There are over traducir turco
2,675 traducción paralela
There are over 300 people on this train.
- Trende 300'den fazla insan var.
There are over 2000 suspected terrorists operating in the UK alone, and that number is increasing daily.
Sadece Birleşik Krallık'ta 2000'in üzerinde terör şüphelisi var ve bu sayı hergün artıyor.
Because there are over a hundred patients here By the name of peña.
Çünkü burada 100'ü aşkın, Pena isminde hasta var.
There are over 40 nurses that work there, at least twice that number of aides.
En az 40 hemşire ve iki katından fazla da gönüllü var.
There are over 20 heavily armed men inside the building.
Binada yaklaşık 20 civarında ağır silahlı adam varmış.
There are over a dozen state and federal agencies working on this case right now, so if the "Breakout Kings" don't crack it, you don't get your month.
Şu anda ülke çapında bu dava üzerinde çalışan onlarca federal büro var. Yani "Kaçak Kralları" bu davayı çözemezlerse maaşını alamazsın.
There are over 500 members of that group.
O gurupta, 500den fazla insan var.
There are over a hundred David smiths. In the greater San Francisco area.
Tüm San Fransisco bölgesinde yüzün üzerinde David Smith var.
- there are churches all over the world.
- Bütün dünyadaki kiliselerde var.
What are you doing over there?
Ne arıyorsun orada?
What are you doing way over there?
Niye uzakta duruyorsun?
Just... where are the kids? Max is over there sitting down, and haddie is in the car. She doesn't want to come in.
Sadece... çocuklar nerede? Haddie de arabada.
What are you guys doing over there?
Ne yapıyorsunuz orada?
Hey... hey, what are you doing over there?
Hey... Hey, ne yapıyorsunuz orada?
- There are some swings over there.
- İleride bazı hareketlilikler var.
- There are some swings over there. - Yeah.
- Orada bazı sallanma hareketlilikleri var.
There are glamour squads all over Shreveport.
Hipnoz ekipleri tüm Shreveport'ta geziyor.
The boys are staying over there.
Erkekler şu tarafta kalıyor.
What, are you all like that over there in the Northwest? .
Sen de kuzeybatıdakiler gibi misin?
There are five races over a week culminating with the Senior TT
Senior TT müsabakalarında 5 yarış bulunuyor
How are things going over there in Afghanistan?
Bu şeyler Afganistan'a nasıl gidiyor?
And the Taliban is still over there farting falafel and our boys are dying.
Taliban orada bir yerlerde hâlâ yelleniyor ve bizim adamlarımız ölüyor.
Hell, I heard things are so confused over there right now, some of our boys are getting hit with friendly fire.
Şu anda orada herşeyin çok karmaşık olduğunu duydum, bazı adamlarımız kaza kurşunuyla vuruluyorlarmış.
There, you will discover a new meaning of pain and suffering as you are slowly digested over a thousand years.
Orada, bin yıI boyunca sindirilirken acı ve ızdırabın yeni bir anlamını öğreneceksiniz.
We had loaded up the freezer with its contents intact for transport to the Dallas Medical Examiner's office where the forensic experts over there are gonna study it.
Dondurucuyu, içindekilerle beraber, eksiksiz olarak Dallas Tıbbi Muayene Merkezi'ne gönderdik. Orada adli uzmanlar inceleme yapacak.
- What are you ranting about over there?
- Sen orada ne atıp tutuyorsun?
How are things over there?
Orada işler nasıl?
Are you having a party over there?
Orada parti mi yapıyorsunuz?
Great. So now both my bills are being run up over there.
İki faturamı birden şişirecekler artık demek.
There you are. I've been, like, looking, like, all over for you.
Her yerde seni arıyordum.
There are kids all over the country doing dumb, potentially violent things, but the percentage of them who would actually kill anybody is miniscule.
Ülkede saçma sapan şeyler yapıp, şiddet eğilimi gösteren birçok çocuk var. Ama bunların arasından cinayet işleyebileceklerin sayısı çok az.
Although, if they knew the real age difference, they'd be puking all over each other. I'm proud of Dr. G, though, because there are only two people in this world who look like Chris and her mom, and that's Chris and her mom, and he had sex with both of them.
Ama bana sıradışı geldi Dr G ile gurur duyuyorum
I would not like to keep you. But are you perhaps acquainted with the samurai who lives over there?
Şu tarafta oturan genç samurayı hatırlıyor musun?
There are wars going on right now over energy.
Şu an bile enerji için yapılan savaşlar var.
Let's assume there are a dozen more of these places spread all over this countryside.
Kırsal alanda bunun gibi bir düzine yer olduğunu düşünebiliriz.
I'm gonna come down there and blow your brains out, and it pains me to think that you're brains are gonna be spattered all over my beloved bird.
Oraya gelip beynini havaya uçuracağım ve beyninin parçalarının sevgili kuşlarıma sıçrayacak olması bile bana acı veriyor.
I walked over there and your messages are out.
Oraya yürüdüm ve mesajların dışarıdaydı.
Amos, what are you doing way over there?
Amos, orada durmuş ne yapıyorsun?
Margaret McKenna worked at over seven hospitals in the last 15 years, and at every one of them, there are allegations of dangerous infection rates... the Philippines, Chicago, Denver, and each one of those allegations
Margaret McKenna son 15 yılda 7 hastanede çalışmış ve her birinde yüksek enfeksiyon oranlarına ilişkin ihbarlar yapılmış. Filipinler, Chicago, Denver...
They are just b * * * * * * * * around over there.
Onlar adil b.... etrafta oradadır.
There are people all over this galaxy that owe that man a debt.
Bütün galaksi boyunca o adama bir şeyler borçlu olan insanlar var.
Beside the volcanos, there are geysers and hot springs, the whole area seems to be boiling over, even in the depths of winter.
Volkanların haricinde gayzer ve sıcak su kaynakları da vardır. Bölge kışın ortasında bile fokur fokur kaynamaktadır.
There you are, dad! We were looking all over.
Biliyor musun, baba, seni uzun süredir arıyoruz.
It seems justified - you mix your labor with the world then you are entitled to the product and as long as there's enough left over for others and as long as it doesn't spoil and you don't allow anything to go to waste then that's okay.
Bu size doğru gözükebilir ; dünyayı emeğiniz ile yoğurmak! Ondan sonra ürüne sahip olmaya hak kazanabilirsiniz ama başkalarına da yetecek kadar bıraktığınız sürece ve bu artanlar çürümediği sürece hiçbir şeyin ziyan olmasına izin vermiyorsanız, o zaman tamam.
-... what are they doing over there?
-... ne yapıyor onlar orda?
What are you doing? Get back over there.
Ne yapıyorsun?
Yes, you are, buddy, so pack up... None of your stuff and get on over there.
Aynen öyle dostum, eşyalarının hiçbirini toplama ve o tarafa geç.
There are toys all over the floor and somebody's been teething on my shoe.
Yer oyuncak dolu ve birisi ayakkabılarımı dişlemiş!
Those are your friends over there.
Senin arkadaşların şuradakiler.
There are straw bags over there.
Orada saman torbaları var.
There are hundreds of ships, all over the world.
Hala dünyanın üzerinde yüzlerce gemi var.
there aren't any 65
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51