The self traducir turco
4,912 traducción paralela
Run the self-destruct sequence!
- Kendini imha modunu baslat!
If it wasn't for the check, I would have strangled the self-righteous hypocrite before he walked out the door.
Verdiği çek olmasa, kendini beğenmiş ikiyüzlüyü şu kapıdan çıkmadan boğardım.
It's all built off of Casey's solution to the self-awareness problem.
Hepsi, Casey'in öz farkındalık problemine ürettiği çözümden ortaya çıktı.
The whole point is to mock... the self-important and moronic entities of the campus.
Tek olayımız kampüsün kendini bir şey sanan ve moron öğeleriyle dalga geçmektir.
The self is our bread and butter, so what do you believe about the self?
Benlik bizim işimiz. Benlik hakkında ne düşünüyorsun?
The success of this product depends on people being shallow, superficial, self-obsessed, greedy and desperate for attention.
Ürünün başarısı insanların sığ, yüzeysel, kendine takıntılı, aç gözlü ve ilgi meraklısı olmalarına dayanıyor.
Wrote a self-defeating Jeremiad about his employer, the U.N. back in 2010.
BM'DE 2010 YILINDA PATRONUNU HEDEF ALAN BiR ELESTiRi YAZDIN.
Your Honor, you will hear testimony from the victims who were beaten and bludgeoned in their quest for freedom. For their right to vote and to self-determine.
Sayın Yargıç özgürlük arayışı içindeyken darp edilip dövülen mağdurların oy verme ve kendi karar hakları konusundaki ifadelerini dinleyeceksiniz.
When they realized it would be too expensive... build cyborgs and robots, or whether the costs were soaring, they decided that humans... self transformed into robots.
Cyborg ve robot yapmanın aşırı pahalı olacağını fark edince o kadar da imkânsız bir şey değildi insanlar kendilerini robota çevirdiler.
The names are fairly self-evident.
İsimlerine hizmet ediyorlar gibi değil mi?
How easy it is to silence the strong and self-disciplined.
Güçlü ve disiplinli olanları susturmak ne kadar kolay.
The lawyer's already claiming self-defense.
Avukat meşru müdafaa olduğunu öne sürüyor.
But you were withholding certain aspects of the story, aspects that were quite clear and self-explanatory on the footage John Doe supplied.
fakat burada bazı keskin kısımları atmışsınız John Doe nun açıklayıcı ifadelerinin bulunduğu bize bizzat sunduğu kısımlar yok.
If we believe that from the outset, it becomes a self-fulfilling prophecy, doesn't it?
Başından itibaren inanıyorsak kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet olur değil mi?
Are you going to take a real business trip one of these days to the stage or are you just going to keep wallowing in your own angst and self pity forever?
yoksa böyle şikayet ederek ve kendine acıyarak... boş boş dolanacak mısın?
The only chick with low self-esteem that I wanted tonight is you.
Bu gece isteğim tek özgüvensiz kız sensin.
I, Pearly Soames... Demon Enforcer of the Five Boroughs... Black Knight of the Armies of the Fallen... and faithful and willing servant to Lucifer, your good self... hereby request that the loser of the fight... between the human, Peter Lake, and myself... die the one true death.
Ben, Pearly Soames, Beş Kasaba'nın Cin İnfazcısı Günahkar Ordular'ın Kara Şovalyesi sizin, yani Lucifer'ın sadık ve azimli hizmetkarı olarak sizden ricam şudur ki Peter Lake adındaki insan ile benim aramda olan mücadelede hak eden ölsün.
So the common household spider unlike human cells theirs contain the power to self-heal from severe infection, tissue damage, et cetera.
Adi ev örümceğinde insan hücrelerinden farklı olarak ciddi enfeksiyonlar, doku hasarına karşı kendini iyileştirme yeteneği bulunur.
If you're gonna wallow in self-pity... and do nothing, then you're gonna watch the same thing... you understand?
Kendine acıyıp hiçbir şey yapmayacaksan sen de aynı şeyleri göreceksin, anlıyor musun?
Remember the 3 essential steps of self-defense.
Kendimizi savunurken başlıca uygulanan 3 hareketi unutmayalım.
The report says it was self-repairing.
Raporda kendi kendini onardığını söylüyor.
Self-repairing? The unit?
Kendi kendini mi tamir ediyormuş?
By the time I was your age, I'd amassed a fortune so huge, it took decades of dedicated self-destruction to wind up like this.
Bu arada ben senin yaşındayken, büyük bir gelecek biriktiriyordum. Kendini harap edilmeye adanmış onlarca yıl aldı.
You know, one of those overly romantic, virtuous types, completely self-inhibited, doesn't drink, didn't have sex until she was 21 and read the bulk of the Victorian classics.
Bildiğin gibi işte, aşırı romantik, iffetli tiplerden tamamyla duygularını dışa vurmayan, içki içmeyen 21 yaşına gelinceye kadar hiç cinsel ilişkiye girmeyenlerden ve Viktorya dönemin tüm klasikleri okumuş.
The only person you can rely on is your own self.
Yok. Güvenebileceğin tek kişi, kendinsin.
Well, mate, the judge was his usual self.
Şey dostum, yargıç....
Oh, I see, the stereotypical, self-loathing Good Samaritan.
Anladım, tipik, isteksiz, İyi Samiriyeli.
Dale, uh, had just gotten back from one of those self-service car washes... -... with the wand with the soap.
