English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Stay put

Stay put traducir turco

2,198 traducción paralela
- No, you stay put. I'm a cardiothoracic surgeon.
Hayır olmaz, sen burada kal Ben göğüs cerrahıyım.
Just stay put, and I'll get you when the time comes.
Sadece burdan çıkma, zamanı gelince ben sana getiririm.
Stay put, okay.
Sakin ol.
Please stay put!
Artık cici cici otur orada!
I want you to just stay put, okay,
Olduğun yerden ayrılmamanı istiyorum.
- Tuck-Tucker, stay put.
- Tuck, Tucker. Yerinden kıpırdama sen.
So I'll just stay put...
Yani burada kalıyorum... Aşağıda...
Stay put.
Burada kal.
Gus, you and Craig make sure those guys stay put.
Gus, Craig'le adamların kımıldamadıklarından emin olun.
You stay put.
Rahat dur.
Stay put. Hey, I got a radio junket.
Bir radyodan verilmiş hediye seyahatim var!
Just stay put, and I'll come get you.
Yerinde kal, seni almaya geleyim.
My animals stay put.
Benim hayvanlarım bööle durur.
Our girl married a rich guy but she didn't stay put, she ran away to you.
Kızımız zengin bir abimizle evlenmiş ama rahat durmamış sana kaçmış. Doğru mudur?
"Maybe if I stay put they'll come up to me?"
"Olduğum yerde kalmalıyım belki beni bulmaya gelirler." diyorsa.
Morgan, that is fantastic news. You stay put. We'll be right there.
Sen orada kal, hemen geliyoruz.
Get it. And, hey, tell the woman who's in there to stay put.
Ayrıca oradaki kadına söyle, bir yere kımıldamasın.
You... Stay put.
Olduğun yerde kal.
Tell her to stay put.
Olduğu yerde kalmasını söyle.
Well, they're right, you should just stay put, and, uh...
Haklılar. Sen orada kal ve...
Stay put.
Sen bekle.
Stay put. - But you don't have to do that.
Gerçekten.
Stay put.
Öyle kal.
But first I want you to stay put while I get the best Turgisian wine there is.
Ama önce burada bekle, ben de en kaliteli Turgisya şarabını getireyim.
We stay put.
Burada duracağız.
She can fix him, but he's gonna have to stay put.
İyileştirebilirmiş ama hareket etmemesi gerekiyormuş.
As in stay put here in my home?
- Yani benim evimde kalması gibi mi?
You stay put.
- Olduğun yerde kal.
I thought I told you to stay put.
Sana yerinde kal dediğimi sanıyordum.
Stay put.
Sakin ol.
Stay put.
Yerinizde kalın.
- But for now, stay put.
- Ama şimdilik, yerinizde kalın.
- But they said stay put.
- Ama yerinizde kalın demişlerdi.
- Stay put.
- Yerinizde kalın.
We told you to stay put!
Sana yerinde kal demiştik!
Please, just stay put!
Lütfen yerinden ayrılma!
Now, stay put.
Şimdi, otur.
Stay put!
Bekle sen.
I told you to stay put!
Sana yerinden kımıldamamanı söyledim!
I'm going to go take a walk so you stay put.
Dolaşmaya gidiyorum sen olduğun yerde kal.
If you want her to live, stay put.
Yaşamasını istiyorsanız uzak durun.
Did I tell you to stay put, or what?
Sana orada kal demedim mi?
Didn't I tell you to forget the shenanigans and stay put?
Sana sakın saçma bir şey yapma ve yerinde kal demedim mi?
Hey, when I put him in prison, he's gonna stay there!
Ben onu hapse tıktığımda orada kalacak.
I will stay with you one night, but just until they put in the alarm.
Bir gece kalırım ama alarm takılana kadar.
Just stay put.
Olduğun yerde kal.
I understand you are asking for a stay of execution, as you put it, for a polar bear.
Anlıyorum ki, bir kutup ayısı için idamın durdurulmasını istiyorsun.
All right, stay put.
Tamam, burada kal.
Stay and put your hands on your head now!
Kalkma! Kımıldama! Ellerini başının üzerine koy!
Carmen was too scared to stay at the house, so I put them up at a motel.
Carmen evde kalmaktan korktu ben de onları bir otele yerleştirdim.
So, you're going to have to stay off that knee for a couple of weeks, physical therapy, and I'll put you on some anti-inflammatories.
Yani bir iki hafta o dizinize yüklenmeyecek ve fizik tedavi göreceksiniz. Bir de size birkaç antienflamatuar yazacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]