There are no guarantees traducir turco
103 traducción paralela
- There are no guarantees.
- Garanti edemem.
There are no guarantees, Lieutenant, only chances.
Garantisi yok, dedektif, sadece şans.
But there are no guarantees.
Ama bunun bir garantisi yok.
- There are no guarantees.
- Bunun garantisi yok.
There are no guarantees, OK?
Garanti veremem, tamam mı?
There are no guarantees in life.
Hayatta hiçbirşey garanti değildir.
Certainly, one day, everything might come back, but there are no guarantees.
Elbette, bir gün her şey geri gelebilir, fakat bunun da garantisi yok.
- There are no guarantees in life.
Hiçbir şeyin garantisi yoktur.
There are no guarantees.
Güvence yok.
There are no guarantees that any of us will survive it.
Aydınlığa sağ salim çıkacağımızın garantisi yok.
But I have to tell you, there are no guarantees here.
Ama size söylemek isterim ki, bu şey için garanti yok.
Yes. So there are no guarantees.
Evet... bu yüzden, garantisi yok.
As Anla'shok, we choose to do that which frightens us knowing that there are no guarantees.
Anla'shoklar korkularının üzerine giderlerken hiçbir garantileri olmadığını bilirler.
- There are no guarantees, but...
- Hiç bir şekilde garantileme yok ama...
There are no guarantees, D'Argo.
Hiçbir şeyin garantisi yoktur, D'Argo.
There are no guarantees, all things considered.
Ne kadar üzerinde düşünülse de hiçbir şeyin garantisi yok.
There are no guarantees.
Hiçbir garanti yok.
There are no guarantees.
Hiçbir garantisi yok.
Look, we'll try supportive therapy. But there are no guarantees.
Ama aniden karaciğerin iflas..... etmesi durumunda, bir garanti yok.
There are no guarantees.
Garanti yok.
They're extremely expensive, and there are no guarantees.
Çok pahalıdırlar ve söylemeliyim ki işe yaramayabilirler.
In this life, there are no guarantees.
Bu hayatta garanti diye bir şey yoktur.
Of course, there are no guarantees for next year's budget at your hospital.
Tabi gelecek seneki hastane bütçeniz konusunda bir garanti yok.
And even then, there are no guarantees.
Ve ödesem bile, garantisi yok
There are no guarantees with time travel, Leo.
Zaman yolculuğu, Leo ile hiçbir garanti vardır.
There are no guarantees.
hiçbir garanti vermiyorum.
All we can do is maximize the probability for success. - There are no guarantees.
Tek yapabileceğimiz, başarı yüzdesini yükseltmektir.
- There are no guarantees.
Hayır efendim, hiçbir garanti yok.
You understand there are no guarantees in medicine, but as long as we can locate a heartbeat, there's no reason to expect that this baby won't be perfectly healthy.
Tıpta garanti bir şey olmadığını anlamalısınız... ama bir kalp sesi işittiğimiz sürece... bu bebeğin sağlıklı olmaması için hiçbir neden yok.
Kitty, I know that there are no guarantees in this world.
Kitty, bu dünyada hiçbir şeyin garantisinin olmadığını biliyorum.
there are no guarantees.
garantisi yok.
You know there are no guarantees in football.
Bilirsin futbolun hiçbir garantisi yoktur.
There are no guarantees.
Garantisi yok.
There's a surgery, but the vet says... there are no guarantees and the rehabilitators brutal.
Bir ameliyatla şansı var ama veteriner dedi ki garantisi yokmuş ve rehabilitasyon çok acı vericiymiş.
As a professional in the medical field, you know that there are no guarantees.
Tıbbi alanda uzman biri olarak garanti veremeyeceğimizi biliyorsunuz.
I want you to understand that there are no guarantees.
İşin garantisinin olmadığını anlamanı istiyorum.
You and i both know that there are no guarantees in life.
Sen de ben de hayatta hiçbir garantinin olmadığını biliyoruz.
There are no guarantees.
Hiçbir şeyin garantisi yok.
There are no guarantees that you will retrieve the memories you're looking for.
Ulaşmaya çalıştığın anıyı elde etmen de garanti değil.
There are no guarantees for you, if you break down again.
Yine rahatsızlanırsan, senin için başka bir seçenek kalmaz.
You know as well I as I do there are no guarantees on something like this, so calm down and let me handle it.
Böyle bir konuda garanti olamayacağını en az benim kadar sen de biliyorsun. Sakinleş ve bunu ben halledeyim.
There are no guarantees.
Bunun hiçbir garantisi yok.
There are no guarantees in life, doctor.
Hayatta hiçbir şeyin garantisi yoktur Doktor.
Well, there are no guarantees, Mike. None.
Hiç bir garantisi yok, Mike.
But there are no guarantees.
Ama garanti olacak diyemeyiz.
There are no guarantees in life, Peyton.
Hayatta hiçbir şey kesin değildir, Peyton.
Unfortunately, in medicine, even if you do everything perfectly there are still no guarantees.
Çalışın! Malesef tıpta her şeyi mükemmel yapsanız da garanti yoktur.
'Cause that was your idea also, no? Well, there are never any guarantees but we have to do something.
O halde bir garanti veremem size yani yapılacaklar konusunda..
If she confesses, if the drugs are hers, it should help, but you know there's no guarantees.
Eğer uyuşturucuların kendine ait olduğunu itiraf ederse,... yardımı olabilir fakat hiç bir garantisi de yok.
There are no promises of a positive outcome, No guarantees, that, like, caesar,
"İyi bir sonucu olacağının hiçbir garantisi yok..."
And even then, there are still no guarantees.
Ve buna rağmen, hâlâ hiç bir garantisi yok.
there aren't any 65
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51