There are more than traducir turco
1,171 traducción paralela
He knew that there are more than 2 millions of unemployed people in this country?
Bu ülkede 2 milyonun üstünde işsiz olduğunu biliyor musun?
There are more than champions here.
Bu şampiyonluk maçı değil.
Aye Lizzy, there are more than enough to go around.
Evet Lizzy, orada fazlasıyla gezilecek subay var.
Well, there are more than four stars in the sky, Mr. Bundy.
Şey, gökyüzünde dörtten fazla yıldız var Mr. Bundy.
There are more than two millions of men in this damn place, and you found me twice in two days.
Bu lanet yerde iki milyon erkekten daha önemli şeyler de var iki günde iki kere buldun beni.
- There are more than ever.
- Giderek çoğalıyorlar.
Where are there people more skilled than the Latin-Americans, who with their own hands build up this noble continent?
Bu soylu kıtayı elleriyle inşa eden Latin Amerikalılar'dan daha yetenekli bir halk var mıdır?
Are there any workers more patient than these natives?
Bu yerlilerden daha sabırlı işçi bulabilir misiniz?
You might want to consider that there are some people more capable of handling these episodes than you.
Bu olayları senden daha iyi idare etme yeteneği olan insanların da var olduğunu düşünsen iyi edersin.
Maybe there are more important things in life than hiding in America.
Hayatta Amerika'ya kapağı atmaktan daha önemli şeyler de var belki.
There are people who really are sick and need that bed more than I do.
O yatağa benden daha fazla ihtiyacı olan gerçekten hasta insanlar var.
There are far more important things than Christian Slater's butt.
Christian Slater'ın kıçından çok daha önemli şeyler de var.
There are more weapons on the street than during the occupation.
Şu anda sokaklarda işgaldekinden daha fazla silah var.
There are more worlds in the heavens than grains of sand on a shore.
Gökyüzünde bir kumsaldaki kum tanelerinden çok dünya var.
It might seem that there could not be a more harsh existence than this, but the environment here is comparatively constant and these seals are adapted to it - protected by a coat of dense hair and insulated by blubber immediately beneath the skin.
Bundan daha zorlu bir yaşam mücadelesinin olamayacağı düşünülebilir fakat buradaki ortam çok değişkenlik göstermez ve sık tüylere sahip kürkleri ile korunan, derilerinin hemen altındaki yağ tabakası ile izole olan bu foklar ortama uyum sağlamışlardır.
More lawyers around this place than there are doctors.
Doktordan çok avukat var etrafta.
If there are any budget overruns, we're more than happy to cover the...
Evet bu doğru ama eğer farketmeden bütçeyi aştıysak bunu karşılamaya memnuniyetle... - Kesinlikle hazırız.
The little girl tending her doll collection is no more a natural-born mother than the tomboy down the street. There is no standard. There are no naturals.
Bebek koleksiyonuna özen gösteren küçük kız sokakta oynayan erkeksi kızdan daha yetenekli bir anne olmayacaktır.
Officially, in his hacienda... there are more nurses on Valium than patients.
Yani resmi olarak, "çiftliğinde" Valium'a bağlı hastadan daha çok hemşire var.
Eugene, there are more important things going on... than a temporary computer slowdown.
Eugene, bilgisayarların geçici yavaşlamasından... daha önemli şeyler var...
There's probably more pictures of the couch in here than there are of us.
Muhtemelen burada koltuğun, bizden daha fazla resmi vardır.
There is no more heinous crime than this in Canada. Are you sure we're in Canada?
- Kanada'da olduğumuzdan emin misiniz?
There are more important things in life than baseball.
Hayatta beyzboldan daha önemli şeyler var.
There are more waiters than customers here.
Müşteriden çok garson var burada.
There are more French than Germans and it's crawling with spies.
Orada Alman'dan çok Fransız var ve casuslarla dolu.
Most of the plants in this desert, however, are less conspicuous, and there are rather more of them than you might suppose.
Yine de çöldeki bitkilerin çoğu daha az göze çarpar. Umduğunuzdan daha da fazlası mevcuttur.
There are few people in England, I suppose, who have more true enjoyment in music than myself.
İngiltere'de benden daha iyi müzik kulağı olan biri olduğunu sanmıyorum
There are more important things than being chief.
Şef olmaktan önemli şeyler de var.
Look, Dr. Kessler, I don't mean to doubt your little pleasure pouch here. But, see, you're dealing with a guy who's had the real thing more times than there are stars in the sky.
