English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Should we be worried

Should we be worried traducir turco

133 traducción paralela
Why should we be worried?
Niye bu kadar kaygılanıyoruz?
Hey, Mom, should we be worried that Daddy's up there with metal tools in a lightning storm?
Anne, şimşekler çakarken, babamın çatıda metal aletlerle bulunması yıldırım çekmez mi?
Should we be worried about the kids in the audience?
Seyreden çocuklar için endişelenmeli miyiz acaba? Hayır.
Should we be worried?
Kaygılanmalı mıyız?
Should we be worried?
Endişelenmeli miyiz?
Should we be worried about this?
Bu konuda endişelenmeli miyiz?
- Should we be worried?
- Biz endişelenmeli miyim?
Ari, should we be worried about this review? No.
Sence bu eleştiri için endişelenmeli miyiz Ari?
Should we be worried about Grandma?
- Büyükannem için endişelenmeli miyiz?
Should we be worried about this?
Bu konuda endişelenmelimiyiz?
Should we be worried he's not back?
Şu an hala geri dönmediği için endişelenmeli miyiz?
AII due respect, why should we be worried about DethkIok... learning the ways of the blues?
Saygısızlık olarak algılamayın ama neden Dethklok'un blues... yöntemlerini öğrenmesi konusunda endişelenmeliyiz ki?
Should we be worried he's too excited about this?
Bu işten çok heyecan duyduğu için endişelenmeli miyiz?
- I mean, should we be worried?
- Endiselenmeli miyiz yani?
Should we be worried?
- Faydası olmaz.
Should we be worried?
- Kaygılanmalı mıyız?
The missing power cells. Should we be worried about, you know, radiation exposure?
Radyasyona maruz kalma konusunda endişelenmeli miyiz?
Should we be worried about that?
Biz de bu konuda endişelenmeli miyiz?
Look, should we be worried that your dad isn't coming?
Bak, babanın gelmeyişine endişleniyor olmamız gerekmez mi?
Should we be worried about Mattias?
Mattias konusunda endişelenmeli miyiz?
You should be more worried about what we're going to do with you.
Sen esas sana ne yapacağımız konusunda endişelenmelisin.
Should we really be worried? Yes.
Her adam kendi köpeğine sahiptir.
But, you know, the one we should be worried about right now is Kelly.
Şu anda asıl endişe etmemiz gereken kişi Kelly.
Captain, it's not the Borg that we should be worried about.
Kaptan, Borglar konusunda endişe duymamıza gerek yok.
We should be worried about the cannibals.
Esas endişelenmemiz gereken şey yamyamlar.
worried if you'd be gone... what should we do?
Gitmişindir diye yani... Başka seçeneğimiz yoktu... Sunyoo adasına gidecek kadar vaktimiz yoktu.
We should be worried about your love life, not mine.
Esas senin aşk hayatın hakkında endişelenmemiz gerekir.
I'm sorry, Eileen, I told Michael we should be getting back here, that you'd be worried about us, but he insisted that we stay.
Üzgünüm, Eileen. Michael'a söyledim eğer geri dönmezsek bizim için endişelenebilirler. Ama, o kalmamız için ısrar etti.
'The only person we should be worried about right now is Danny Hunter.
Şu anda endişelenmemiz gereken tek kişi Danny Hunter. Tamam mı?
We're worried about things going extinct, and yet the policy on the most useful plant in the world is that they should all be eliminated and driven to extinction.
We're worried about things going extinct, and yet the policy on the most useful plant in the world is that they should all be eliminated and driven to extinction.
There are 10 of you and only 2 of us. We should be worried.
Siz 10 kişisiniz ve biz iki kişiyiz Biz endişelenmeliyiz.
- But if we hired you, you should be worried about protecting us.
- Ama, seni tuttuysak,... bizi korumak için endişe etmelisiniz.
Look, despite what we've been telling you, it's not something you should be too worried about.
Bak, daha önce de söylediğim gibi, bunda üzülecek fazla bir şey yok.
We should all be worried.
Hepimiz endişelenmeliyiz.
We should not be worried.
Endişelenmemize gerek yok.
You think we should be worried?
Sence endişelenmeli miyiz?
Maybe it's that teacher that we should be worried about.
Belki düşünmemiz gereken öğretmenidir.
Rod, is there something we should be worried about?
Rod, endişelenmemiz gereken bir şey mi var?
If Helen's back, we should all be very worried.
Helen tekrar gelirse, canımızı sıkacağı kesin.
We should be very worried about me.
Benim için çok endişelenmeliyiz.
We should be worried about you, not you us.
Biz sizden endişelenmeliyiz, siz bizden değil.
The fourth suspect is the one that we should be the most worried about.
Bir santim bile yer değiştirmemiş. Dördüncü şüpheli, aralarında en çok endişelenmemiz gerekeni.
Should we be kind of worried a little?
Endişelenmemiz gerekiyor mu?
What we should really be worried about is how they found us in the first place.
AsıI endişelenmemiz gereken konu, ilk etapta bizi nasıI bulmuş olmaları.
I don't think it's his back we should be worried about.
Endişenmemiz gerekenin onun arkası olduğunu zannetmiyorum.
Should we be worried?
Endişelenmeli miyiz? Hayır, Melanie işte.
We're worried because, given the recent events, you should be a hell of a lot more than just a little distracted.
Endişeliyiz, çünkü son olaylar göz önüne alındığında dikkat dağınıklığından çok daha kötü durumda olmalıydın.
He's going to ask him if he can drop by the police headquarters so I can ask him how worried we should be.
Polis merkezine uğramasını isteyecek. Ben de ona ne kadar endişe etmemiz gerektiğini soracağım.
But we shouldn't be worried about them right now, we should be worrying about finding food.
Ama şimdi onları değil yiyecek bulmayı düşünmeliyiz.
Doc, my opinion is not what we should be worried about right now.
Doktor, bana göre şu an endişelenmemiz gereken konu bu olmamalı.
I'm wondering if we should be worried how sure you were he was planning to just take off and give everyone the finger.
Merak ediyorum da, adamın tüyüp, herkese de el hareketi çekeceğinden bu kadar emin olman bizi endişelendirmeli mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]