The sun traducir turco
18,383 traducción paralela
The sun's still sneaking in there somehow.
Hâlâ güneşi alıyor ama.
When the sun goes down, we'll be one.
Güneş gitse de, hep birlikte olacağız!
On the threshold of the Day of the Sun we are holding a ceremony to present the gifts given by Dear Leader Kim Jong-un.
Güneş Günü'nün arefesinde, Sevgili Liderimiz Kim Jong-un'un vermiş olduğu hediyeleri sunmak için bir tören yapıyoruz.
On the threshold of the Day of the Sun, we are honored to receive the presents of love given by Respected Leader Kim Jong-un.
Güneş Günü'nün arefesinde, Sevgili Liderimiz Kim Jong-un'un aşkla vermiş olduğu hediyeleri alma şerefine nail oluyoruz.
On April 15th, the sun rose over Mangyongbong Hill.
15 Nisan'da Mangyongbong Tepesi'nde Doğdu güneş
The Day of the Sun - our holiday!
Güneş Günü Bizim tatilimiz!
And mention the concert on the Day of the Sun.
Güneş Günü verilen konserden de bahset.
Your comrades are waiting for you for the Day of the Sun.
Yoldaşların senin de Güneş Günü'ne katılmanı bekliyorlar.
If you're discharged tomorrow, then you can participate with Zin-mi and your other comrades in the Day of the Sun concert.
Yarın taburcu olursan o zaman Güneş Günü konserindeki Zin-mi ve diğer yoldaşlarına katılabileceksin.
Let's sing of the Day of the Sun with Respected Leader Kim Jong-un!
Haydi gelin, saygıdeğer liderimiz Kim Jong-un ile Güneş Günü şarkısını söyleyelim!
It's big like a bowling ball that's been waterlogged after baking in the sun.
Bowling topunu güneşte kızartıp içini su doldurmuşsun gibi bir şekli var.
To where it feels like you're looking at the sun.
Güneşe bakıyormuşsun gibi hissettirecek kadar.
Here, the sun shines all day, the party never ends, and now that you guys are here, it's finally perfect.
Burada, güneş bütün gün parlıyor, parti asla bitmiyor, şimdi sizde buradasınız, sonunda müthiş oldu.
♪ when I dance alone, and the sun's bleeding down ♪
♪ Ben yalnız dans ve güneşin aşağı kanaması ne zaman ♪
As the sun climbs high, everybody takes cover from the extreme heat.
Güneş tepe noktaya çıktığında, herkes aşırı sıcaktan korunmaya çalışır.
Bound into the sandy web, the ant is cooked in the heat of the sun.
Kumlu ağla sarılı halde, karınca güneşin sıcağında kavruluyor.
But the sun brings out unwelcome visitors.
Ama güneş istenmeyen misafirleri beraberinde getiriyor.
The Sun.
The Sun gazetesinden.
So, I might be wonderin why we're headin'toward the sun there, boy.
Neden güneşe doğru gittiğimizi merak etmeye başlayabilirim.
The sun is setting and the magic rises.
Güneş batıyor ve sihir doğuyor.
Looks like the sun's coming down pretty quick.
Görünüşe bakılırsa güneş çok çabuk batacak gibi.
What the fuck is going on with the sun?
Güneş saçma sapan bir hal aldı.
The sun is not coming up!
Güneş doğmuyor!
The sun is not fucking coming up!
Doğmuyor bir türlü!
The sun was strong in our faces, but I couldn't wear my sunglasses.
Güneş göz alıcı şekilde parıldıyordu. Ama güneş gözlüğümü takamamıştım.
And we all know when the sun comes up, the German planes will be back.
Ve hepimiz güneşin ne zaman çıkacağını biliyoruz, Alman uçakları geri gelecekler.
I'm coming out like the sun after rain
Yağmurdan sonraki güneş gibi çıkıyorum
And your smile... The sun itself turns jealous... And refuses to come out from behind the clouds...