Dale, şu evde arabayı yıkama için yapılan, hem sabun hem de cila püskürten şeyi görmüş.
What I mean is, you're a bunch of arrogant, self-centered pricks who think you can lie and cheat and do whatever the fuck you want.
Demek istediğim, bir avuç kendini beğenmiş yalancı, istediği her siki yapabileceğini düşünen bencil şerefsizlersiniz.
Casey's solution to the problem of self-awareness :
Casey'in öz farkındalık sorununa bulduğu çözüm :
I must be the true self of you...
Senin gerçek özün olmalıyım...
I dig the silent movie thing, but it's a little self-congratulatory.
Sessiz film meselesini sevdim, ama biraz kendi kendini tebrik ediyor gibi.
Look, the players are handpicked, self-motivated, smart... eyes fixed on their bright futures.
Oyuncular çoktan seçilmiş, motivasyonları var, zekiler parlak gelecekleri var.
The rest of the time he spends in self-help groups.
Kalan zamanını yardım gruplarında geçiriyor.
In the absence of the Master... the powers seethes to his... deputy, which in this instance is my good self.
Efendi'nin yokluğunda yetkisi vekiline geçer. Şu an bu kişi de benim.
If you twist their arm, they'll give you the bigger car... but don't you have any self-respect?
Onları zorlarsan, sana daha büyük araba verecekler... Ama senin kendine, hiç saygın yok mu?
It has to do a lot with their self-esteem, especially with girls once they hit their teenage years because, "Oh, I'm the fat kid, and I always have to consciously watch what I eat."
Bu özgüvenleriyle çok alakalı özellikle ergenlik çağına gelen kızlar için önemli çünkü şöyle diyorlar "Ben şişman bir çocuğum ve her zaman yediklerimi kontrol altında tutmak zorundayım."
Self-harmers, Christ complexes and shit smeared on the walls.
Kendine zarar verenler, Mesih kompleksliler ve boklu duvarlar.
The law which deems itself self-legitimatizing, cheats twice.
Kendi kendini meşrulaştıran yasa, iki kez aldatmacadır.
If you are unwilling to examine why, then you are doomed to just keep repeating and repeating the same self-sabotaging behavior!
Eğer nedenini aramakta gönülsüzsen aynı kendini sabote eden davranışı tekrar tekrar yapmaya elin mahkum.
He was the sick, self-loathing psychopath.
Hasta, kendinden nefret eden psikopattı.
And that's why the most important thing is to develop self-awareness.
Bu yüzden asıl önemli olan şey kendi farkındalığına odaklanman.
So I performed a self-abortion like how I had seen it done in the village
Ben de kendi kendime kürtaj yaptim. Köyde nasil yapildigini görmüstüm.
( Professor Radisson ) But there are some flat-earthers out there who still consider the existence of a supreme deity to be either necessary, or self-evident, or both.
PROFESSOR RADISSON : hala bir yerlerde dünyanın düz olduğuna inananlar var. hala üstün bir ilahi gücün varlığına inananlar. gerekli olduğu için mi yoksa kişisel kanıtlamamı veya her ikisi mi?
I see you've carefully avoided the fact that Stephen Hawking, the world's most famous scientist, and who is not a theist, has recently come out in favor of a self-designing universe.
Tanrıya inanmayan dünyanın en meşhur bilimadamı olan Stephen Hawking'in son zamanlarda tanımladığı kendi kendine dizayn olmuş evren teorisinden dikkatle kaçındın.
You know, the one who quoted Emily Dickinson, and Shelley, and Spongebob Squarepants with equal self-confidence.
biliyorsun, Emily Dickinson, ve shelley, den alıntı yapan kişi. süngerbob kare pantolon kadar özgüvene sahip olan kişi.
This is the theater, sweetheart. Don't be so self-conscious.
Tiyatrodayız hayatım, bu kadar çekingen olma.
This is the theater, honey. Don't be so self-conscious.
Tiyatrodayız hayatım, bu kadar çekingen olma.
The doctor encourages self-expression and introspection.
Doktor düşünmemizi ve yorum yapmamızı istiyor.
I feel good about "Self Esteem" and "This Party Just Took a Turn for the Douche."
"Kendime Saygım" ve "Bu Parti Boka Sardı" gerçekten içime sindi.
of all the appalling, offensive, truly galling things you have done in the short time that we have known you... Ow! So you have no self-awareness!
Öz farkındalığın yok senin!
self 1323
selfie 24
selfish 202
selfridge 69
selfishly 18
selfless 16
the simpsons 168
the sun 236
the sun is shining 35
the show must go on 78
selfie 24
selfish 202
selfridge 69
selfishly 18
selfless 16
the simpsons 168
the sun 236
the sun is shining 35
the show must go on 78
the same goes for you 21
the sky's the limit 40
the s 152
the storm 50
the spectator 98
the same to you 32
the sound 24
the sun is out 17
the same as you 50
the same thing happened to me 16
the sky's the limit 40
the s 152
the storm 50
the spectator 98
the same to you 32
the sound 24
the sun is out 17
the same as you 50
the same thing happened to me 16
the same one 32
the sex 65
the song 78
the stairs 24
the same 389
the sword 66
the star 53
the singer 51
the show's about to start 17
the shoes 52
the sex 65
the song 78
the stairs 24
the same 389
the sword 66
the star 53
the singer 51
the show's about to start 17
the shoes 52