This hurts traducir turco
642 traducción paralela
Now, this hurts me more than it hurts you.
Bu, senden çok benim içimi parçalıyor.
This hurts me more than you.
Bu, senden çok benim içimi parçalıyor.
This hurts, Raynald, I know, but just once more.
Bu acıtacak biliyorum, Raynald ama sadece bir kerecik.
This hurts me deeply, Maria Candelaria, because I'm Lorenzo Rafael's friend.
Bu beni derinden yaralıyor Maria Candelaria, çünkü Lorenzo Rafael benim dostum.
This hurts me very much, Lola.
Bu durum beni çok üzüyor, Lola.
Timmy, this hurts you more than it hurts me.
- Bu benden çok seni incitiyor.
This hurts!
Anam anam!
God, this hurts!
Ahh acıdı! ..
Tell me if this hurts.
Acıyınca söyleyin.
If this hurts, Felix, tell me,'cause I don't know what the hell I'm doing.
Acırsa söyle Felix. Çünkü ne yaptığımı ben de bilmiyorum.
This hurts me in my heart.
KaIbim krId.
- This hurts.
Acıyor.
Tell me when this hurts.
Acırsa sÖyleyin.
This hurts, Charlotte.
İçim acıyor, Charlotte.
Doing this hurts my eyes... Here!
Bunu yapmak gözlerimi acıtıyor.
You know, this hurts me more than you.
Bu beni senden daha fazla incitiyor.
We know how much this hurts you, but your defensiveness is annoying.
Sam, bunun seni ne kadar incittiğinin farkındayız ama savunuculuğun sinir bozucu olmaya başlıyor.
Look, I know this hurts. It's just... It's just a nick.
Acıttığını biliyorum ama altı üstü bir çizik.
I know it hurts, Son, but you won't always feel like this.
Acı çektiğini biliyorum oğlum, ama sonra hafifleyecek.
It hurts to part with this, Grandpa
Ondan ayrılmak zor geliyor, İhtiyar.
It hurts me to do this.
Beni incitiyorsun.
- My God, this foot hurts.
- Tanrı'm, ayağım acıyor.
Funny how it hurts just in this one spot.
Sadece tek bir noktada ağrı yapması ne garip.
This thing hurts.
Acıyor.
It hurts me to see you go on living like this.
Senin, hayatını böyle harcadığını görmek beni çok üzüyor.
This quiet hurts my ears.
Bu ses kulaklarımı incitiyor.
Well, Susan, it hurts me to own up to this, but... I ain't fit for marriage.
Şey, Susan, bunu söylemek inan beni de üzüyor ama ben evliliğe uygun biri değilim.
With pain, with hurting, with killing and hurts. Don't... I don't need this at all!
Acıyla, zarar vererek, öldürerek.
This one hurts.
Acıtıyor bu.
You shouldn't sing like this, it hurts you.
Şarkı söylemeyin böyle, içinizi acıtır.
- Is um... is this where it hurts?
Neresi ağrıyor, burası mı?
It hurts when I laugh but can you imagine making this journey all over again?
Güldüğümde canım yanıyor ama bu yolculuğu sil baştan yapmayı hayal edebiliyor musun?
But to have waited so long, to know so suddenly this late how it hurts.
Ama bu kadar çok beklemek, sonra birden bu gecikmeyi fark etmek ne kadar acı.
I think we got'em this time. I think we've got'em where it hurts.
Galiba bu sefer onları kötü yerlerinden vurduk.
It hurts, so this must not be a dream.
Acıttı, demek bu bir rüya değil.
If I meet that guy... who has the idea to make this stuff... it hurts my cranium!
Bu eşyaların mucidi adamla tanışsam beynim çatlardı herhalde!
And... sometimes... sometimes it hurts... because I get this feeling that... there's something to remember.
Ve bazen bazen canımı acıtıyor çünkü hatırlamam gereken şeyler varmış gibi hissediyorum.
But it hurts me to see you like this
Ama seni böyle görmek beni üzüyor.
And I cut my little finger on a tin can this morning opening some peaches... and it hurts like a son of a bitch every time I play a chord.
Ve bu sabah şeftali konservesini açarken serçe parmağımı kestim... piyano çalarken sızım sızım sızlıyor.
What hurts the most... and this is a purely personal thing, you know?
En çok içimi acıtan şey ve bu tamamen saf ve kişisel bir şey, anlıyor musun?
My ass hurts from this stool.
Bu taburede oturmaktan kıçım şişti.
This ankle hurts.
Bu ayak bileği acıtıyor.
I find that this plait hurts you at the coasts,
Ama görüyorum ki sen hala sert hasırın üzerinde oturuyorsun,
It hurts. How long will this take you?
Canım acıyor.
Hey, this thing really hurts.
Hey, bu şey gerçekten acıtıyor.
" This guy hurts so bad.
Çevrenden etkilenip benim canımı yakıyorsun.
This is like being a doctor with a patient who can't tell you where it hurts.
Bu neresinin ağrıdığını söyleyemeyen bir hastanın doktoru olmak gibi bir şey.
FACE : Murdock, this is gonna hurt me more than it hurts you.
Murdock, bu benim canımı seninkinden daha fazla yakacak.
This color hurts my eyes.
Bu renk gözlerimi acıttı.
- This leg hurts me.
- Bacağım canımı yakıyor.
Whoa, this fucking hurts man.
Acıyormuş lan.
hurts 119
hurts like hell 20
this is 5015
this way 5411
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is bad 606
this is important 545
this is bullshit 584
hurts like hell 20
this is 5015
this way 5411
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is bad 606
this is important 545
this is bullshit 584
this one 1756
this isn't you 235
this is awesome 376
this is me 479
this is different 405
this is weird 356
this is crazy 1291
this is fun 448
this is a 428
this is ridiculous 1419
this isn't you 235
this is awesome 376
this is me 479
this is different 405
this is weird 356
this is crazy 1291
this is fun 448
this is a 428
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is for you 917
this is the guy 68
this time 1599
this is not good 352
this is a bad idea 175
this morning 1627
this isn't 241
this is good 1083
this isn't going to work 72
this is for you 917
this is the guy 68
this time 1599
this is not good 352
this is a bad idea 175
this morning 1627
this isn't 241
this is good 1083
this isn't going to work 72