Stick to the facts traducir turco
68 traducción paralela
Stick to the facts.
Gerçeklere bağlı kal.
Now let's stick to the facts.
Gerçekleri değiştirmeyelim.
No, let's stick to the facts.
Konuya sadık kalalım.
Stick to the facts.
Gerçeklerden ayrılma.
So let's stick to the facts.
O yüzden, gelin, sadece olgulara bakalım.
I stick to the facts.
Ben olgulara bağlıyım.
You have to stick to the facts, don't you?
Olayları yakından takip etmelisin.
But let's stick to the facts.
Ama gerçeklere bağlı kalalım.
We're gonna stick to the facts in this case and leave the ghost stories to the kiddies, understood?
Gerçekleri istiyorum hayalet hikayeleri çocuklara kalsın.
- Stick to the facts, Counsellor.
Dava konusunu dağıtmayın, avukat bey.
The important thing is to stay calm and stick to the facts.
Önemli olan sakin olup gerçeklere yoğunlaşmak.
Stick to the facts.
Somut gerçekleri anlatın.
Just stick to the facts. You'll be fine.
Sadece gerçekleri söyle yeter.
Can we stick to the facts, please?
Gerçeklerden uzaklaşmayalım?
Unfortunately, in this class, we stick to the facts.
Maalesef, biz bu sınıfta, gerçek olaylarla çalışırız.
We're just trying to stick to the facts.
Biz sadece gerçege bagli kalmaya çalisiyoruz
- Let's stick to the facts, shall we?
Konudan sapmayalım.
Stick to the facts where the woman was standing, how fast you were driving.
Gerçekleri anlat ; kadın nerede duruyordu, sen kaçla gidiyordun falan.
You'd think reporters would stick to the facts.
Sence de muhabirlerin doğrulara bağlı kalması gerekmez mi?
LET'S STICK TO THE FACTS.
Gerçeklerden şaşmayalım.
Stick to the facts, you got nothing to worry about.
kurallara bağlı kalmak için, Endişelenmene gerek yok.
Stick to the facts, counsel.
Onaylıyorum.
Let's stick to the facts, all right?
Gerçeklerden sapmayalım, tamam mı?
Stick to the facts.
Hayallere kapılma.
Stick to the facts, detective.
Gerçeklere odaklan, Dedektif.
Let's just stick to the facts, Mr. Duesterberg.
Konudan sapmayalım, Bay Duesterberg.
Honey, could we please stick to the facts that pertain to the case?
Tatlım, olayla ilgili konulara dönsek.
Let's just stick to the facts.
Sadece gerçeklerle ilgilenelim, olur mu?
You'll be fine, sir, just stick to the facts.
İdare edersiniz efendim. Gerçek verilere bağlı kalın.
I stick to the facts.
Gerçeklere sadık kalıyorum.
Stick to the facts.
Gerçeklere bağlı kal o halde.
- I said stick to the facts!
- Gerçeklere bağlı kal dedim!
Don't just stick to the facts.
Sırf gerçeklerden konuşma.
Dov, stick to the facts, okay, even if it doo go upstairs.
Dov, olay yukarıya gitse bile gerçeklerden şaşma.
Stick to the facts.
Gerçeklere sadık kalalım.
Max, shall we stick to the facts?
Max, gerçeklere bağlı kalabilir miyiz?
Let's stick to the facts.
Tamam gerçeklere sadık kalalım.
Just stick to the facts.
Sadece olgulara odaklan.
Just stick to the facts.
Sadece gerçekleri söyle. Ayrıldılar.
- Let's just stick to the facts here.
Gerçeklere odaklansak daha iyi olur. Gerçeklere mi?
Well, sure, it sounds bad if you're gonna... stick to the facts.
Pekala bu kulağa kötü geliyor eğer gerçeklere bağlı kalacaksan.
I know that at this point you'll confess to everything I tell you to... so let's just stick to the facts.
Ancak bu koşullarda sana soracağım herşeyi itiraf edeceğini çok iyi biliyorum. O nedenle gerçeklere odaklanalım.
Why don't we, uh, skip all the ominous threats and macho bullshit, stick to the facts?
Bu isabetsiz tehditleri ve maço saçmalığını geçip gerçeklere odaklansak?
Stick to the facts, take lots of pictures, and don't get discouraged.
Gerçeklerden ayrılma, bir sürü fotoğraf çek ve cesaretini kaybetme.
It won't help being militant, so let's stick to the facts.
Militanlık yardımcı olmayacak, dolayısıyla gerçeklere dönelim.
For all our sakes - stick to the facts!
Hepimizin iyiliği için gerçeği elden bırakmayın!
Maybe you want to stick to the facts.
- Gerçekleri anlatmak isteyebilirsin.
Stick to the facts.
Sadece gerçekler.
We are dealing with a real-life homicide here. So I would appreciate it if you would indulge me... and just stick to the facts... and stop playing these stupid little games, all right?
Bu yüzden beni aydınlatır ve sadece gerçeklerden bahsedersen memnun olurum.
And I know that you'll want to get all of the facts. So stick a fin in your ear and dig out the wax.
Biliyorum, duymayı istiyorsunuz bütün gerçekleri o yüzden kulağınıza bir çubuk sokun ve temizleyin tüm kirlerini.
And let's stick to the facts :
- O benim karım değil! Ve hadi gerçeklere bağlı kalalım :
stick to the script 21
stick together 51
stick to it 16
stick to the plan 54
the facts 28
stick 185
sticks 43
sticky 55
stickers 27
sticks and stones 28
stick together 51
stick to it 16
stick to the plan 54
the facts 28
stick 185
sticks 43
sticky 55
stickers 27
sticks and stones 28