Take me with you traducir turco
3,126 traducción paralela
What? Take me with you.
Beni de yanında götür.
Take me with you. ( Coins clink )
- Beni de gotur. - Hayir.
Take me with you.
Beni de götürün.
If I do, will you take me with you to Rhodes?
Yenersem beni de Rodos'a götürür müsünüz?
Wait, take me with you!
Dur, beni de götür.
Take me with you.
Beni de Gomori'ye götürün.
Why don't you take me with you?
Neden beni de yanında götürmüyorsun?
You promised to take me with you!
Beni de götüreceğine söz vermiştin.
Take me with you.
Beni yanında götür.
When you leave, take me with you.
Giderken beni de yanına al.
No, take me with you.
Beni de al.
I'm here to take you with me, Mac.
- Seni götürmek için geldim, Mac.
You want me to wait around with you? She can take care of herself.
Burası tehlikeli bir mahalle.
When it's time to leave I'll take you along with me.
Gideceğimiz zaman seni de yanımda götüreceğim.
I think I'm gonna take you and Dr. Isles with me.
Sanırım yanımda seni ve Dr. Isles'ı götüreceğim.
You bigfoot the CIA, you play hardball with my wife, and you expect me to sit back and take this shit?
CIA'yı es geçiyorsun karımla oyun oynuyorsun benim de oturup bunlara seyirci kalmamı mı bekliyordun?
Interesting that you've never showed up at my place, what with your love of annoying me and your inability to take no for an answer.
Beni sinir etme aşkın ve hayırı cevap olarak kabul edememenle kapıma gelmemen ilginç.
It's to trick the Syrians that you to want to take me to Damascus with you.
Seninle Şam'a gelip Suriyelileri kandırmamı istiyorsun.
Um, I may have asked someone to go to the movies with me, and, you know, I can't take a bus.
Belki de birine çıkma teklifi etmişimdir o yüzden, bilirsin, otobüs kullanamam.
I'll take you down with me!
Seni de yanımda götüreceğim!
Then take me with you.
Sonra beni almaya.
has required you to take 10 sessions of anger-management counseling with me before they will reinstate you as C.E.O.
AMH'nin yönetim kurulu, seni müdür pozisyonuna yeniden çalışmanı şart koştu.
I gave you the "take your picture with a pony" booth, so give this one to me.
Sana'tayla resim çektir'i verdim. Sen de bana bunu ver.
If you want a picture with me, your friend right there I'm sure will take it.
Benimle fotoğraf çekilmek istersen eminim arkadaşın çekmek ister.
It was stupid. But I didn't want to take you down with me and my family's curse.
Ama seni de kendimle ve aile lanetimle birlikte aşağıya çekmek istemedim.
You blow out your hair with me for Thanksgiving, and I will take you absolutely anywhere you want to go for lunch today.
Benimle Şükran Günü için saçlarını düzleştirirsen seni öğlen yemeği için istediğin yere götürürüm.
Any of you argue with me, and I'll take you off the O.R. board indefinitely.
Benimle tartışanınız olursa adını süresiz olarak ameliyat panosundan silerim.
If you have a problem working with me, take it up with pierre.
Benimle çalışmak senin için sorun teşkil ediyorsa git bu konuyu Pierre'le konuş.
Look, I know you've heard some pretty terrible things about me and I don't know how life is out there with the Sixers, but, Leah, take a look around.
Hakkımda çok kötü şeyler duyduğunu biliyorum orada Altılar'la birlikte yaşamanın nasıl olduğunu dair hiçbir fikrim yok ama şöyle bir etrafına bak Leah.
I wanted to take the image of you with me into my captivity.
Esaretime giderken, yanımda senin bir görüntünü de götürmek istedim.
Okay, Reid and I are gonna take two officers, check the perimeter, see if we can find a point of entry. You're with Dr. Reid, you're with me.
Reid ile iki memur alıp çevreyi kontrol edeceğiz ve bir giriş bulmaya çalışacağız.
If you beat us in beer pong tonight, you can take me up to your room and do whatever you want with me.
- Olur. Bu akşam teniste bizi yenerseniz, beni odana çıkarıp benimle ne istersen yapabilirsin.
I'm going to think that this stone is you and will always take it around with me.
