That actually makes sense traducir turco
80 traducción paralela
Something that actually makes sense.
Gerçekten işe yarayan bir şey.
Yeah, that actually makes sense.
Evet, mantıklı geliyor.
Now, that actually makes sense.
Aslında çok mantıklı.
Tom let's just try something that actually makes sense.
Tom daha anlamlı şeyler üzerinde çalışalım.
And that actually makes sense.
Ve bu gerçekten mantıklı.
Believe it or not, that actually makes sense to me.
İnan ya da inanma ama bana mantıklı geldi.
That actually makes sense. He was in pretty good shape.
Adam gayet formdaymış.
That actually makes sense.
Aslında kulağa mantıklı geliyor.
That actually makes sense!
Bu gerçekten mantıklı.
That actually makes sense.
Aslında bu mantıklı.
You know, in some alternate universe that actually makes sense.
Aslında başka paralel bir evrende bu söylediklerin gerçekten mantıklı.
That actually makes sense.
Aslında mantıklı.
That actually makes sense.
Aslında akla yatkın.
What's awful is this is the first thing I've heard in weeks That actually makes sense.
Asıl kötü olan, bu haftalardır duyduğum tek mantıklı şey.
Based on what Paget says, that actually makes sense.
Paget'in söylediklerini dikkate alırsak, aslında bu mantıklı.
That actually makes sense.
Aslında bayağı mantıklı.
That actually makes sense right here.
Gayet mantıklı.
That actually makes sense.
Aslında mantıklı geldi.
And a map that actually makes sense.
Ve bir de anlaşılır bir harita.
Oh, my God, that actually makes sense.
Aman Tanrım, aslında çok mantıklı.
Wait, that actually makes sense.
Bekle, bu aslında baya akla yatkın.
That actually makes sense.
Aslında mantıklı geliyor düşününce.
That actually makes sense, which I can't say about anything else you've been doing.
Bu aslında mantıklı, ki bunu yaptığın diğer şeyler için söylemem.
That actually makes sense.
Mantıklı aslında.
That actually makes sense to me.
Kulağa mantıklı geliyor.
Well, that actually kind of makes sense.
Evet, bu gayet mantıklı geliyor.
Okay, that actually makes more sense.
Tamam, şimdi daha anlamlı oldu.
That makes sense, actually.
Aslında bu mantıklı.
That actually makes a lot of sense.
Aslında bu çok mantıklı.
So, if we imagine that common sense... the way common sense literally meaning what your senses tell you about the world... if that's the way the world is actually constructed... then things like psychic and mystical experience don't make any sense at all... because the whole point about psychic and mystical experience that makes them strange... is the sense there's some kind of connection between what's going on inside your head... and things elsewhere - elsewhere in space and in time.
Yani bu sağduyuyu hayal edersek, sağduyu derken duyu organlarınızın size dünya hakkında söylediklerinden bahsediyoruz, eğer dünya gerçekten bu şekilde yapılandırıldıysa, o zaman mistik deneyimler gibi şeyler çok anlamsız gelir, çünkü bunları tuhaf kılan kafanızın içinde olup bitenlerle dışarda olup bitenler arasında bir bağlantı olduğu düşüncesidir.
But that actually makes more sense.
Ama bu gerçekten daha mantıklı.
Actually, that kind of makes sense.
Aslında bu mantıklı.
Right. That makes sense, actually.
Haklısın, bu daha mantıklı geliyor.
Yeah, that makes sense for you, actually.
Senin için olabilir.
It actually kind of makes sense that he would cheat.
Aldatması çok makul olurdu.
Actually, that makes sense.
Aslında, bu mantıklı.
Actually, that makes a lot of sense.
Aslına bakarsanız böylesi daha mantıklı.
That actually kind of makes a lot of sense.
Bu çok çeşit duygular doğurur.
Actually, I think that part makes sense.
Bence bu mantıklı.
Actually, that makes almost no sense.
Ama bu çok anlamsız.
Although... that makes no sense and... and actually you were in it.
Görünüşe göre bu mantıksız. Sizde oradaydınız.
Yeah, that sounds sensible. It actually makes perfect sense.
Evet, bu mantıklı.
You know... That actually kind of makes sense
Şimdi biraz anlam kazanmaya başladı aslında.
that actually makes lots of sense.
Çok mantıklı.
That actually makes no logical sense.
Hiçbir mantıklı his oluşmuyor.
Dude, what actually makes total sense about it, if you look at it, is that the crack babies are finally getting some attention and the care that they need.
Kanka, bunu mantıklı kılan şey bağımlı bebeklerin sonunda ilgi ve alaka görmeleri.
The way your face comes together only really makes sense when you understand that, strange though it may sound, we are actually descended from fish.
Yüzümüzün oluşumunu daha iyi anlamak istiyorsak kulağımıza garip gelse de aslında balıklarla aynı soydan olduğumuzu kabul etmemiz gerek.
Actually, that makes perfect sense.
Çok mantıklı, düşünsenize.
That actually makes a lot of sense.
Bu aslında anlamda bir çok yapar.
That actually makes some sense.
Biraz mantıklı aslında.
Actually, it's the only thing that makes sense.
Aslında, mantıklı olan tek şey bu.
makes sense to me 28
makes sense 494
that all started with a big bang 89
that doesn't seem fair 27
that is 2872
that is so lame 16
that is the question 108
that is not 75
that is awesome 117
that means a lot coming from you 16
makes sense 494
that all started with a big bang 89
that doesn't seem fair 27
that is 2872
that is so lame 16
that is the question 108
that is not 75
that is awesome 117
that means a lot coming from you 16
that means a lot to me 54
that is not fair 93
that one over there 16
that sounds great 436
that sounds good 394
that is so sweet 227
that sounds fun 130
that was close 355
that is weird 91
that way 1811
that is not fair 93
that one over there 16
that sounds great 436
that sounds good 394
that is so sweet 227
that sounds fun 130
that was close 355
that is weird 91
that way 1811
that was stupid 112
that is all 319
that is not true 434
that is not the point 62
that is good 189
that is right 117
that is so cool 125
that was quick 252
that is enough 189
that is an order 68
that is all 319
that is not true 434
that is not the point 62
that is good 189
that is right 117
that is so cool 125
that was quick 252
that is enough 189
that is an order 68