Take me out traducir turco
3,176 traducción paralela
I'd tell you to take me out.
Beni çıkarmanı söylerdim.
You can't just take me out of my routine.
Benim düzenimi bozmaya hakkın yok.
And when you have your money, perhaps you can take me out?
Ve paranı aldığında, belki beni dışarı çıkarabilirsin?
( SINGING ) Take me out to the ball game Take me out to the game
" Beni beyzbola götür, beni maça götür,
That said, if you take me out for coffee now, I would be willing to consider that a second date.
Oysa, eğer sen beni kahve için şimdi dışarı çıkarırsan, bunun ikinci bir randevu olduğunu hesaba katardım.
You are here to take me out to lunch.
Beni yemeğe götürmek için buradasın. Öyle değil mi?
Right. To take me out of the brothel.
Beni genelevden kurtaracaksın.
I want you to take me out on that stupid boat of yours again.
Beni tekrar aptal teknene bindirmeni istiyorum. Söz mü?
"Take Me Out to the Ball Game"?
Beysbol maçımız mı var?
See, I think that Booth should take me out in the field more. What do you think?
Bence Booth beni saha görevinde... daha çok kullanmalı.
Promise me when I get old, you'll just take me out and shoot me.
Bana yaşım kemâle erdiğinde, beni kapı dışarı edip tekmeye vuracağınıza dair söz verin.
Tried to take me out.
- Beni öldürmeye çalıştı.
But I really think, it's gonna, you know, take me to Fat Pocket City once I'm out of prison.
Bu gerçekten, hapisten çıktığımda, beni koca ceplilerin arasına katabilir.
I want you to take the tumor out of me... Dr. Holt, I want you to take those little tweezers, don't hit the sides and get the "bzzt!" Like in operation.
Ameliyat ile başka bir yere dokunmadan şu cımbız gibi aletlerinizle onu çekip almanızı istiyorum.
And the cool boy didn't take the piss out of me.
Buna rağmen benimle hiç kafa çekmeye gitmedin.
- And if you don't help me take them out,
- Ve onları halletmeme yardım etmezsen...
You told me to take everything out of the room.
Her şeyi odadan çıkarmamı istemiştin.
You know, I used to take bridal magazines, and cut out a picture of me and paste it over the bride's face.
Gelin dergilerini alır ve resmi çıkartıp yüzümü gelinin yüzünün üzerine yapıştırırdım.
Don't take it out on me.
- Benim üstüme atma.
But don't take your guilt out on me.
Kendi suçluluk duygunu bana yükleme.
So, if you want to take a break from the mole people and get out of your underground office for round two in the life and times of me, then...
Eğer biraz sıkıldıysan ve takılmak istersen..
Don't take it out on me!
Neden bana bunu yapıyorsun?
Once she turned me out, it didn't take long to put the pieces together.
- Beni köstebek ilân edince parçaları birleştirmem uzun sürmedi.
I got in this car voluntarily, and I'll get right back out if you don't take me where I want to go.
Bu arabaya gönüllü olarak bindim ve istediğim yere götürmezseniz şu an inebilirim.
My-my wife made me take out that restraining order.
Uzaklaştırma emrini karım bana zorla çıkarttırdı.
Well, what did Quarles do to piss you off so bad you felt the need to take it out on me?
Quarles ne yaptı ki, gelip benden çıkartmanı sağlayacak... -... kadar sinirlenmene sebep oldu?
Now, you let me walk out of that door right there, I'll take that bag of cash to her, make sure she don't never want for anything as long as she lives. You got Mr. Limehouse's word on that.
Eğer gitmeme müsaade edersen bu para dolu çantayı ona götürürüm ve hayatının sonuna kadar hiçbir şeye ihtiyacı olmamasını sağlarım.
He didn't help me take the tree out.
Ağaç için bana yardım etmedi.
I work with him- - it doesn't take a genius to figure out that you're playing each other, and you're using me to do it.
Bu iş için beni kullandığını görmek için dahi olmaya gerek yok.
She expects me to believe that some old boyfriend calls her up out of the blue, and just wants to take her to dinner.
Eski sevgilisi durup dururken karımı arıyor ve sadece yemek yiyeceklerine benim inanmamı bekliyor.
You wanna take a bite out of someone try me.
Birinden bir ısırık almak istiyorsan beni dene.
No, I am sad all the time, and people look at me like I'm crazy when I take you out to dinner, but it was okay because I thought that we were... heading somewhere, but...
Hayır, Sürekli üzgünüm ve insanlar seni yemeğe götürdüğümde beni deli zannediyorlar ama bunu sorun etmiyordum çünkü bir araya geleceğimizi düşünüyordum fakat...
I know you hate me now, but you'll thank me later, because if you don't stop drinking, tomorrow you're going to wake up next to that person that you're talking to right now, and you'll wish you knew how to get them out of your house, but they're gonna make you take them to brunch.