Ve gülüşün güneş bile kıskanıyor ve bulutların arkasından çıkmayı reddediyor biliyor ki gülüşünün yarısı kadar ile parlak olamaz.
" Fear no more the heat o'the sun.
" Korku yok artık Ne güneş yakıcı.
Shoot for the moon and you'll land on the sun.
Ay için ateş edersen güneşe ineceksin.
I have enough miles to orbit the sun.
Güneşin etrafında dönmek için elimde mil var.
But then, the rain clears and the sun shines, and the air smells like jasmine and orange.
Yine de yağmur her şeyi temizler ve güneş parıldar hava da portakal ve yasemin kokar.
Where the sun shone every day.
Orada güneş her gün parıldarmış.
To walk into a room, and it's like in the middle of winter, you're the sun.
Bir odaya girince... bir kışın ortasındaki güneş gibi parıldamak.
Following the light of the sun, I shall leave this old world behind.
Güneş ışığını takip ederek, bu eski dünyayı geride bırakacağım.
My dad used to beat me and my brother just cause the sun rose and whip us cause it sets.
Babam beni ve kardeşimi sebepsiz yere sabah akşam döverdi.
You know, feeling the sun on my face.
Güneşi yüzümde hissetmeyi.
You flew too close to the sun.
Güneşe çok yakın uçtun.
♪ Rising higher than the sun
♪ Güneşten daha yüksek yükseliyor
Korea is the Land of the Rising Sun.
Kore Yükselen Güneş'in ülkesidir. "
First of all, you must respect the Eternal Sun of Songun Korea -
Her şeyden önce, Songun Kore'nin Sonsuz Güneşi'ne,
Please be aware that there will be a passageway where the rows of Lim Min-ji and Park Jang-sun are now.
Lim Min-ji ve Park Jang-sun'un şu anda bulundukları yerde bir geçit olacağının farkında olun lütfen.
♪ Burns like the sun in my soul... ♪ I got to say, you're ambitious.
Söylemek zorundayım, çok hırslısın.
- and then when that sun goes down... - Mm-hmm. ... you and I can get cozy in the hot tub, okay?
Güneş battığı zaman da jakuzide sıcak bir ortam yaparız.
They have endured the mid-day sun and reaped the reward.
Gün ortası sıcağına dayandılar ve ödülü elde ettiler.
The book of the invisible sun.
Görünmez Güneş Kitabı.
In the end, our sun burns out, our universe grows cold and perishes.
En sonunda güneşimiz yanıp kül olacak, evrenimiz soğuyup yok olacak.
You're norm of the north.
Karlar Kralı Norm'sun.
Where's the guy from the New Jersey Sun?
Bizim yerel gazeteden gelen eleman nerede?
And the sun gets higher and higher... and it's shining down on him and it's really hot... and he doesn't have any water to drink and everybody that came with him... wants to turn back and eventually, they do turn back and there he is...
Güneş yükseldikçe yükselir Çok sıcak olur İçecek suyu yoktur
The pussy sun.
Kedi güneşi.
the sun is shining 35
the sun is out 17
the sun's coming up 23
sunshine 583
sunny 272
sunday 325
sunset 54
sunday funday 17
sundance 28
sunrise 54
the sun is out 17
the sun's coming up 23
sunshine 583
sunny 272
sunday 325
sunset 54
sunday funday 17
sundance 28
sunrise 54
sunni 22
sunil 38
sung 192
sunscreen 22
sunflower 22
sunlight 34
sundays 20
sunglasses 55
sunny day 18
sunbae 132
sunil 38
sung 192
sunscreen 22
sunflower 22
sunlight 34
sundays 20
sunglasses 55
sunny day 18
sunbae 132
sunbaenim 18
sunday morning 38
sunday afternoon 19
sunday night 38
sundown 42
sunburn 18
sun tzu 25
sunaina 17
sunday morning 38
sunday afternoon 19
sunday night 38
sundown 42
sunburn 18
sun tzu 25
sunaina 17