Such a tragedy traducir turco
99 traducción paralela
"And I, State Attorney von Wenk, came to ask your help in preventing just such a tragedy!"
"Ve ben, Başsavcı von Wenk, " böylesine bir trajedinin önünü almada... "... yardımınızı istirham etmeye gelmiştim! "
- Such a tragedy.
- Ne trajedi.
It's such a tragedy
Ne felaket!
Such a tragedy.
Ne facia bir şey.
It's such a tragedy.
Büyük bir trajediydi.
Breaking families apart is such a tragedy.
Ailelerin bölünmesi yürekler acısı.
- Yes, I do. Is it really such a tragedy?
Elbette biliyorum ama neden bir trajediye dönüştürdüğünü anlamıyorum.
The cadets should know that even after such a tragedy, there are still duties to perform and life continues.
Subay adayları bilmelidirler ki, böyle bir trajediden sonra bile hala yapmaları gereken görevleri var ve hayat devam ediyor.
God will not allow such a tragedy.
Tanrı böyle bir trajediye izin vermez.
It's such a tragedy.
Tam bir trajedi.
This is such a tragedy.
Bu çok üzücü bir olay.
- I s such a tragedy...
- Çok büyük bir facia...
Such a tragedy.
Tam bir felaket.
Such a tragedy.
Ne trajedi.
It's just such a tragedy for me.
Bu benim için büyük bir trajedi.
It's such a tragedy.
Ne büyük bir trajedi.
Such a tragedy, isn't it?
Ne trajedi, değil mi?
And when you really think about it, what Christina is it's just such a tragedy.
Bunu düşünecek olursan ve Christina'nın halini nasıl bir trajedi olduğunu anlarsın.
If so, it's such a tragedy. She's dead. A great fire swept through her room.
Her şey yandı.Kemiklerini bile bulamazsınız.
Who'd have guessed it would cause such a tragedy?
Onu sır gibi saklamıştım çünkü çok yoksuldu.
And so, to prevent such a tragedy from ever happening again,... as well as for the sake of further space development,... disposal of this debris has become a necessity.
Böylesi bir olayı engellemek için uzaydaki gelişime katkıda bulunma açısından bu çöplerin toplanması bir gereklilik halini almıştır.
It was such a beautiful morning for such a tragedy to happen.
Böylesine yaşanacak büyük bir trajedi için, öylesine güzel bir sabahtı ki...
Such a tragedy.
Büyük trajedi.
And it's such a tragedy.
Ve şimdi bir trajedi.
It's such a tragedy.
Öyle bir felaket ki.
Doesn't seem such a tragedy to me, given the alternatives.
Bana çok da kötü bir şeymiş gibi gelmiyor seçeneği değerlendirince.
[sighs] Such a tragedy, Kyle.
Ne kötü, Kyle.
- Such a tragedy.
Yaşadığı hayattan sonra, ne büyük bir trajedi.
If it wasn't such a tragedy, it would've been funny.
Eğer trajedik olmasaydı, çok komik olurdu.
Such a tragedy.
Ne büyük bir trajedi.
Those poor people, such a tragedy.
Bu fakir insanlar tam bir trajedi.
I trust you can tell us how such a tragedy could have occurred.
Böyle bir trajedinin nasıl yaşandığını eminim bize anlatabilirsin.
This is such a tragedy.
Tam anlamıyla bir facia.
It seemed like such a tragedy at the time.
O zamanlar tam bir trajedi gibi görünüyordu.
Such a tragedy.
- Ne trajedi ama.
- # And it's such a tragedy # - # Feel a bit like dying #
Bu nasıl bir trajedi? Sanki ölüm gibi
Such a tragedy.
Tam bir facia.
Yeah, such a tragedy.
Ne facia ama.
Perhaps there is a way to see such a tragedy averted.
Belki de böyle bir trajediyi önlemenin bir yolu vardır.
I know, it's such a tragedy.
Biliyorum, tam bir trajedi.
Such a tragedy.
Ne üzücü. Tanrım!
Such a big tragedy!
Ne büyük trajedi!
I mean, it is a tragedy for us that we will not have a chance of seeing more of such a distinguished friend of Signor Capone.
Bizim için bir felaket olan Sinyor Capone'nin böyle seçkin bir dostuyla daha fazla zaman geçiremeyecek olmamız.
And it was a tragedy, and we felt it as such, but, nonetheless, I'm bound to admit that that did probably greatly add to the number of votes which we got.
Bu gerçekten bir trajediydi, biz böyle hissetmiştik. ama öyle ya da böyle, itiraf etmeliyim ki, bu muhtemelen oylarımızı oldukça arttırdı.
Such a ridiculous tragedy, he went for a swim one night.
Saçma bir trajedi, o bir gece yüzmeye gitti.
Such a great tragedy and you didn't even inform me.
Böyle büyük bir trajedi ve bana haber vermedi.
YOU KNOW, I NEVER REALIZED TILL SEEING IT WITH YOU THAT "A NIGHT AT THE OPERA" WAS SUCH AN EPIC TRAGEDY.
Seni o "Opera gecesi" nde görene kadar tam olarak algılamamıştım.
All that we can hope for is that God got his good laugh, and a tragedy such as this will never happen again.
Umalım ki Tanrı yeteri kadar gülmüştür ve böyle bir şey bir daha başımıza gelmez.
Then it would be a tragedy if he acquired such an important piece.
O zaman böylesine nadir bir parçayı elde etmesi trajedi olurdu.
And a tragedy when such beauty is destroyed.
Böyle bir güzelliğin yok olması da çok yazık olur.
It would be a great tragedy to see such a man pass from this world, would it not?
Böyle bir adamın dünyadan göçüp gitmesi büyük bir trajedi olurdu, değil mi?
such a shame 83
such a waste 37
such a gentleman 23
such a pleasure 18
such a pity 30
such as it is 39
such a good boy 21
such as 496
such a 33
such as what 21
such a waste 37
such a gentleman 23
such a pleasure 18
such a pity 30
such as it is 39
such a good boy 21
such as 496
such a 33
such as what 21