They will find you traducir turco
415 traducción paralela
Now, or they will find you here.
- Hadi, yoksa seni bulacaklar!
They will find you...
Seni bulacaklar...
They will find you
Seni bulacaklar.
When you steal 600 million, they will find you unless they think you're already dead.
Ama 600 milyon çaldığın zaman, öldüğünü zannetmelerini sağlayamazsan seni kolayca yakalarlar.
We can return you to the crash site, where they will find you, and then take you home.
Seni kaza yerine gönderebiliriz. Seni bulup, eve götüreceklerdir.
Stuart if we found you they will find you.
Stuart eğer biz seni bulduysak....... onlar da seni bulacak.
Like what the stock market is going to be like in the morning or where I can dig to find all the oil... or where are all the countless numbers of lost treasure chests buried at? And if nothing else, do they tell you what the next lottery winning numbers will be?
Hangi hisse senedine yatırım yapabilirsin, nereden petrol çıkartabilirsin nerede define bulabilirsin ya da gelecek hafta piyango hangi numaralara çıkacak?
There are only 8 little letters in this phrase, you will find, but they mean a lot more than all the other words combined.
Bu ufacık cümlenin sadece 13 harfi var, bildiğin gibi. Evet ama anlamı tüm diğer sözcüklerden daha fazla.
If they don't find him, you will get the sack, father?
Onu bulamazlarsa, sen çuvallayacaksın, baba?
We'll go now while they're still asleep... and in the morning, when they find their guns... you and I and Boy will be gone.
Onlar uyurken gidelim. Sabaha onlar silahlarını bulduklarında... sen, ben ve Oğlan gitmiş oluruz.
What do you think the newspapers will say when they find out about this?
Gazeteler bunu öğrenince ne yazacak sanıyorsun?
Find out where they belong, will you, Sam?
Kime ait olduklarını bul, olur mu Sam?
But if you will ruin everything find when they arrive here.
Geldiklerinde burada olursan her şeyi berbat edersin.
They will surely find you out.
Seni mutlaka öğrenecekler.
Darling, what will happen if they find you?
Sevgilim, seni bulurlarsa ne olacak?
Well... when they find nothing... will they leave, do you think?
Birşey bulamazlarsa giderler mi sizce?
They will look for you until they find you.
Seni bulana kadar arayacaklar.
My Aunt Polly will send for the police, and they'll find us in your old rat-filled basement, and you'll go to jail!
Polly teyzem şimdi buraya polisi gönderecek, Bizi, senin sıçanlarla dolu bodrumunda bulacaklar, ve sen de hapse gireceksin!
There will be trouble if they find you here.
Seni bulurlarsa sorun çikar.
Perhaps if we took the bottle somewhere else where they will not find you.
Belki de siseyi alip baska bir yere gitsek, bizi bulamayacaklari bir yere.
- They need a miracle. - And where will you find this miracle?
Onlara bir mucize gerekli.
If you break communicator silence, they will know where they may find us.
Eğer iletişimi kesersen, bizi nerede bulacaklarını biliyorlar.
They will stop me and find you.
Beni durduracak, ve seni bulacaklardır.
If I tell them in here who you are, they will rip you apart to find out where Manuel is.
Kim olduğunu söylersem, Manuel'i bulmak için seni paramparça ederler.
When they find you, my old man will offer another thousand.
Onlar seni bulduklarında, diğer binliği de önereceğim.
Do you know what those people will do to you if they find you alive in this?
Sizinle gelemem. - Anna, bu adamlar seni canlı yakalarlarsa sana neler yapacaklarını biliyor musun?
All right. If they can prove those scrolls don't tell the whole truth of your history, if they can find some real evidence of another culture from some remote past, will you let them off?
Eğer o kalıntılar sizin tarihinizin doğru ve tüm hikayesi değilse ve başka bir kültürün varlığını kanıtlayacak kalıntılar bulurlarsa, onları bırakır mıydın?
They will look for you, but they will not find you.
Seni arayacak, fakat bulamayacaklar.
One morning they'll find you both melted into a shapeless lump like tar. No one will understand, except me.
Bir sabah sizi birlikte bulacaklar... biçimsiz bir katran kütlesi... kimse anlamayacak, benim dışımda.