Bakın Dr. Kessler, Küçük zevk kıyafetinizden şüphe ettiğimden değil ama gökyüzündeki yıldızlardan daha çok gerçek deneyim yaşamış biriyle karşı karşıyasınız.
There are worse ways to go, but I can't think of a more undignified one than autoerotic asphyxiation.
Daha kötüleri de var ama "havasızlıktan boğulma" dan daha berbat bir ölüm düşünemiyorum.
I see there are more virtues in you than I was told of.
Görüyorum ki bana söylenenlerden daha çok erdeme sahipsin.
There are a lot more people on your side than you think.
Seni destekleyen, sandığından fazla insan var.
There are more things in heaven and earth, Horatio than are dreamt of in our philosophy.
Yerde, gökte neler var ki Horatio bizim dünya görüşümüzle açıklanamaz. Ama gelin.
There are more humans alive at this moment... than in all its pitiful history.
Bu acıklı hikayedekinden çok daha fazla insan şu anda hayatta.
THERE ARE MORE COMPELLING MOTIVES THAN FEAR.
Korkudan daha yoğun duygular da vardır.
I don't know where you are, Michael, but wherever you are you obviously enjoy being there more than spending time with me.
Nerede olduğunu bilmiyorum... ama belli ki orada olmak benimle olmaktan daha çok hoşuna gidiyor.
My God, man, there are far more important things here than simple immediate physical gratification.
Çabuk ve basit fiziksel doyumdan çok daha önemli şeyler var.
In a part of space where there are few rules, it's more important than ever that we hold fast to our own.
Uzayın bu bölümünde, bizi evimize hızlı bir şekilde götürebilecek tek bir kural var.
In human subjects, repressed memories are nothing more than psychological traumas, which can be dealt with with standard therapeutic techniques, but in VuIcans, there is a physical reaction to the battle between the conscious and the unconscious.
İnsanlarda, bastırılmış anılar standart terapi teknikleriyle tedavi edilen fizyolojik travmalardan farklı değil ama Vulcan'larda bilinç ile bilinçaltının savaşına fiziksel bir tepki var.
With all due respect, sir, there are no chapters in the history of my own people more tragic than wars which set neighbor against neighbor.
Saygısızlık etmek istemem efendim, ama tarihimizde, komşunun, komşusu ile yaptığı savaştan daha trajik bir olay yaşanmamıştır.
Until you can understand that there are delicate politics involved not to mention economics you're only going to do these people more harm than good.
Ortada hassas politik ve ekonomik meselelerin olduğunu... anlayamadığın takdirde... bu insanlara iyilikten çok kötülük edersin.
Did you know there are more students in law school than Lawyers walking the Earth?
Dünyada asıl avukatlardan çok hukukta okuyanlar olduğunu biliyormuydun?
There are some things more important than showbiz.
Hayatta gösteri dünyasından daha önemli şeyler de var.
There are things which hit you inside and hurt much more than blows.
Bazı şeyler vardır... ki seni içerden vurur ve canını yumruklardan daha çok acıtır.
There are more women than men.
Toplum erkeklerden çok kadınlardan oluşuyor.
There are more of us than you think.
Sandığından daha kalabalığız.
Good rule : If there's more than 3 complaints, odds are nothing's wrong.
Üçten fazla şikayeti varsa, muhtemelen bir şeyi yok.
It's just there are more important things in life than playing dress-up.
Ama hayatta daha önemli şeyler var.
There might be some young Kradin soldier out there who's more afraid of you than you are of him.
Genç Kradin askerleri de sizin onlardan korkmuş olduğunuz gibi, sizden korkmuş olabilir.
It is highly probable... that there are such intelligent forms of life... in other galaxies in the universe, and it is even more probable... that many of these forms are vastly more intelligent than we.
"Evrendeki diğer yıldız sistemlerinde bizim dışımızda yaşam formlarının bulunması kuvvetle muhtemeldir, ve bu yaşam formlarının çoğunun bizden daha zeki olması da daha da muhtemel görünmektedir."
It is highly probable that there are such intelligent forms of life in other galaxies in the universe, and it is even more probable that many of these forms are vastly more intelligent than we.
Yüksek bir olasılıkla evrendeki diğer galaksilerde bu çeşit zeki türler mevcut. Ve daha da yüksek bir olasılıkla bu türlerin çoğu bizden çok daha zeki.
there aren't any 65
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51