yaparız.
And I-I already called Cate and told her that I was crashing at your place, so she'll never know, I-I swear.
Ben çoktan Cate'i arayıp sende kalacağımı söyledim.
You know, when I see her, I'll ask her to stop wanting their lives, and she'll do it because she's sweet.
- Onu görünce onları öldürmemeye ikna ederim beni de dinleyecektir, çünkü acayip tatlı.
And if you get a restraining order, you'll know she hasn't.
Ya da yasaklama emri alırsan, affetmediğini anlayacaksın.
Well, I know it sounds corny, but you take a girl to a haunted house and she'll probably want to grab onto you.
Modası geçmiş bir yaklaşım gibi görünüyor, biliyorum. Ama bir kızı perili bir eve götürürsen, muhtemelen üzerine atlayıp sarılacaktır.
And she'll be relieved to know that this is all that's going on.
Olayların bu şekilde olduğunu öğrenirse de çok rahatlayacaktır.
You know, she'll probably change her mind.
Muhtemelen fikrini değiştirir.
Well, seeing as you're not even bothering to look, maybe you'll remember that she was with her sister Amanda, and maybe you'll want to know that she's dead now.
Bakmaya bile zahmet etmediğine göre belki kız kardeşi Amanda'yla birlikte olduğunu hatırlarsın ve belki de ölmüş olduğunu bilmek istersin.
And between the mix CD and the book, she'll know how much I love her. When did you start using that pipe?
Karışık CD ve roman sayesinde de onu ne kadar sevdiğimi anlayacak.
Well, she was a cop- - someone's got to know her- - we'll track down her partner.
- Önceden o da polismiş. Onu tanıyan birileri vardır elbet. Eski ortağını falan bulsak?
If I know Dr. Shameron- - and I think I do- - she'll want this chance for a little stuff-strutting.
Dr. Shameron'u tanıyorsam- - ki sanırım tanıyorum bu şansı, ekibe çalım atmak için kullanmak isteyecektir.
If she does know, you'll find out soon enough.
Biliyorsa, yakında öğrenirsin.
So it'll come up that I've sent her a text, she'll think, "Good, he's just letting me know he's got there safely," then she'll read that?
Ona mesaj yazdığımı fark edince "Güzel, sağ salim vardıklarını haber veriyor." diye düşünecek.
And if Debra gets eyes on Lumen's DVD, she'll know everything.
Debra Lumen'ın olduğu DVD'yi görecek olursa her şeyi anlar.
You'll be scrubbing in. You know, if she wants to do it, you know, be my guest.
- Eğer yapmak istiyorsa, alsın.
She's a darn sight better with a sword than you'll ever be, you know it.
Kılıç kullanmada senden çok daha iyi. Bunu biliyorsun.
She's moving in with him before she's even ready. If she's not careful, she'll find herself a 26-year-old step-mother to the pregnant daughter she didn't even know he had.
Daha hazır bile olmadan adamla birlikte yaşamaya başlar ve dikkatli olmazsa 26 yaşındayken kendini varlığından bile haberi olmadığı hamile bir kızın üvey annesi olarak bulur.
She'll never even know I was there.
Orada olduğumu hiç bilmez.
I know she'll wait I know that she'll be true
Bekleyeceğini biliyorum Bana sadık kalacaktır
Well, if she's planning any more surprises we'll be the first to know.
Eğer daha fazla sürpriz yapmayı planlıyorsa ilk bilen biz olmalıyız.
They will tell me, with those all-knowing looks again, of course it won't do without that, you know, She's dead, they'll say.
Bana diyecekler ki, yine o manalı bakışlarla tabii olmazsa olmaz ya. Ölü diyecekler.
Uh, you know what, that's... that's okay ; I'll just wait until she cools down.
Yo, gerek yok... soğuyana kadar beklerim.
I'm gonna teach her everything I know, and she'll be none the wiser.
Bildiğim herşeyi ona öğreteceğim, ve tam bir bilge olacak.
She'll know we've had a row.
Tartıştığımızı anlayacak.
I know she'll never mention it, the clause in father's will, that said I must provide her with a home.
Hiç bahsetmediğini biliyorum. Babamın vasiyetinde, ona bir yuva sağlamam gerektiği yazıyor.
She'll know what to do.
O ne yapacağını bilir.
And if you don't stop her, she'll never know how you really feel.
Ve onu hemen durdurmazsan, ona karşı olan hislerini asla öğrenemeyecek.
My wife and I have never sought publicity, but I know when I tell her about all of the support out here today, she'll be thrilled and humbled.
Karım ve ben halka mâl olmayı pek tercih etmiyoruz. Fakat buradaki destekten bahsettiğimde çok şaşıracak ve saygı duyacaktır.
Look, man you know, this happens, dude. I mean, you'll get her back. You get home, she comes running.
Bak, dostum bilirsin, olur böyle işler.
I know she'll grill me.
Canıma okuyacak, biliyorum.
* * Because I know she'll always be * *
* * Bir daha eskisi gibi olmayacağını biliyorum * *
This is all so strange for her, but me know she'll say those words, "I love you."
Tüm bu olanlar onun içinde garip, ama'seni seviyorum'diyeceğine eminim.
Oh, do you know what time she'll be back?
- Ne zaman döneceğini biliyor musunuz?
We don't know for sure if she'll die.
Bunu bilemeyiz.
And you never know who she'll be exposed to.
Karşısına kimin çıkacağı belli değildir.
But if she's a telepath and I read her, she'll know we're here.
Ama kız da benim gibiyse, onun zihnini okuduğumda geldiğimizi anlayacaktır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]