English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / Take it from me

Take it from me traducir turco

1,031 traducción paralela
Take it from me.
Yardımları için.
Take it from me!
Susturun şu herifi!
Then you must take it from me.
O halde, gelip bunu benden almalısın.
You can take it from me when a rocket's blasted off, it should circle the Earth for a long time.
Fırlatılan roket Dünya'nın çevresini uzun süre dönebilmeli.
I GUESS I JUST MADE A MISTAKE. McGovern : TAKE IT FROM ME, I DON'T BELIEVE IT.
Vinnie Harold'dan hızlı silah kullanmak teknik olarak mümkün değil.
Take it from me.
- Şunu benden al.
But you can take it from me that I shall pass on any blame and with interest... to any one of you who fails in his duties.
Ama eğer herhangi biriniz görevini aksatırsa... tüm suçu o kişiye atmaktan hiç çekinmem.
Well, take it from me.
Şey, deneyimlerime dayanarak söylüyorum.
No one can take it from me.
Onu benden hiç kimse alamaz.
Take it from me.
Benden söylemesi.
She's worth every dollar of it, take it from me.
Ama inanın bana, her kuruşuna değer.
Take it from me.
Bu sözümü unutma.
Edie's a soft touch, sergeant... and take it from me, a soft touch is a bad risk.
Edie, mülâyim biri Çavuşum. Ve bana inan ki mülâyimlik büyük bir risktir.
Take it from me, I'm not exactly overwhelmed with the prospect either.
Bana inan, şu manzaradan ben de hiç memnun değilim.
You act smart, but take it from me :
Akıllı hareket, ama beni ele alalım :
- Try and take it from me.
- Gel de almayı dene.
You take it from me.
Ben de senin gibiydim.
Take it from me as best you can.
Bunu benden almak için yapabildiğinin en iyisini yap.
Take it from me.
İnan bana.
You want me to take it from there for you?
Daha fazla anlatmamı ister misin?
I think it's your place to tell Mrs Parks and Grimes that they are to take their orders from me from now on.
Sanırım, bundan sonra emirleri benden alacaklarını Bayan Parks ve Grimes'e söylemesi gereken kişi sizsiniz.
It amused me, that's all, to take something away from the great Asaph Dean.
Büyük Asaph Dean'den bir şey çalmanın verdiği eğlenceydi.
I thought he'd take it better from you than me.
Benim yerime seni daha iyi karşılar sanıyordum.
But it don't make no difference because what I won they can't take away from me in no ring.
Ama fark etmez, çünkü kazandığım şeyi hiçbir ringde elimden alamazlar.
Don't take it away from me, Paul.
Bunu benden alma, Paul.
Some guy gave it to her, but she'd never take anything from me.
Bir adam vermiş. Ama benden hiçbir şey almadı.
And I guarantee you, nobody's gonna take it away from me. Nobody.
Yemin ediyorum kimse onu elimden alamayacak.
And no one ever gonna take it away from me.
Eski haline geldi. Elim, kolum.
People will take it away from me anyway.
İnsanlar zaten benden onu alacaklar.
It was a gift to the convent and I defy you to take it away from me.
Manastıra hediye edildi ve onu almanıza izin vermiyorum.
This is our home and nothing's going to take me from it.
Burası bizim evimiz ve hiçbir şey beni ondan uzaklaştıramaz.
I hoped you'd hear me... and you'd let me take you away from here before it was too late.
Beni duymanı ve çok geç olmadan seni buradan götürmeme izin vermeni umuyordum.
It wouldn't surprise me if somebody didn't try to take that woman away from you.
Birinin bu kadını elinden almaya çalışması, benim için sürpriz olmaz.
- Nothing's going to take it away from me.
- Hiçbir şey onu benden alamayacak.
You take this filth, you believe this filth from an old man, and then you take it up with me instead of Ben.
Bu konuyu kapatalım. Eğer bir bunağın sözlerine inanmakta ısrar ederseniz karşınızda Ben'den önce beni bulursunuz.
If you don't give it to me, I'm going to take it away from you.
Eğer vermezseniz korkarım onu zorla almak zorunda kalacağım.
And i'm going to stay the best because nobody is ever going to take it away from me.
Mumdan. Evet. Üzgünüm.
It is on me to take it away from you.
Bunu geri alacak olan da benim.
Let me take a girl from him once in a while like I'd done it on my own.
Bazen sanki ben başarmışım gibi kızları kapmama izin verirdi.
It wouldn't be fair to take her away from me now.
Onu benden uzaklaştırmak hiç doğru olmaz.
Mr. Du Schmurtz asked me to take it from Naples to Bordeaux.
Bay Du Schmurtz, Bordo'dan telefon edip, Napoli'de arabasını almak istediğini söyledi.
It had better be important enough to take me from a dinner with the Colonel General!
Umarım Mareşalle olan akşam yemeğimi yarıda kesmeme değecek kadar önemlidir! - Oteline geri dön ve emirlerimi bekle.
Papa, why did you take it away from me?
Baba, onu niye benden aldın?
All it would take is a single word from me and you're a dead man!
Benim hakkımda en ufak bir laf... duyarsam, sen öldün!
No, sir, Mr. Beckworth it doesn't take a weight to fall on me or a hit from those weapons to recognize that what's involved is Communist domination of the world.
Hayır, efendim, Bay Beckworth dünyanın komünist hakimiyetine bulaştığını kabul etmek için bu silahların üstüme düşmesi veya bu silahlar ile vurulmam bir önem arzetmiyor.
Take it easy. You saved me from this fanatic.
Beni bu fanatikten kurtardın.
♪ No one will take it away from me!
Onu kimse elimden alamayacak
Take it away from me! Take it away!
Uzaklaştırın şunu benden!
Siao Sam, take the money Buy a new carriage and a good horse take it as compensation from me
Siao Sam, al bu parayı yeni bir at ve araba alır... aileni daha iyi geçindirirsin!
Nobody can take it away from me!
Hiç kimse onu benden alamaz!
Tomorrow after they have applied colour to it no one can ever take you away from me
Yarın renklendirildiğinde.... artık ilelebet benimle olacaksın!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]