Bu taşı senmişsin gibi düşünüp hep yanımda taşıyacağım.
Therefore, ajussi, think of this stone as me and take it around with you.
Bu yüzden ajussi, sen de o taşı benmişim gibi düşün ve yanında taşı.
Sheldon, what would it take for you to go into that liquor store, buy a bottle of hooch, take me across the street to that motel, and have your way with me?
Sheldon o içki dükkanına girip, bir şişe içecek bir şey aldıktan sonra beni yolun karşısındaki motele götürüp keyfine bakman için ne olması lazım?
Even if you kill me, someone else will take over until this case is buried... along with its protagonists.
Beni öldürseniz bile,... bir başkası devralacaktır, ta ki bu işe bulaşan herkes ölünceye kadar.
When you asked me for my advice before about whether you should take the deal or not, I'm afraid... I was abrupt with you.
Anlaşmayı kabul edip etmeyeceğin konusunda bana fikrimi sorduğunda,... sana çok kaba davrandım.
Okay, um, the pill you gave me made me sleepwalk, so I was wondering if you had an additional anti-sleepwalking pill that I could take with the first pill.
Tamam. Bana verdiğiniz hap beni uyurgezer yaptı. Yani, acaba ilk verdiğiniz uyku hapıyla alabileceğim bir anti-uyurgezerlik hapı var mıdır?
Artie, look, I need you to take a leap of faith with me.
İnanç sıçraması yaşamana ihtiyacım var.
If I sink, M. le préfet, I take you with me.
Ben düşersem, Sayın Vali, kendimle beraber sizi de aşağı çekerim.
Death for death, I take you with me, you and your fucking son.
O zaman bunun anlamı, yanımda seni ve piç oğullarını götürerek mutlu bir şekilde öleceğim demek oluyor.
Yeah, try it and I'll take you with me.
İyi o zaman! Ne yaparsanız yapın!
I'm telling you, Robbie, you sign with me, I'm gonna take you beyond the track.
Benimle çalışırsan seni hipodromun ötesine taşırım.
If you're comfortable with it, then if you'd take some time to discuss with me..
Müsait olduğunuz bir vakitte, ben de sizi dinlemek istiyorum.
I want to dance, and if you're not going to take me, - I'm gonna go with them.
Dans etmek istiyorum, sen beni götürmüyorsan ben de onlarla giderim.
Please take me there with you.
Benimle birlikte gel sen de o yere Birlikte gidelim, arkadaşım...
Kato, I want you to take my hand and come with me on this adventure.
Kato, elimi tutmanı ve bu macerada yanımda olmanı istiyorum.
Don't take my hand, but will you come with me on this adventure?
Elimi tutmak zorunda değilsin ama bu macerada yanımda olur musun?
You want to take a walk with me?
Benimle yürümek ister misin?
I'm kind of sorry I've got to take you with me.
Üzgünüm ama benimle birlikte geliyorsun.
You take this chair out here with me.
Şu sandalyeyi benimle şuraya getirsene.
take me away 98
take me 491
take me back 66
take me there 54
take me out 21
take me home 231
take me to your leader 17
take me along 20
take me instead 42
take me in 25
take me 491
take me back 66
take me there 54
take me out 21
take me home 231
take me to your leader 17
take me along 20
take me instead 42
take me in 25
take me away from here 19
take me now 23
take me to him 61
take me to her 22
take me to them 19
with you 1138
with you by my side 17
with your family 23
with your permission 239
with your wife 28
take me now 23
take me to him 61
take me to her 22
take me to them 19
with you 1138
with you by my side 17
with your family 23
with your permission 239
with your wife 28
with your 48
with your help 124
with your dad 25
with your mother 23
with your father 34
with your life 24
with your hands 23
take it easy 3777
take care 2154
take your time 1039
with your help 124
with your dad 25
with your mother 23
with your father 34
with your life 24
with your hands 23
take it easy 3777
take care 2154
take your time 1039
take care of yourself 629
take a nap 62
take it away 239
take that 698
take off your dress 19
take it 3226
take off your coat 49
take it slow 68
take them off 138
take a shower 102
take a nap 62
take it away 239
take that 698
take off your dress 19
take it 3226
take off your coat 49
take it slow 68
take them off 138
take a shower 102