When you Americans will find that they can not change the world?
Siz Amerikalılar dünyada bazı şeylerin değişmeyeceğini ne zaman öğreneceksiniz?
What will they say when they find out you took in a tramp?
Bir serseriyi eve aldığını öğrendiklerinde ne diyecekler?
How long will Logan last when they find out he opposed you?
Logan'ı da işte tutacaklar mı?
That's what they do when they get behind the couch, fuckin'... look behind your couch, you will find a cat recuperating.
Hay sikeyim! Koltuğunuzun arkasına bakın, toparlanmaya çalışan bir kedi bulacaksınız.
If they are Christians, you will find them.
Hıristiyanlarsa, onları bulursunuz.
The cable will snap, and they'll find you six stories down with your stiletto heels up your throat.
Kablo kopacak, ve sizi altı kat aşağıda bulacaklar, sizin küçük hançer biçimli topuğunuz boğazınızı kesecek.
Remember, there are still people who will kill you if they find out you're alive.
Ayrıca şunu unutma ; dışarıda seni canlı gördüklerinde öldürecek insanlar var.
When they open the will and when you find out what is your part, then come to me so that we make a deal.
Vasiyeti açtıklarında ve sende payını aldıktan sonra, bana gel ve biz de bir anlaşma yapalım.
In order to find out your destination,... they will keep you alive.
Varacağın yeri tespit etmek için,... sana zarar vermeyeceklerdir
If they find out you've seen this, your life will be worth less than a truck load of dead rats in a tampon factory. Go quickly.
Çabuk git.
They'll take you to an island in the South Pacific... where Diana will never find you.
Sizi, Diana'nın asla bulamayacağı bir yere, Güney Pasifikteki bir adaya götürecekler.
They will certainly search this room, and then they find you.
Bu odayı kesinlikle arayacaklar ve sizi bulacaklardır.
I bow to you Master. What will you tell your parents when they find out?
Seni burada gördüğümü söylediğimde ailen ne diyecek acaba?
They will never find a man to behead you.
Kafanızı kesecek birini asla bulamazlar.
( If you'll find it out... ) ( You know what they will do... )
Eğer başarırsan ne yapacaklarını biliyorsun.
If you do not have these basic skills, you will find yourselves locked out, locked out of that american dream that you see advertised on tv, that they tell you is so easy to get.
Bu temel becerilere sahip değilseniz, kendinizi dışarıda bulursunuz. TV'de reklamlarını gördüğünüz Amerikan rüyasının dışında. Hani size elde etmenin çok kolay olduğunun söylendiği rüyanın.
If they really want you, they will come to find you long ago
Gerçekten seni isteselerdi, Çok uzun zaman önce gelip seni bulacaklardı.
Do you think it will be long before they find us?
Bizi bulmaları uzun sürer mi? Ne dersin?
I think you will find that they can also be a weakness.
Onların aynı zamanda bir zayıflık olabileceğini de keşfedeceksiniz.
The kids will burst when they find you've come to support them.
Bu ne güzel bir sürpriz. Sizi beklemiyorduk. Çocuklar onları desteklemeye geldiğinizi görünce çok sevinecek.
If they find you here, they will kill you.
Seni burada bulurlarsa öldürürler.
They'll find something that will place you at that house.
O eve gittiğine dair kanıt bulabilirler.
they will 407
they will come 44
they will kill me 27
they will kill us 20
they will find us 18
they will die 30
they will not 19
they will kill you 73
they will kill him 17
they will be 52
they will come 44
they will kill me 27
they will kill us 20
they will find us 18
they will die 30
they will not 19
they will kill you 73
they will kill him 17
they will be 52
find you 17
they are 1447
they are coming 72
they aren't 58
they can't see you 17
they are my friends 21
they have 241
they said 545
they come 53
they don't 727
they are 1447
they are coming 72
they aren't 58
they can't see you 17
they are my friends 21
they have 241
they said 545
they come 53
they don't 727
they are cute 16
they are beautiful 39
they are everywhere 27
they are my family 17
they are delicious 17
they do 1025
they can't 247
they are good 26
they did 777
they are here 88
they are beautiful 39
they are everywhere 27
they are my family 17
they are delicious 17
they do 1025
they can't 247
they are good 26
they did 777
they are here 88