English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / This one's yours

This one's yours traducir turco

155 traducción paralela
No one has to tell me you've found a playmate for this rustic holiday of yours, it's in your face.
Anlaşılan kır tatilin için bir oyun arkadaşı bulmuşsun. Yüzünden okunuyor.
This one's yours.
Sizinki bu.
This one of yours could be as dangerous as a rattlesnake bite.
Bu, çıngıraklı yılan ısırığı kadar tehlikeli olabilir.
Nobody in this hotel of yours knows where the other one's gone to.
Bu otelde kimse diğerinin nereye gittiğini bilmiyor.
This car, he's driving, and this one's yours.
Bu arabayı o kullanıyor, bu da senin.
Well, this one's yours, Mr. Barrett.
İşte yatağınız burası, Bay Barrett.
This one's yours.
Bu sizinki.
What's yours on this one?
- Hangisine bahis yatırdın?
This time, if you get even one little idea in that worm-eaten head of yours I'll kill you.
Eğer bu seferde kurtlanmış beynine yeni en ufaki bir fikir daha gelecek olursa seni gebertirim.
Take this one. It's nicer than yours.
Bu çantayı al, seninkinden daha güzel.
You're still one up in this little game of yours.
Şu senin küçük oyununda, hala avantajlısın.
This one's yours, Le Péron.
Bu senin Le Péron.
Well, let's have a look at this one leg of yours, then.
Şu bacağa bir bakalım.
One word to anybody about what happened... and you're not only going to have to settle with me... but that convention of yours is gonna find out their new bishop's a drunk... and you're two of the biggest damn fools this side of Fort Kearney.
Olanları birine söylediğiniz anda... hem beni karşınızda bulursunuz... hem de kongredekiler yeni piskoposlarının ayyaş ve ikinizin... Fort Kearney'nin bu tarafındaki en aptal tipler olduğunuzu öğrenirler.
This one's yours.
Bu oda senin.
This secret of yours, is it a little one or a big one?
Bu sırrın, küçük bir şey mi, yoksa büyük mü?
But this one is yours, right? It's your personal wrench
Ama bu senin kendi anahtarın değil mi?
Here's how this works. If no one claims it or identifies it in 30 days, it's yours.
30 gün içinde kimse sahip çıkmazsa, para senindir.
Why don't you ditch that no-good husband of yours? This one's on Harlan.
Sen neden o işe yaramaz kocandan kurtulmuyorsun?
Oh, yes. I remember their off-key caterwauling on the old Sullivan show. This commission and all of its glory can be yours but you must answer one question.
aa, evet onları Sullivan şovundaki saçmalıkları ile hatırlıyorum bayan Simpson, bu görev ve tüm başarısı sizin olabilir ancak bir soruya cevap vermeniz gerekiyor
All right, this one's yours.
Peki, bu senin.
- Mary, this one's yours.
- Mary, Bu senin.
This one's yours.
Görev senin.
- This one's yours?
- Bu oğlan benim. - Bu senin, öyle mi?
- This one's yours too.
- Bu da senin mi?
This one's yours!
Seninki bu!
This one's yours, Stan!
Senindir, Stan.
This one's yours, son.
Tamamdır evlat.
This one's yours.
Bu senin ki.
This one's yours.
İşte bu senin.
This one's yours.
Bu senin.
I recognize it's an addiction of yours but this is one instance when you just should have kept your nose out of it!
Galiba bu senin bir bağımlılığın. Ama bu olaya burnunu sokmamalaıydın.
Get off the bed, this one's mine, that's yours.
Kalk yatağımdan, bu benim yatağım. Seninki o.
You do this one last thing for me, and she's all yours. Uh-huh.
Benim için son bir şey yaptığında o tamamen senindir.
This one's yours.
Bu seninki.
This one's yours, Stan.'N this one is Kyle's.
Evet, bu senin Stan, bu Kyle'ın.
This looks just like my house, but this one's yours.
Bu da tıpkı benim evim gibi, ama sizinki bu ev.
That's Paulie's, this is mine, and... this one is yours.
Bu Pauli'nin, bu benim, ve... bu da senin.
But there's one or two around here who'd sure like to meet this fella of yours.
Ama iki kişiyiz ve... adamla tanışmak isteriz.
This one's all yours.
Bu vaka senin.
- You want this one too? She's yours.
Bu hastayı sen de mi istiyorsun?
- This one's all yours.
Hayır - Peki.Bu senindir
No, I think this one's all yours.
- Evet!
Hyde, I think this one's yours.
Hyde, sanırım bu senin.
You gave me one week's notice, so this is my property for the next week - not yours
Bana 1 haftalık ihtar çekmiştin... - Yani burası 1 haftalığına bana ait sana değil.
Okay, this one's going to yours truly.
Bana pas verin.
This one's yours.
Bu senin için.
This one's yours right here. Don't blow it.
İşte bu dalga senin.
Come on. Paddle, paddle.! This one's yours, Anne Marie.!
Yoksa bir daha sana yardım etmem.
- This one's all yours. - What patient?
- Senin sorumluluğunda.
This one's yours, Pratt.
Bu hasta senin Pratt

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]