Biliyorum şu an benden nefret ediyorsunuz ama daha sonra bana teşekkür edeceksiniz çünkü içki içmeyi bırakmazsanız yarın, şu an konuşmakta olduğunuz kişinin hemen yanı başında uyanırsınız ve onu evinizden nasıl kovacağınızı bilmeyi dileyeceksiniz ama onlar sizi öğle yemeğine çıkarmaya çalışacak.
Well, I'm willing to forget about this whole stalking incident, if you will allow me to take you out on a proper date when you get back.
Eğer geri döndüğünde seni düzgün bir şekilde dışarı çıkarmama izin verirsen bu takip işini unutmaya tamamen razıyım.
Help me! Take him out!
Çıkarın onu!
If you've got a problem with my grandfather, I suggest you take it up with him and leave me out of it, alright?
Büyükbabamla bir sorunun varsa onunla kendin halletmeni öneririm, benim gözümün önünde dolaşma, tamam mı?
Listen, I know that you're having some troubles with Mrs. J. Right now, and that you're nervous, but please don't take it out on me.
Bakın, şu aralar Bayan J'le aranızda bazı problemler olduğunu ve gergin olduğunuzu biliyorum ama lütfen bunun acısını benden çıkarmayın.
I'll head up there, get all buddy-buddy with him, take him out clubbing, snap a few racy photos - - he'll tell me about the gun.
Oraya gidip onu kafalar ve bir kulüpte birkaç fotoğraf çektiririm... Sonra silahtan bahsediverir.
Give him my whole dang operation, get out of the holler by sundown or else him and his boys'll just take it and grind me up into fertilizer.
Ya ona bütün operasyonu verip güneş batarken çekip gidecektim yada çocukları benden zorla alıp beni gübreye atacaklardı.
Think about this next time you call me a workaholic... or lung out at me when I take them on a job.
Gelecek sefer, beni işkolik diye çağırırken veya onları işe götürdüğümde yüreğimin ağzıma geldiğini bir düşün.
♪ that's when Billy would take me walking ♪ ♪ out in the backyard he'd go walking ♪ ♪ then he'd look into my eyes ♪
â ™ ª that's when Billy would take me walking â ™ ª â ™ ª out in the backyard he'd go walking â ™ ª â ™ ª then he'd look into my eyes â ™ ª
It's gonna take me a few more minutes to finish, so if you need to leave for your date, I can let myself out.
Bitirebilmem için biraz daha zaman gerekiyor. Eğer senin yetişmen gereken bir randevun varsa ben kendim çıkabilirim.
That put me in this general area, and then it didn't take the Mentalist to figure out you were in the Stabbin'Cabin.
"Aşk kalesinde" olduğunu görünce de niyetinin ne olduğunu anlamak zor olmadı.
Take it easy, there's enough for everybody, but it would really help me out if I could have exact cigarettes.
Herkese yetecek kadar var ama yeterli sayıda sigara vermeniz gerek.
- Get me out of here, and I'll take you there.
Beni buradan çıkar seni oraya götüreyim.
You, me, dad- - it's like mom got cancer to take the easy way out.
Sen, ben, babam. Sanki annem kanser olarak kolay yolu seçmiş.
If you're going to be mad, then take it out on me, not on Stefan or Matt or anyone else.
Eğer kızacaksan bunu acısını benim üzerimden al. Stefan'ın ya da Matt'in ya da başka birinin üzerinden değil.
And what's gonna make it work is for me to take out that tumor and put these healthy organs inside my very sick patient.
Görevini yapması için de bu tümörü almam ve bu sağlıklı organları durumu çok kötü olan hastama nakletmem gerek.
This room being empty was bumming me out, so I decided to do something healthy that would take my mind off you.
Bu odanın boş kalması moralimi bozuyordu ben de aklımı dağıtacak sağlıklı bir şeyler yapmaya karar verdim.
So you want me to take choice out of the equation.
Seçim şansını ortadan kaldırmamı istiyorsun.
Please, Harris, just - - just take it out on me.
Lütfen Harris, sadece... sadece istediğini benden al.
take me away 98
take me 491
take me back 66
take me there 54
take me with you 319
take me home 231
take me to your leader 17
take me along 20
take me instead 42
take me in 25
take me 491
take me back 66
take me there 54
take me with you 319
take me home 231
take me to your leader 17
take me along 20
take me instead 42
take me in 25
take me away from here 19
take me now 23
take me to him 61
take me to her 22
take me to them 19
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
take me now 23
take me to him 61
take me to her 22
take me to them 19
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out loud 97
out of 299
outside of work 17
out of respect 50
out of my sight 38
out like a light 17
out of mind 55
out of town 49
out of nowhere 149
out loud 97
out of 299
outside of work 17
out of respect 50
out of my sight 38
out like a light 17
out of mind 55