English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / Then whose

Then whose traducir turco

484 traducción paralela
- Well, then whose was it?
- peki, çocuk kimden peki?
I wouldn't say their hands are as gentle as Sister Luke's... but then whose are?
Diğerlerinin elleri Rahibe Luke'ün elleri gibi hafif değil demek istemem ama... gerçekten öyle.
- But then whose is it?
- Öyleyse kimin parası o?
- Then whose is it?
- O halde kime ait?
- Then whose?
- Kimin o zaman?
- Then whose is it?
- Peki kim yürütebilir?
Well, then whose jurisdiction are they under?
Peki onlar kimin yetki sahasına giriyor?
Then whose?
Kimin o zaman?
- Then whose arm is this?
- Öyleyse, bu kimin kolu?
- But then whose fault is it, huh?
Öyle mi, kimin hatası o zaman?
If it wasn't Brewer's, then whose was it?
Eğer bu Brewer'ın cesedi değilse kimin di?
Well, whose words were they, then?
Kimin sözleriydi peki?
First they didn't know whose it was... and then they saw the Paris label and did it start a commotion.
Önce kimin olduğunu anlamadılar. Sonra Paris etiketini gördüler. Bir tartışmaya neden oldu.
Then there's his cousin, the arapapa... pride of Paraguay, whose perfect appearance... permits his pompous pride in his pompadour.
Kuzeni "Arapapa" da var. Paraguay'ın gururu. Mükemmel görünüşü Pampadour'daki akrabalarının gurur duymasını sağlıyor.
Estella has been part of my existence ever since I first came here, the rough, common boy whose heart she wounded even then.
Estella, kalbini kırdığı sıradan bir çocuk olarak... buraya ilk geldiğimden beri varlığımın bir parçası oldu.
Then must you speak of one that loved not wisely but too well, of one not easily jealous, but being wrought, perplexed in the extreme, of one whose hand, like the base Judean, threw a pearl away
"Benden bahsederken deyin ki : akıllıca değil ama çok fazla sevdi. " Kolay kıskanmayan, ama duyduklarıyla son derece şaşkınlaşıp ;
Whose is it then?
Kimin o zaman?
Whose fault is it then?
- Kimin hatası peki?
Whose then?
Değilse kimin?
Then explain how an uneducated farmer like Hobart... could know anything about this creature... whose legend has persisted through civilization after civilization.
Öyleyse Hobart gibi tahsilsiz bir çiftçinin efsanesi medeniyetler boyu süregelmiş bu yaratığı nereden bildiğini açıklasana.
Whose is it then?
O zaman kimin?
Whose idea is it then?
Kimin fikri peki?
FOR PEOPLE WHOSE BUSINESS IT IS TO PREACH ETERNITY, IT'S IRONIC THAT WE CAN'T TAKE A LITTLE MOMENT TO OURSELVES EVERY NOW AND THEN.
İşleri sonsuzluk için vaaz vermek olan insanlar için, ne şimdi ne daha sonra kendimize en ufak bir zaman ayıramamamız çok ironik.
Well then, whose?
Kimin gözleri o zaman, benimkiler mi?
You see, if ghosts, which are pure spirit, come from man... then perhaps it's possible some day to have individuals... whose spiritual caliber far surpasses anything humanity has yet known.
Eğer saf ruh olan hayaletler insandan kaynaklanıyorsa... o zaman belki bir gün ruhsal yetenekleriyle... insanlığın şimdiye dek bildiği her şeyi aşan bireyler de ortaya çıkabilir.
- Whose is it, then?
- Kimin öyleyse?
But then, those whose brothers have been burned... will burn others, and so on,
Ama sonra, yakılan taraftakiler de diğerlerini yakacak.
It was then, shortly after these events, that the French, whose faith in the English had been greatly shaken, made contact with us for the first time, through General Huntziger at the Armistice Commission in Wiesbaden, to discuss the possibility of changing the armistice clauses to allow military collaboration.
Bu hadiselerden kısa zaman sonra İngilizlere olan inançları derinden sarsılmış Fransızlar ateşkes maddelerini değiştirmenin olasılığını görüşmek ve askeri iş birliğene imkân sağlamak için General Huntziger aracılığıyla Wiesbaden'deki Ateşkes Komisyonu'nda ilk kez bizimle doğrudan temas kurdular.
- Whose country then?
- Kimin ülkesi.
And whose idea was that, then?
Kimindi, peki?
So you instructed Mr. McQueen and then returned to your own compartment, the number one and two, whose upper berth was occupied by Signor Foscarelli.
Bay McQueen'i uyardınız ve doğru kendi kompartımanınıza gittiniz. 1 - 2 numaralı kompartımanı Foscarelli ile paylaşıyorsunuz.
Was it my fault, then, whose son I was?
Peki benim günahım mıydı, kimin oğlu olduğum?
- Whose son is he then?
- Kimin oğlu peki?
Mecca was then a rich trading city ruled by its merchants whose wealth was multiplied by a unique privilege They housed the gods
O zamanlar Mekke tüccarların uğrak yeri olan zengin bir şehirdi... Kureyşliler, sayıları 360 ı aşan tanrılarıyla övünürler...
He then formed an army whose generals were called up... from the black shadows of hell.
Daha sonra generallerinin cehennemin kara... gölgelerinden çağrıldığı bir ordu kurdu.
Yes. The same Laila, for whose love, I've been craving since ages. Then Tabrej will quench his thirst with your blood.
Evet aynı leylaya olan aşkım gibi uzun zamandır onun özlemi içindeydim tabrej bunu duyarsa o özlemini toptan kesecek vucudunda kafan olmadan.
- Well, whose is it, then?
- O zaman kimin?
- Then, whose is it?
- Bu kimin öyleyse?
Then, whose fault is it?
- Kimin o zaman?
Whose side is she on then?
Şimdi kimin tarafında?
Whose, then?
Kimin o zaman?
If you have not, then you are not fitted for the rearing of a child whose background and qualities point to a brilliant future.
İstemiyorsan, geleceği parlak bir çocuğu yetiştirmeye tahsilin uygun değil demektir.
Then thou whose shadow shadows doth make bright.... how would thy shadows form... form happy show to the clear day... with thy much clearer light.... when to unseeing eyes thy shade shines so?
Kapkara ışıldıyor, karanlığa yöneldiklerinde parlıyorlar. Gölgemsi hayalinle bile gölgelikleri aydınlatırken sen, Kimbilir o hayale biçim veren öz nasıl yarışa çıkardı günle,
Then he started getting proud. He was talking about whose daughter didn't make it... whose daughter failed.
Sonra biraz küstahlaşarak şu kız ve bu kız başaramadı dedi bana.
And if they track me down, that means they can track you down, and if they track you down, whose cover is blown, then, huh?
Beni izlerlerse, bu sizi de izleyebilecekleri anlamına gelir. Sizi izlerlerse kimin maskesi düşer ha?
- Whose tracks are they then?
- Neyin izi bunlar peki?
Then, whose body did they find?
Peki, buldukları kimin cesediydi?
Well, whose then?
Peki neydi o zaman?
And whose fault is it, then?
Öyleyse kimin hatsı?
Then the people whose blood they drunk, well, they get old and then they die.
Sonra da kanını içtikleri insanlar, yaşlanırlar ve sonra da ölürler.
Faces in paintings my parents my old friend, Marion my cat, Louisiane and then Hans and a boy whose name was Julien whose name is Julien.
Tablolardaki yüzler annemle babam eski dostum Marion kedim Louisiane....... sonra Hans ve eskiden adı Julien olan bir genç. yani hâlâ Julien olan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]